Dünyada 45 ülkede her gün 100 milyon insana dokunan Sodexo, Harris Interactive ortaklığında ikinci uluslararası sürdürülebilir gıda barometresinin sonuçlarını açıkladı. 7 binden fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirilen bu araştırma, daha sürdürülebilir bir gıda sistemine geçişi hızlandırmayı amaçlıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 74’ü sürdürülebilir gıda konusuna olumlu bakıyor. Ancak Batı ülkelerinde enflasyonist ekonomik koşullar, sürdürülebilir gıdaya yönelik heyecanı azaltma eğiliminde. Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerde halkın 3’te 2’si sürdürülebilir gıdaya son derece olumlu bakarken, batı ülkelerinde bu oran yüzde 20-30 seviyelerinde kalıyor.
Araştırma, tüm ülkelerde vatandaşların sürdürülebilir gıda konusunda oldukça olumlu bakış açısına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan tüketicilerin üçte ikisi sürdürülebilir gıdanın yaşam kalitesini artırmaya katkı sağladığını düşünüyor. Sürdürülebilir gıdalar, daha sağlıklı ve dengeli olarak görülüyor. Tüketicilerin yüzde 47’si sağlık açısından sürdürülebilir beslenmeyi faydalı bulurken, yüzde 51’i çevreye olumlu etkisi olduğunu, yüzde 43’ü de biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkısı olduğunu belirtiyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 42’si mümkün olduğunca sürdürülebilir besleniyor
Sürdürülebilir gıda, Batı ülkelerinde enflasyonist ekonomi nedeniyle daha ölçülü olmasına rağmen daha çok heyecan yaratıyor. Sodexo’nun yaptığı araştırma tüketicileri sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarını benimsemeye en çok teşvik eden üç temel faktörün fiyat, tat ve sağlık olduğunu ortaya koyuyor. Barometre, sürdürülebilir gıda konusunda üç ana tüketici profilini belirliyor. Araştırmaya katılanların yüzde 42’si “Kararlı” grup olup, mümkün olduğunca sürdürülebilir ürünler tüketiyor. Yüzde 44 olan “Kararsız” grup ise, sürdürülebilir ürünler mevcut olsa bile tercih etmekte tereddüt ediyor. Son grup ise 14 ile “Uzak Duran” grup olup, henüz sürdürülebilir ürünler tüketme eğiliminde değil.
Sürdürülebilir gıdanın önündeki en büyük engel tat ve lezzet kaybı
Tüm tüketiciler için fiyatın gıda ürünlerini seçmede birinci faktör olmaya devam ediyor. Tüketicilerin yüzde 73’ü fiyatı çevresel kaygıların önünde tutuyor. Üç grup için de tat, fiyatın hemen arkasından gelen önemli bir faktör olarak gıda seçiminde belirleyici oluyor. Sağlık da önemli bir unsur olarak öne çıkıyor: besin değeri ve ürün bileşimi, karar verme sürecindeki üçüncü ve dördüncü en önemli faktörler arasında yer alıyor. Sürdürülebilir gıdaya geçişin en büyük engeli, tat ve lezzet kaybı olarak öne çıkıyor. Kararlı tüketicilerin yüzde 47’si, kararsız tüketicilerin yüzde 68’i ve uzak duran tüketicilerin yüzde 70’i, sürdürülebilir bir ürünün, normal bir üründen daha az lezzetli olması durumunda bunu tüketmeye istekli değil.
Sürdürülebilir ürün tüketiminde fiyat önemli
Fiyat engeli de önemli bir faktör. Kararlı tüketicilerin yüzde 37’si, kararsız tüketicilerin yüzde 62’si ve uzak duran tüketicilerin yüzde 69’u, sürdürülebilir bir ürünün daha pahalı olması durumunda bunu tüketmeye istekli değil. Yaygın inançların aksine, en “Kararlı” vatandaşlar “Kararsız” ve “Uzak Duran” gruplarla neredeyse aynı sıklıkta et tüketiyor. Ancak “Kararlı” grup, et tüketimlerini azaltmayı düşünmeye daha yatkın ve özellikle kırmızı et konusunda bunu zaten yapmaya başlamış durumda.
Araştırmaya katılanlar yemeklere beslenme bilgilerinin yazılması gerektiğini belirtiyor
Tüketiciler için, yemek hizmeti tedarikçileri, daha sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarına geçişin ana itici güçleri olarak görülüyor. Çiftçilerin ve gıda endüstrisinin ardından, yemek hizmeti tedarikçilerinin, daha sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarına geçişte lider bir rol oynaması bekleniyor. Araştırma, güçlü bir teşvik ihtiyacı olduğunu da ortaya koyuyor. Kararlı tüketicilerin yüzde 47’si ve kararsız tüketicilerin yüzde 40’ı, sürdürülebilir ürünlerle tarif fikirleri paylaşmanın veya yemek tarifleri önerilerinin bireysel alışkanlıklarını değiştirmelerine yardımcı olacağına inanıyor. Ayrıca, kararlı tüketicilerin yüzde 46’sı ve kararsız tüketicilerin yüzde 37’si, ürün ve yemeklerde beslenme bilgilerini daha belirgin bir şekilde vurgulamanın gerekli olduğunu düşünüyor.
Sodexo, daha sürdürülebilir beslenme alışkanlıklarına geçişi hızlandırmak ve tarladan tabağa kadar olan tüm değer zincirinde emisyonlarını azaltmak için bu etkenleri somut girişimlerle kullanmaya devam etmeyi hedefliyor.
- Şeflerin yaratıcılığıyla ilham vermek: Barometre’nin ortaya koyduğuna göre, tarifler geçiş sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Sodexo, şeflerini ve ekiplerini, Modern Recipe, EAT, ThinkGreen, Vive Café gibi markaları aracılığıyla tüketicilere ilham veren yeni bitki bazlı yemekler yaratmaları konusunda eğitiyor.
- Ürünler hakkında bilgi sağlamak: Etkili dijital çözümler aracılığıyla, sunulan yemeklerin çevresel etkisini göstererek tüketicileri yönlendirmektedir.
- Gıda israfını azaltmak: 2024 yılı itibarıyla %77’si kadar alanında uygulanacak olan WasteWatch programı ile Sodexo, operasyonlarında gıda israfını gelecek yıl yarıya indirmeyi hedeflemektedir.
- Yerel gıda ürünlerini ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmek, tedarikçilerine karbon emisyonlarını azaltmalarında destek olmak ve tüm ekosistemini çevresel etkileri pozitif hale getirmek için harekete geçirmek.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.