Türkiye’nin en büyük çelik üreticilerinden olan Hasçelik’in kurucusu olan Faydasıçok Ailesi, 2016 yılında kız çocuklarının eğitime ve kişisel gelişimine destek olmak amacıyla Faydasıçok Vakfı’nı hayata geçirdi. Klasik vakıfçılığın ötesine geçen Faydasıçok Vakfı, sadece maddi destek sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda öğrencilerin sosyal gelişimlerini güçlendirmek ve onları iş dünyasına hazırlamak için çeşitli projeler yürütüyor.
Kadın mühendislere yol açmak ve geliştirmek için harekete geçtiler
Faydasıçok Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Selcen Faydasıçok, vakfın kuruluşunun Hasçelik’te yaşanan deneyimlerle şekillendiğini belirtti. 8 yıl önce, 800 çalışan arasındaki kadın mühendis sayısının yalnızca 8 olduğunu gördüklerinde, bu durumu değiştirmek için harekete geçtiklerini ifade etti. “Bu tabloyu tersine çevirmek amacıyla vakfımızı kurduk. Bugün, kendi grubumuzda beyaz yaka kadın istihdam oranını yüzde 32’ye çıkarmış durumdayız.” dedi.
Faydasıçok, vakfın burs programları hakkında şu bilgileri paylaştı:
“8 yıl önce, 50 kız öğrenciye burs vererek Sedefteki İnciler Projesi’ni başlattık. Programın ismini Mevlana’nın ‘Her sedefte inci olmaz’ sözünden esinlenerek koyduk. Genç kızlarımızın cevherden mücevhere dönüşme yolculuklarında yanlarında olmak için bu projeyi hayata geçirdik. Şu an bu programda mühendislik okuyan 100 kız öğrencimiz var. Ayrıca, İz Bırakanlar ve El Ele adını verdiğimiz iki burs programımız daha bulunuyor. Çoğunluğu mühendislik öğrencisi olan bu programlarla, üniversitelerin farklı bölümlerinde okuyan kız ve erkek öğrencilere maddi ve manevi destek sağlıyoruz, onları iş hayatına hazırlamayı amaçlıyoruz. Şu anda üç programda toplam 350 öğrencimiz bulunuyor. Bu yıldan itibaren lise öğrencilerini de bu sürece dahil ederek öncülük yapmaya devam edeceğiz.”
Hayırsever kurumlar da burs vermek için destek sağlıyor
Faydasıçok Vakfı’nın uyguladığı burs ve gelişim programları, birçok hayırsever kurumun da dikkatini çekti ve vakıf aracılığıyla burs sağlama sürecine dahil oldular. Faydasıçok Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Selcen Faydasıçok, bursiyer seçim sürecinin çok aşamalı ve titizlikle yürütüldüğünü belirtti. “Bu yıl ilk kez yapay zeka destekli mülakat sistemi kullandık. Böylece geleceği parlak ve desteğe ihtiyacı olan öğrencilere daha etkin bir şekilde ulaşabiliyoruz. Bu bizim için bir pilot uygulama ve bu yöntemi farklı kurumlara da yaymak istiyoruz.” dedi.
Faydasıçok ayrıca şunları ekledi: “Şu anda 350 öğrencimizin 300’üne biz burs sağlarken, geri kalan 50 öğrencinin finansmanı hayırseverlerin desteğiyle karşılanıyor. Pek çok hayırsever, güvenilir kurumlar ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla bağış yapmak ve yapılan bağışların verimli bir şekilde kullanıldığından emin olmak istiyor. Biz de bu güveni sağlayarak daha fazla ihtiyaç sahibi öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz.”
‘Başarıya değil sosyal sorumluluk bilincine odaklanıyoruz’
Burs verirken önceliklerini, anne veya babasını kaybetmiş ve maddi imkânları kısıtlı olan öğrenciler olarak belirlediklerini ifade eden Selcen Faydasıçok, “Başarıdan daha çok sosyal sorumluluk bilincine odaklanıyoruz. Bursun devamı için en önemli kriterimiz, öğrencilerin bir sivil toplum kuruluşunda ya da gönüllülük projelerinde aktif olarak yer alması. Amacımız, onlara sosyal sorumluluğun değerini öğretmek ve bu bilinci aşılamak. Bizim yaptığımız şey aslında bir sosyal yatırım.” dedi.
Faydasıçok, bursiyerlere istihdam konusunda da destek sağladıklarını ve birçok kurumla iş birliği içinde olduklarını belirtti. Ayrıca, pandemi sonrası oluşan mezunlar kulübünün iş hayatına yeni atılan bursiyerlere destek sağladığını, onlara mentorluk yaptığını ve güçlü bir dayanışma örneği sergilediklerini vurguladı. Bursiyerlerin ve mezunların birbirlerine mentorluk yapma ve destek olma konusunu çok önemsediklerini belirten Faydasıçok, şöyle devam etti:
“Bu vakfı kurarken, mezunlarla, öğrencilerle, mentorlarla ve vakıf yönetimiyle birlikte güçlü bağlarla örülmüş bir ekosistem oluşturma hayalim vardı. Şimdi bu ekosistemin meyvelerini toplamaya başladık. 50 öğrenciyle başladık, bugün 1788 öğrencimize destek sağladık, umarım daha da çok öğrencimize ulaşırız. Kaynaklarımız sınırlı olsa da asıl önemli olan, çevremize ilham verebilmek. Bizim örnek aldığımız çalışmalar gibi, bizim çalışmalarımızı örnek alan birçok sivil toplum kuruluşunun kurulmuş olması bize inanılmaz mutluluk ve gurur veriyor. Ne mutlu bize ki iyi bir örnek olabiliyor, ilham verebiliyor ve gençlere umut aşılayabiliyoruz.”
Öğrencileri yeni dünyaya hazırlayan zirve
Bu yıl “Yeni Dünya İle Bir Olmak” mottosuyla üçüncü kez düzenlenen zirve hakkında bilgi veren Selcen Faydasıçok, zirvenin nasıl başladığını ve amacını şöyle anlattı: “Her yıl Sedefteki İnciler programındaki öğrencilerimizi mentorlarla buluşturuyorduk. Daha sonra bu gruba İz Bırakanlar da katıldı ve toplamda 200 kişiye ulaştık. Ardından, tüm öğrencilerimizi bir araya getirmek ve bir zirve düzenlemek fikri ortaya çıktı. Yalnızca kendi öğrencilerimizle sınırlı kalmak istemedik, bu zirveyi Türkiye genelinde tüm katılımcılara açalım ve onlara yeni dünyaya hazırlanmaları için ilham verelim istedik. Zirve sayesinde, öğrencilerimizi kendilerine ilham verecek ve yol gösterecek konuşmacılarla buluşturuyoruz. Konuşmacılarla hem tanışma hem de canlı dinleme imkânı bulmalarını sağlıyoruz. Bu şekilde başlayan zirveye, geçen yıl 35 şehirden 300 öğrencimiz katıldı. Geçen yılın teması ‘Yeni Dünyada İyilik Var’ idi, bu yıl ise ‘Yeni Dünya İle Bir Olmak’ konseptiyle yolumuza devam ediyoruz. Tek amacımız var: Gençlere yol göstermek ve onları hem iş hem de sosyal hayata en iyi şekilde hazırlayabilmek.”
Faydasıçok ayrıca, kız çocuklarının eğitimine destek olmanın çok önemli bir sorumluluk olduğunu vurguladı ve şu görüşlerini paylaştı: “Kız çocuklarını desteklediğimizde, onları güçlendirdiğimizde, kimseyi geride bırakmadığımızda, kızlarımız okur, güçlenir, çalışır ve tüm toplumu daha iyi bir versiyona taşıyabilirler. Erkek çocuklarını da bilinçlendirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. İki erkek çocuk annesi olarak, onları kadınlara saygı duymayı öğreterek yetiştirdim. Erkek çocuğu annelerine büyük görev düşüyor; çocuklarını saygı ve değer vermek üzere yetiştirirlerse insanlık ve toplum olarak çok daha iyi bir hale gelebiliriz. Bu konuda hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.