ENGİN YILDIRIM

Finans yönetimi, işletmenin ihtiyaç duyduğu fonların sağlanması, bu fonların korunması ve uygun yatırımlarla etkin olarak kullanılması süreçlerini kapsar. En net tanımıyla finans yönetimi, bir işletmenin finansal hedeflerine ulaşabilmesi için mali durumunun uygun şekilde yönetilebilmesi sürecidir.

Finansal yönetim aşamasında dikkate alınması gereken unsurlar bu şekilde sıralanıyor:

  • İşletmelerin yatırım yapacağı kaynakların ve hangi oranlarda yatırım yapacağının belirlenmesi.
  • Fon miktarının tespit edilmesi.
  • Fonların sağlanacağı kaynakların ve nasıl sağlanacağının tespit edilmesi.
  • Fonların bulunması ve tespit edilen yatırım kaynaklarına aktarılması.
  • Gerçekleştirilen faaliyetler sonucunda elde edilen kâr tutarının ne şekilde ve hangi kaynaklara dağıtılacağının belirlenmesi.

Sürdürülebilirlik günümüzde pek çok sektörde ve farklı alanlarda karşılaştığımız, global ölçekte önemli yer bulan bir kavram. İklim değişikliği, azalan kaynaklar ve artan nüfus, gelir eşitsizliği ile değişen ekonomik koşullar gibi kritik konular toplumlar ve aynı zamanda gelecek nesiller için birer tehdit unsuru. Bu gelişmelerin etkisini azaltabilmek için devletler, uluslar üstü kuruluşlar ve kalkınma bankaları, finansal kurumlar, düzenleyici otoriteler ve kar amacı taşımayan kuruluşlar farkındalık yaratarak önlemler almak için gayret göstermekte, ortak platformlarda sürdürülebilir gelişmeyi hedefleyen çalışmalar yürütmektedirler.

Sürdürülebilir finans; Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerinin finansman tedarik süreçlerini yönlendirdiği durumları tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Yatırımların sürdürülebilirlik performansı çerçevesinde şekillenmesi sürdürülebilir finans uygulamalarını ortaya çıkarmaktadır.

Küresel sürdürülebilirlik hedeflerinin gerçekleşmesinin ancak kapsayıcı, erişilebilir ve sorumlu ekonomi hizmetleri ile gerçekleşebileceğinin bilinciyle yenilikçi sürdürülebilir finansman hizmetleri hayata geçirilir. Sürdürülebilir finansmanın önemi her geçen gün artıyor ve finans sektöründe daha da yaygın hale geliyor. 

Sürdürülebilir finansman, finansal kararları alırken kısa vadeli kazançların ötesinde çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerini de dikkate alan bir yaklaşımı ifade ediyor. Bu yaklaşımla finans sektörü karlılığı sadece finansal kazançlarla değil, çevresel ve toplumsal faydayı da gözeterek uzun vadeli sürdürülebilirlik anlayışıyla ölçümleyip değerlendiriyor. Böylece atılan her bir adım hem bugüne, hem de geleceğe hizmet ediyor.

Sürdürülebilir finansmanın neden giderek önem kazandığına gelince, birkaç temel nedenden bahsedebiliriz. İlk olarak, sürdürülebilir olmayan sistemlerin çevresel ve sosyal etkilerine dair farkındalık hızla artıyor. Bununla birlikte iklim değişikliği, çevre kirliliği, insan hakları ihlalleri gibi kritik meselelerin aynı zamanda finansal riskler olduğu da kabul edilmiş durumda. Dolayısıyla bu risklerin berteraf edilmesi için sürdürülebilir finansman çözümlerine ihtiyacımız var. Bu farkındalık yatırım tercihlerine de yansıyor. Bugün birçok yatırımcı, yatırımların sadece finansal getiriye odaklamak yerine, çevresel ve sosyal etkileri de dikkate alarak yapmayı tercih ediyor. Bu da sürdürülebilir finansman ürünlerine ve projelere olan ilgiyi artırıyor.

Paydaşları nezdindeki sürdürülebilirlik talebine paralel olarak kurumlar da sadece kar odaklı bir yaklaşım yerine, çevresel ve sosyal sorumlulukların yerine getirmek ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemek konusunda daha kararlı adımlar atıyorlar.

Sürdürülebilir finansman giderek daha fazla önem kazandığını ve finans sektöründe daha yaygın bir uygulama haline geldiğini görüyoruz. Sürdürülebilirlik Yönetimi, bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da karşılamayı hedefler ve doğal kaynakların tükenmesi, çevre kirliliği ve toplumsal eşitsizlik gibi sorunların önüne geçmeyi amaçlar.

Öte yandan sigortacılıkta finansman sistemi içinde önemli bir alandır. Kısaca,

Sigorta, risklerin gerçekleşmesi sonucu doğabilecek zararları gidermek için kullanılan mali araçtır. Sigorta sözleşmesi, sigorta yapılması için hukuken gerekli sözleşmedir. Sigorta şirketi, sigorta işlerinin yönetilmesi, işletilmesi, satışı ile ilgilenen şirkettir. Sigortacılık, bu işlerle ilgilenen meslektir.

İnsanların tüm varlık ve girişimleri risk (riziko) adı verilen belirsizliklerin tehdidi altındadır. Sigorta, risklerin gerçekleşmesi halinde doğan zararı karşılar, böylece geleceğin maddi açıdan belirli hale gelmesini sağlar. Sigorta kişi ve kurumlara güven sağlar, böylece geleceğin planlanmasını mümkün kılar, girişimciliği teşvik eder.

Bir sigorta şirketinin organizasyonu altında bir araya gelen sigortalılar gelecekteki hasarları karşılamak için prim adı verilen ücreti öderler. Prim tutarına, hasarlar için yapılacak ödemelerin yanı sıra, sigorta şirketinin işletme masrafları, kârı, vergiler, acente komisyonları gibi kalemler de dahildir.

Artan rekabet sonucu, çağdaş sigorta şirketleri müşterilerine tazminat ödeyerek yardımcı olmanın dışında sayısı giderek artan bazı yardım hizmetleri, örneğin yolda kalan araçlar için çekici, bozulan musluklar için tesisatçı temini gibi ek hizmetler vermektedir.

Sigorta şirketleri çoğu ülkede (ve Türkiye’de) hayat ve hayat dışı branşlarda çalışan şirketler olarak ikiye ayrılır.

Türkiye’de sigortacılık sektörü, Hazine Müsteşarlığı bünyesinde faaliyet gösteren Sigorta Denetleme Kurulu tarafından denetlenmekte, Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenmektedir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın