Habertürk, Bloomberg HT, Show TV ve HT Spor‘un medya ana sponsoru olduğu Brand Week Istanbul on ikinci kez farklı coğrafyalardan uzmanlarla, iş dünyasının ve yaratıcı endüstrilerin önde gelen isimlerini bir araya getiriyor. Haliç Kongre Merkezi’nde 6 Kasım Çarşamba günü kapılarını açan etkinliğe iş ve sanat dünyasından pek çok ünlü isim katılım sağlıyor.

Yapay zeka çözümleri, küresel enflasyon, yaşlanan nüfus, ısınan ve değişen iklim, farklılaşan tüketici davranışları… Yaratıcılık ve iş dünyası büyük bir değişimin eşiğinde. Brand Week Istanbul’da bu kırılma noktasının birey, toplum ve iş dünyası üzerindeki derin etkilerini tüm detayları ile ele alıp, geleceğin tarihinin nasıl yazılacağını “Bir Tarihin Başlangıcı” temasıyla keşfe çıkıyor.

Etkinlikte bugün Ciner Medya Grubu olarak Bloomberg HT ev sahipliğinde “Türkiye’nin 2025 Ekonomik Görünümü” başlıklı oturum gerçekleşti. Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen ve Ekonomist Murat Üçer’in katıldığı oturumda Türkiye’nin mevcut ekonomik gidişatı, Türkiye’nin benimsemesi öngörülen ekonomi politikaları ve 2025 yılında ülkeyi nelerin beklediği konuşuldu.

‘’KONVENSİYONEL BİR EKONOMİ POLİTİKASINA GERİ DÖNDÜK.’’  

Açıl Sezen, Türkiye’nin 2023’ten itibaren başka bir politikaya geçtiğini ve bu politika ile konvensiyonel bir ekonomi politikasına geri döndüğümüzü şu sözlerle vurguladı: “Türkiye, 2023’ten itibaren başka bir politikaya geçti. Bu politikayı sadece ekonomi gözlüğüyle okumak doğru olmayabilir. Kabinede yer alan isimlerle, kabinede yer almayan isimlerle, Türkiye’nin verdiği mesajlarla, yönünü biraz daha farklı bir yere doğru çevirdiğini görüyoruz. ABD ile ilişkiler her ne kadar tartışmalı görülürse görülsün sıcak, AB ile ilişkiler sıcak, İngiltere ile Türkiye tarihinin belki de en sıcak ilişkisinin olduğu dönemdeyiz. Dolayısıyla yeni modelimiz biraz daha batı ittifakını yakınsamış bir Türkiye’de burayla finansal bağı yeniden kurgulamak ister nitelikte. Batı görüşüne ve konvensiyonel bir ekonomi politikasına geri döndük. ‘’

AÇIL SEZEN EKONOMİK TABLONUN DAHA İYİYE GİDEBİLECEĞİNİN MESAJINI VERDİ!

Açıl Sezen planlanan gidişatta bir değişme olmazsa önümüzdeki yılın sonuna kadar ekonomik tablonun daha iyiye gidebileceğinin mesajını verdi. “Bu dönemde koyu gri hatta biraz siyaha çalan koyu gri görebiliriz. Daha sonra birinci çeyrekten itibaren siyahtan tekrar koyu griye, ikinci çeyrekle birlikte biraz daha açık griye, yılın sonuna geldiğimizde de biraz daha açık gri ile beyaz arasında bir noktaya gelme potansiyeli söz konusu belki olabilir.”

Sezen sözlerine şu şekilde devam etti: “Türkiye’de hızlı tüketim tarafı kolay kolay yavaşlayacak gibi görünmüyor. Dolayısıyla bu tarafta bence çok büyük problem olmayabilir. Ama biraz daha dayanıklı tüketim mallarında, beyaz eşyada, otomotivde, ithalat kalemlerinin daha yoğun olduğu, bulunduğu alanlarda işler yavaş gidecek gibi görünüyor. Merkez Bankası eğer bir şekilde faiz indirimi döngüsüne başlar ve bu konut kredileri üzerinde bir canlanma yaratırsa; şu anda hafif hafif konut tarafında bir canlanma görüyoruz, o zaman bu tablo beyaz eşya lehine, kahverengi eşya lehine belki biraz değişebilir. Ama kalıcı bir iyileşmeyi, bütçeleme yaparken de satış projeksiyonu yaparken de belli bir canlılık devam edecektir muhtemelen 2025’te ama esas ciddi canlanmayı 2026’da beklemek gerekebilir.”

Ekonomist Murat Üçer ise ekonomik tablonun iyileşmesi için olması gerekenleri vurguladı. “Türkiye’nin tekrar 2002-2006 tarzı bir dinamiği yakalaması için tekrar ülkenin bir seferberlik halinde doğru şeyleri konuşmaya, tartışmaya, teknoloji üretmeye, kurumlarını tekrar inşa etmeye başlaması lazım.” dedi.

“UMUDUMUZU KAYBETMEMEK LAZIM”

Murat Üçer: “Bir iktisadi gelişme stratejisiyle, önceliklerimizi iyi saptayarak, toplum olarak doğru iletişimi, doğru tartışmaları yaparak buradan geçeceğiz. Ama bir yerde bu yapmadıklarımızın bir bedeli, sadece yanlış yaptıklarımızın değil o çok ekstrem yanlışlı bir boyut, bir de uzun süredir verimlilik artışı yapamayan Türkiye’nin şu anda karşı karşıya olduğu tablodan bahsediyorsun maalesef. Bunun da bir kolay çözümü yok ama ülke yine başardığımız yer, belli bir dinamizmi olan, avantajları olan bir yer. İnancımızı da umudumuzu da kaybetmemek lazım.”

Açıl Sezen oturumu şu sözlerle sonlandırdı: “Umudu kaybettiğin zaman iş yapmak zaten mümkün değil. Dolayısıyla herkesin umudunu koruduğu, Türkiye’nin hak ettiği ekonomik düzleme onu talep etmekten vazgeçmeden, inatla, güçlüklere rağmen, direnerek ulaştığı bir sene olsun diyoruz. Gelecek sene Brand Week’te yeniden buluşmak üzere.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın