Finans Alanının En Önemli Etkinliği Olan 8. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’ne Yoğun İlgi…
“Üçüz (Dijital, Yeşil ve Toplumsal) Dönüşümün Kesişim Noktası: Sermaye Piyasaları” Temasıyla 10 Aralık’ta İstanbul’da Başladı. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSPB) sekiz yıldır aralıksız sürdürdüğü Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi, 10 Aralık’ta İstanbul’da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açılış konuşmalarıyla başladı. ‘Üçüz (Dijital, Yeşil ve Toplumsal) Dönüşümün Kesişim Noktası: Sermaye Piyasaları’, temasıyla ‘karbon nötr’ yapılacak Kongre’de, ‘Türkiye Finans Sektörünün Geçmişten Geleceğe Yolculuğu’ başlığı ile gerçekleştirilen ana panelin yanı sıra üçüz dönüşümün her bir başlığı altında 4’er olmak üzere toplamda 12 panel ve 16 eğitim modülü yer alacak.
Finans sektörünün en kapsayıcı meslek örgütü olarak kabul gören Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSPB) her yıl finans sektörünün nabzını tuttuğu, konu ve konuklarıyla ses getiren ve artık gelenekselleşen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin sekizincisi 10 Aralık 2024, Salı günü İstanbul’da başladı. “Üçüz (Dijital, Yeşil ve Toplumsal) Dönüşümün Kesişim Noktası: Sermaye Piyasaları” temasıyla fiziki katılım ve çevrimiçi panel ve eğitimlerin gerçekleştirildiği hibrit Kongre, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Korkmaz Ergun ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz’ün açılış konuşmalarının ardından Kongre’nin ana paneli olan ‘Türkiye Finans Sektörünün Geçmişten Geleceğe Yolculuğu’ paneli gerçekleştirildi. CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni Servet Yıldırım’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali, Polisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı deneyimli bankacı Tayfun Bayazıt ve QNB Bank Yönetim Kurulu Üyesi Temel Güzeloğlu gündeme dair önemli bilgi ve fikirlerini paylaştı.
“Sermaye piyasalarında kaydedilen ilerleme gurur vesilesidir”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 8’inci Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin sermaye piyasasında yeni teknolojiler, alternatif yatırım araçları ve yeşil finans gibi alanlarda önemli perspektifler sunacağını söyledi.
Yılmaz, açılış konuşmasına “Vizyoner liderliğiyle Türkiye’de finans sektörünün dönüşüm ve gelişimine 22 yıldır liderlik eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sizlere selamlarını ve başarı dileklerini iletiyorum” diyerek başladı.
Sermaye piyasalarının kalkınma ve milletin refahı için hayati bir role sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bu piyasalar, sadece kaynak oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik katma değer üretir, istihdamı artırır, yatırımcılarımıza güvenli ve kazançlı alternatifler sunar. En önemlisi de, güçlü bir ekonomik altyapının temel taşlarını oluşturur. Son yıllarda, Türkiye’nin sermaye piyasalarında kaydettiği ilerleme, hepimiz için bir gurur vesilesidir. Hem arz hem de talep tarafında, büyümenin ve gelişimin kararlı bir şekilde sürdüğünü hep birlikte görüyoruz. Bu başarı, sadece rakamlarda değil, aynı zamanda yatırımcımıza, sanayicimize, işçimize ve geleceğimize yansıyan bir kalkınma hikâyesidir. Bu gelişmede Sermaye Piyasası Kurulumuzun ve sektör paydaşlarının çalışmalarının önemli rolü bulunmaktadır” dedi.
Pay senedinden borçlanma araçlarına kadar doğrudan ve dolaylı olarak sermaye piyasasındaki toplam yatırımcı sayısının 36 milyonu aştığını kaydeden Yılmaz, “Borsa yatırımcı sayısı 8 Aralık itibarıyla 6,9 milyon kişi, portföy değeri 13,6 trilyon lira düzeyinde bulunmaktadır. Yatırım fonlarında da yaklaşık 5,5 milyon yatırımcı olup, bunların portföy büyüklüğü 4,4 trilyon lira düzeyindedir. Geçen yıl 54 şirket ilk halka arz yoluyla piyasadan 79,3 milyar lira fon temin ederken, 12 Aralık itibarıyla halka arz süreci tamamlanan 31 şirket de piyasadan 55,9 milyar lira kaynak sağladı. Ülkemiz halka arzdan sağlanan fon büyüklüğü bakımından geçen yıl dünyada 10’uncu, Avrupa’da da birinci sırada yerini almıştır. Halka arzlardaki bu gelişme, reel sektörün sermaye piyasasına her geçen yıl ilgisinin ne kadar çok artığına işaret ederken, şirketlerin bankacılık sektörü dışında da sermaye piyasası araçlarına yöneldiklerini göstermektedir. Yatırımcı sayısının yükselişi düzenleyici ve denetleyici otorite konumundaki Sermaye Piyasası Kuruluna da ilave sorumluluk yüklemektedir. Ülkemizin ilk özerk düzenleyici ve denetleyici kurumu olan SPK’nın sahip olduğu tecrübe ve güçlü hukuki altyapısı sayesinde sermaye piyasamızın güvenli, adil, şeffaf ve etkin şekilde işlemeyi sürdüreceğine yürekten inanıyorum” diye konuştu.
“Finansal istikrarı destekliyoruz”
“Orta Vadeli Program kapsamında, yurt içi tasarrufların artırılmasını, kaynak dağılımında etkinliğin sağlanmasını ve sermaye piyasalarının geliştirilmesi yoluyla finansmana erişimin kolaylaştırılmasını hedefliyoruz” diyen Yılmaz konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Programımızın olumlu sonuçlarını çeşitli finansal göstergelerde görmeye devam ediyoruz. Rezervlerimiz hızla güçleniyor. 2023 yılı Mayıs ayında 98,5 milyar dolar seviyesinde olan brüt rezervler 29 Kasım haftası itibarıyla 59,2 milyar dolar artışla 157,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmişti. Uyguladığımız programa duyulan bir güvenin işareti olarak CDS risk primimiz 244 baz puanla 2020 yılı Şubat ayından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Kur Korumalı Mevduat (KKM) kesintisiz olarak 67 haftadır düşüyor. KKM zirvesine göre 2,2 trilyon TL gerileyerek 1,2 trilyonun altına indi. KKM’nin toplam mevduat içindeki payı geçen yıl en yüksek seviyesi olan yüzde 26,2 oranından yüzde 6,6’ya geriledi. Türk lirasına olan güven ve talep artıyor. Türk lirası mevduatın toplam içindeki payı aynı dönemde yaklaşık 25 puan artarak yüzde 57,3 seviyesine ulaştı. Makro finansal istikrarımızı güçlendiren ve dayanıklılığımızı artıran programımız sayesinde bu yıl üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan 2 kez not artırımı alan tek ülkeyiz. Ekonomik programımızı kararlılıkla uygulayarak finansal istikrarımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Ayrıca, finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılması da finansal istikrarı güçlendirme çabalarımızın önemli bir parçasıdır. Sermaye piyasalarının geliştirilmesi, finansal istikrarın desteklenmesinde kuşkusuz çok önemli rol oynamaktadır. Sermaye piyasaları özelinde finansal ürün ve hizmet çeşitliliğini sağlayacağız. Bir yandan küçük yatırımcıların haklarını korurken bir yandan da yatırımcı tabanını artırmayı öngörüyoruz.”
“Finansal Okuryazarlık Platformu”na destek talebi
Güçlü bir sermaye piyasası, bilinçli yatırımcılar ve sürdürülebilir bir ekonomiyle mümkün olduğunu kaydeden Cevdet Yılmaz, Sermaye Piyasası Kurulu koordinatörlüğünde “Finansal Okuryazarlık Platformu” hakkında da bilgi verdi. Vatandaşların e-Devlet üzerinden eğitim videolarına kolayca erişerek ücretsiz şekilde bilgilendiğini belirten Yılmaz, “Bu vesileyle sermaye piyasasının tüm paydaşlarını hem bu platforma katkı vermeye hem de bu gibi eğitim faaliyetlerini yaygınlaştırmaya davet ediyorum. Finansal okuryazarlık seviyesi toplumda arttıkça, bireylerin tasarruf alışkanlıkları güçlenecek, bilinçli yatırım kararları artacak ve ekonomik refah daha geniş kitlelere yayılacaktır. Kıymetli Misafirler, Üçüz Dönüşüm Çağı: Dijital, Yeşil ve Toplumsal Günümüzde dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve toplumsal pozitif etki, birbirinden ayrı düşünülemeyecek üç temel dönüşüm alanıdır. Yani artık üçüz dönüşüm çağına girmiş bulunuyoruz. Bu süreçte sermaye piyasaları, hem bu dönüşümlerin itici gücü hem de risklerin azaltılmasını ve kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlayan bir mekanizma olarak öne çıkmaktadır” diye konuştu.
Teknoloji ve finansal dönüşümde öncelik; güvenilir altyapı, etik yaklaşımlar ve siber güvenlik
Teknoloji ve finansal sistemlerde dönüşüm konusuna da değinen Yılmaz, şöyle devam etti: “Teknolojik gelişmeler, finansal sistemleri kökten dönüştürerek yapay zekâ, blokzincir ve fintech gibi yeniliklerle sermaye piyasalarını daha hızlı ve erişilebilir hale getiriyor. Ancak, bu dönüşüm hızın yanı sıra güvenilir altyapılar kurulmasını, etik yaklaşımların benimsenmesini ve siber güvenliğin öncelik kazanmasını da gerekli kılmaktadır. Türkiye, gerek fintech girişimleri gerekse dijital altyapıya yaptığı yatırımlarla küresel rekabette güçlü bir konuma ilerlemektedir. Örneğin, finansal risk merkezi ile piyasaların dijital olarak denetlenmesi ve gözetimi sağlanmaktadır. Ayrıca, dijital varlıkların alınıp satıldığı platformlara yönelik çalışmalar devam ederken, kripto varlıkların düzenlenmesi sürecinde de önemli adımlar atılmıştır. Finans sektörünün siber güvenlik operasyonel risklerine göre gerekli önlemlerini almasının hem likidite yönetimi, hem de yatırımcıların korunması açısından önemli olduğunu burada hatırlatmak isterim.”
Yeşil tahviller, sürdürülebilir fonlar ve karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen projelerin, yatırımcıların ve şirketlerin öncelikli gündeminde yer aldığına değinen Yılmaz, SPK’nın iklim finansmanı için yurt içi finansman imkanlarını harekete geçiren çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Bu kapsamda yayımlanan “Yeşil ve Sürdürülebilir Borçlanma Araçları ve Kira Sertifikası Rehberi”nin ülkemizde yeşil ve sürdürülebilir projelerin finansmanına sermaye piyasaları yoluyla katkı sağlandığını vurgulayan Yılmaz, “Rehberin yayımlanmasının ardından bugüne kadar 20 farklı ihraççı tarafından toplam 334 milyar liralık sürdürülebilir nitelikli ihraç gerçekleştirilmiştir. SPK’nın yakın zamanda kamuoyu görüşüne sunduğu “Yeşil, Sürdürülebilir ve Sosyal Sermaye Piyasası Araçları Rehber Taslağı” ile sürdürülebilirlik bağlantılı ihraçların daha da artması beklenmektedir. SPK’nın, planlandığı yeni çalışmalar çerçevesinde bu alandaki ihraçların daha da artacağı beklenmektedir” dedi.
“Yatırımlar sosyal fayda da sağlamalı”
Üçüz dönüşümün toplumsal duyarlılık ve kapsayıcılık tarafına da değinen Yılmaz, “Toplumsal etki kavramı, sürdürülebilirlikle birleştiğinde, yatırımın yalnızca ekonomik değil, sosyal fayda sağlaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Sürdürülebilirlikle birlikte şunu görüyoruz ki; ne yaparsanız yapın dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve toplumsal pozitif etkiye dayanmazsa bir bacağı eksik kalıyor. Sermaye piyasaları, yalnızca büyük oyuncuların değil, toplumun her kesiminin erişebileceği bir alan olmalıdır. Kadınların, gençlerin ve dezavantajlı grupların finansal sisteme dâhil edilmesi, ekonomik büyümenin daha adil bir şekilde paylaşılmasına imkân tanıyacaktır. Sosyal tahviller ve etki yatırımları gibi araçlar, toplumsal refahı artırırken yatırımcılar için de uzun vadeli değer yaratmaktadır. Türkiye, dayanışma kültürünü bu anlayışla birleştirerek dünyaya örnek bir model sunabilir. Üçüz dönüşüm unsurlarını birlikte destekleyecek politikalar geliştirmek ve sermaye piyasalarımızı güçlü ve dinamik kılmak için hep birlikte çalışacağız” diye konuştu.
“Sosyal sorumluluk projesi örnek olmalı”
“Türkiye olarak, güçlü sermaye piyasalarımız ve sağlam ekonomik altyapımızla dijital, yeşil ve toplumsal dönüşüm süreçlerinde lider bir ülke olma yolunda ilerliyoruz” diyen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Sermaye piyasalarımızın gücü, yalnızca ülkemizin ekonomik büyümesi için değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel düzeyde finansal istikrar ve kalkınmaya da katkı sağlayacaktır. Bu dönüşümleri hayata geçirmek için finans sektörümüzü daha etkin, kapsayıcı ve sürdürülebilir hale getirmek adına kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nde bu dönüşümlerin tartışılacağı ve yeni fikirlerin ortaya çıkacağına olan inancım tamdır. Ekonomimizin geleceği için dijitalleşmeyi ve sürdürülebilirliği esas alan, riskleri en aza indiren ve toplumsal faydayı önceleyen politikalar geliştirmeyi sürdüreceğiz. Bu yıl 8’incisi düzenlenen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin gerçekleştirilmesinde emeği geçen başta SPK ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ediyorum. “Kongremize Sen De Katıl, Darüşşafakalı Öğrencilerin Nitelikli Eğitimine Destek Ol!” başlıklı sosyal sorumluluk projesiyle kongre kapsamında Darüşşafaka’ya destek sağlayan tarafları tebrik ediyorum. Bu yaklaşımın benzer organizasyonlar yapan paydaşlara örnek olmasını temenni ediyorum.”
“Fintekler gelecek yıllara damgasını vuracak”
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenen “Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi”nde konuşan Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül, etkinliğin önemine işaret etti.
Bu yılki teması, “Üçüz (Dijital, Yeşil ve Toplumsal) Dönüşümün Kesişim Noktası: Sermaye Piyasaları” olarak belirlenen Kongre çerçevesinde ele alınacak konuların sektöre yol göstereceğini dile getiren Gönül, sürdürülebilirliğin bir kaç senedir kendilerinin de çalıştığı önemli konulardan biri olduğunu vurguladı.
2022’den sonra gelişen teknolojilere ve gelecek tüm yeni trendlere uyum sağlamaya çalıştıklarını anımsatan Gönül, şunları söyledi: “Haziran ayında Kripto Yasası Meclis’ten geçti ve bu büyük sorumluluk Kurulumuza verildi. Biz de bunun için ikincil düzenlemeleri çok yakında yayımlayacağız, bu da artık düzenli bir şekilde hayatımızda devam edecek. Dijital dönüşüm dediğimiz zaman sadece kripto veya diğer finansal durumlara bakmamak lazım. Dijital dönüşümde finans aşamasında özellikle fintek’in gelecek yıllara damgasını vurmaya devam edeceğine inanıyoruz. Finansal sistem sadece sürdürülebilirlikle devam etmeyecek aynı zamanda toplumsal etkinin yapılmasında çok önemli bir yer sağlayacaktır. Bu nedenle son dönemde özellikle finansal okuryazarlık konusunda Kurum çalışmalarımızı hızlandırdık. Mayıs ayında Bakanımız Mehmet Şimşek’in katılımıyla SPK olarak bir Finansal Okuryazarlık Platformu’nu hayata aldık. Bunu hayata aldıktan sonra hızla diğer kamu kurumlarıyla ortak çalışmalara girdik. Bizim için en önemli iki kesim olan kadınlarımız ve gençlerimiz için ilk protokolümüzü Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızla yaptıktan sonra yeni iş hayatına girecek kişiler için özellikle KOSGEB ve İŞKUR’la yaptığımız protokolleri de oldukça değerli görüyoruz. Finansal okuryazarlığın aynı zamanda tüm eğitim hayatımızda ilkokuldan başlayarak değil, daha öncesinden başlayarak verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bunu sağlamak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Müfredatta da yer almasını umduğumuz finansal okuryazarlık çalışmalarımız il ziyaretlerimiz kapsamında öğrencilerle buluşarak devam ediyor.”
“Finansal okuryazarlığı işletme sahiplerine yaymak için çalışıyoruz”
“Finansal okuryazarlığın aynı zamanda tüm eğitim hayatımızda ilkokuldan başlayarak değil, daha öncesinden başlayarak verilmesi gerektiği kanaatindeyiz” diye konuşan Gönül, “Bunu sağlamak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Finansal okuryazarlık platformunun şu ana kadar 100 binin üzerinde kişi tarafından ziyaret edilerek sertifikalarını aldı. Artık finansal okuryazarlığı hem gençlere hem de ticaret hayatında olan, özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sahiplerine yaymak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.
Korkmaz Ergun’dan şirketlere halka arz daveti
Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Korkmaz Ergun, “Borsa İstanbul Grubu olarak, şirketlerimizin ve yatırımcılarımızın, sermaye piyasalarımızın sunduğu imkânlardan daha fazla faydalanmaları için çalışıyoruz. Şirketlerimizi, güçlü öz sermaye ve ortaklık kültürü ile sürdürülebilir bir büyümenin finansmanını sağlayabilmeleri için, halka arz yoluyla Borsamıza davet ediyoruz. Şirketlerimize sadece halka arz başvurusu yaptıktan sonra değil, öncesinde, yani karar ve hazırlık aşamasında da destek veriyoruz. Son dört senede, Borsamızda 177 şirket işlem görmeye başladı. Bu şirketlerin halka arzından 176 milyar TL kaynak sağlandı. Söz konusu şirketlerimizin işlem hacmi, toplam işlem hacmimizin dörtte birini oluşturmaktadır. Böylece, şirket sayımız 570’e ulaşırken, bu vesileyle BIST500 Endeksi’ni de hesaplamaya başladık” dedi.
Yabancı yatırımcılarla hem birebir hem de kurumsal organizasyonlar dâhilinde görüşmeler yaparak sermaye piyasalarını anlattıklarını kaydeden Ergun, Dünya Borsalar Federasyonunun yönetim kurulunda görev alarak ve İslam İşbirliği Teşkilatı Borsalar Forumunun genel sekretaryasını yürüterek çalışmaları yürüttüklerini ifade etti.
“BİSTECH Teknoloji Akademisi ile bilgi teknolojileri alanında insan kaynağı yetiştiriyoruz”
BİSTECH teknolojisini tamamıyla yenilediklerini anımsatan Korkmaz Ergun, “Tüm kaynak kodlarına sahip olduğumuz BİSTECH Teknoloji Sistemi ile yatırımcılarımıza kesintisiz hizmet sunuyoruz. Kurduğumuz BISTECH Teknoloji Akademisi ile bilgi teknolojileri alanında insan kaynağı yetiştiriyoruz. Diğer yandan, üniversitelerimize kurduğumuz BISTECH Teknoloji Laboratuvarlarımızla ve Borsamızda verdiğimiz eğitimlerimizle finansal okur yazarlık alanında çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. Korkmaz Ergun, “Bu çerçevede, Türkiye Yüzyılı vizyonunda piyasalarımızı büyütürken, İstanbul’un uluslararası finans merkezi olma hedefine, 150 yıllık tecrübemizle güç katmaya devam edeceğiz” dedi.
Kongre’nin ana teması yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümden oluşturuyor
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz, 8. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin açılış konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı. Karagöz, TSPB’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek 8. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin dünyada, Türkiye’de ve finans sektörünün gündeminde yer alan ve geleceği belirleyecek nitelikteki konularda çok yönlü fikirlerin, uzmanlarca ortaya konacağını belirtti. “Orta ve uzun vadede gerek dünya gerekse ülke olarak bir anlamda zorunlu bir “dönüşümü” yönetmek durumundayız” diyen Karagöz, şöyle konuştu: “Üstelik tek bir alanda değil “üçüz” bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. 8. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongremizin ana temasını da bu nedenle “Üçüz Dönüşümün Kesişim Noktası: Sermaye Piyasaları” olarak belirledik.”
İklim krizi ile mücadelede zaman kaybı yaşanmaması gerektiğine dikkat çeken Karagöz, “Hepimiz bizden sonraki nesillerin de en az bizim kadar iyi yaşamasını istiyoruz. Ancak geldiğimiz noktada ekonomi ve toplumun temel dayanakları olan istikrarlı iklim, temiz hava, temiz su, yaşam alanlarımız büyük bir tehdit altında. İyi havayı soluduğumuz, su, gıda sorunu yaşamadığımız, refah seviyesi yüksek, adil bir dünyanın ‘insanlı’ bir şekilde sürmesi için zaman kaybetmeden harekete geçmemiz gerekiyor” dedi.
Daha verimli, daha refah bir gelecek için dijitalleşme şart
Dünyada üçüz bir dönüşümün hızla ilerlediğini belirten Pamir Karagöz, teknolojik gelişime bağlı dijitalleşmede de önemli bir dönüşüm yaşandığını vurguladı. Dijitalleşmenin ekonomik büyümeye dair paradigmaları da değiştirdiğine dikkat çeken Karagöz, bu alandaki dönüşümün kurum ve kuruluşların süreklilikleri açısından kritik bir rol oynayacağını belirterek, “Dijital dönüşümün etkin bir şekilde yönetilmesi durumunda verimliliğe, sosyal kalkınmaya, ülke refahımıza ve sürdürülebilir bir geleceğin tasarlanmasına çok büyük katkılar sağlayacağına inanıyoruz” diye konuştu.
“Yönetim Kurullarında yüzde 25 kadın kotası zorunlu olmalı”
“Yeşil ve dijital dönüşümün yanı sıra küresel anlamda ekonomide yaşanan değişimin toplumsal dönüşümün dinamiklerini hızlandırıyor” diyen Karagöz, sözlerine şöyle devam etti:
“Geleceği sürdürülebilir kılmanın anahtarı, sosyal ve cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında yatıyor. Bu noktada öncelikle kadınların iş hayatına daha güçlü katılımını sağlamanın yanında gerek siyaset gerekse iş hayatında karar alma süreçlerinde de etkinliğini artırmamız gerekiyor. Özellikle halka açık şirketlerimizin yönetim kurullarında kadınların temsili anlamında gönüllü olarak uygulanan yüzde 25 oranının zorunlu kota uygulamasına dönüştürülmesini bekliyoruz. Diğer yandan refahın artması, tıp ve teknoloji alanındaki gelişmeler, sağlık hizmetlerindeki iyileşmeler ve kentleşmeye bağlı olarak dünya genelinde yaşlanma kaynaklı demografik dönüşümün ülkeden ülkeye farklılaşsa da hızlandığını görüyoruz. Demografik yapıdaki bu değişim, işgücü piyasaları, sosyal güvenlik sistemleri, kamu maliyesi, hizmetleri ve finansmanı üzerinde daha fazla yük getirecek. Ülkemiz açısından baktığımızda ise “demografik fırsat penceresi” henüz kapanmadan geleceği yönetmek adına etkin adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz.”
“Dönüşüm için gerekli finansal kaynak için sermaye piyasaları kilit role sahip”
TSPB Yönetim Kurulu Başkanı Pamir Karagöz, bahsedilen dönüşümün sağlanması için güçlü bir finansal kaynağa ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Karagöz; “Hem dünya hem ülkemizin gelişiminde sağladığı kaynaklarla tarihsel anlamda önemli bir role sahip olan sermaye piyasalarının, bu dönüşümün sağlanmasında hem öncülüğe hem de finansman anlamında kilit bir role sahiptir. Finans sektörümüzün en kapsayıcı meslek örgütü olan Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği olarak, sermaye piyasalarının derinleşmesinin şirketlere, yatırımcılara ve ülkemizin sürdürülebilir büyümesine sağladığı çok yönlü katkının daha da artması için yoğun bir çalışma içerisindeyiz” dedi.
“Ekonomi politikalarındaki kararlılıkla pay senedi yatırımcı sayısı 10 milyona çıkar”
8. Türkiye Sermaye piyasaları Kongresi’nin açılış konuşmasında sermaye piyasalarına ilişkin bilgileri de paylaşan Karagöz, pandemiden bu yana talep ve arz tarafında rekor büyüme yaşandığını vurguladı. Yatırımcıların sermaye piyasalarına ilgisinin devam ettiğini belirten Karagöz, “Hükümetimizin ve Merkez Bankamızın mevcut politikaları kararlılıkla sürdürmesi durumunda, önümüzdeki dönemde faizlerin düşeceğini ve kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarına devam edeceğini düşünüyoruz. Bu gelişmelerin, sermaye piyasalarımıza olan yatırımcı ilgisini yeniden ivmelendireceğine inanıyoruz. Bugün 7 milyon olan pay senedi yatırımcı sayısının yeniden artışa geçeceğini ve Birlik olarak daha önce ifade ettiğimiz 10 milyon yatırımcıya biraz gecikmeli de olsa gelecek yıl itibariyle ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca ülkemiz ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmelerle yabancı yatırımcıların da finansal sistemimize olan güveninin güçleneceğine ve ülkemize yönelimlerinin artacağına inanıyoruz” diye konuştu.
3 ana başlıkta toplam 12 panel
8. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi kapsamında, ‘Türkiye Finans Sektörünün Geçmişten Geleceğe Yolculuğu’ başlığı ile gerçekleştirilen ana panelin ardından, üçüz dönüşümün her bir başlığı altında 4’er olmak üzere toplamda 12 panel gerçekleştirilecek. Panel konuları; Demografik Fırsatlar, Eğitim ve Geleceği Kazanmak, Kadın Liderliğinin Dönüştürücü Gücü: 50=50 Kapsayıcı Gelecek, Toplum İçin Finans: Sürdürülebilir Kalkınmanın Anahtarı, Şimdi Nereye? Sermaye Piyasamızın Dönüşüm Şifreleri, Dijital Evrenin C(o)inleri ve Varlıkların Tokenizasyonu, Yapay Zekâ ve Dönüştürücü Teknolojiler, Türkiye’nin Geleceğe Yolculuğu: Başarının Aktörleri Teknogirişimciler, Dijital Dünyada Yatırım, Yatırımın Gücü ile Yeşil Gelecek, Döngüsel Ekonomi ve Finans: Geleceği Şekillendiren Yatırımlar, Oyunun Yeni Kuralları: İş Modellerini Sürdürülebilirlik Ekseninde Yeniden İnşa Etmek-Yatırımcı Odağı Yeşil Liderlik: Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Stratejiler olacak.
16 eğitim modülünde birbirinden farklı konular uzmanlarınca anlatılacak
Gün boyunca panellerin yanı sıra 16 modül eğitim de yine eş zamanlı olarak gerçekleşecek. Eğitimler de hisse senedi seçiminden borsada rasyonel yatırıma, yatırım yaparken analiz yöntemlerinden koçluk ve liderliğe kadar geniş bir alanda yapılacak. Eğitim başlıkları; Makrodan Mikroya Hisse Senedi Seçimi, Bankacılık Sektörü Analizi, Borsada Rasyonel Yatırım, Yatırım Yaparken Jeopolitik Riskler: Siyah Kuğu’yu Düşünmek, Bilinçli Yatırımcı Olmak, Karbon Piyasaları Atölyesi, Yapay Zekânın Finansal Hizmetlere Etkisi: Değişim ve Fırsatlar, Alternatif Yatırım Araçları, Yatırım Fonlarıyla Yatırım, Son Kullanıcılar için Siber Güvenlik, Yatırımcılar için Makroekonomik Göstergeler, Algoritmik İşlemler, Yatırım Yaparken Analiz Yöntemleri, Merkeziyetsiz Borsalar, Kuantum Teknolojisinin Finansal Piyasalardaki Yeri ve Etkileri, Koçvari Liderlik olacak.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.