İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Ziya Köseoğlu, her yıl 29 Eylül’de kutlanan ‘’Dünya Kalp Günü’’ nün kalp ve damar hastalıklarına dikkat çekmeyi ve bu konuda yapılabilecek önlemlerin toplum tarafından bilinmesinin amaçlandığını belirtti.

Köseoğlu, “Böylece anne karnında 6-7 haftalıkken çalışmaya başlayan ve tüm bir yaşam boyunca canlı kalmamızı sağlayan en kıymetli organlarımızdan birini nasıl koruyabileceğimiz hakkında farkındalığı amaç edinir. Çünkü dünyada ve Türkiye’de ölümlerin en sık nedeni kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanmaktadır.” diye belirtti.

Kalbin vücudumuzda bulunan hayati bir organ olduğunu, kanın akciğerlerden geçmesini sağlayarak, tüm vücudumuza pompalanması görevini yaptığını belirten Köseoğlu, “Böylece vücudumuzdaki diğer organların tüketmiş olduğu oksijeni tekrar akciğer yoluyla vücuda dağıtır. Bunun için toplardamarlar yoluyla kalbe gelen kan, tek bir damarda birleşerek kalbe akar. Oradan akciğerlere pompalanan kan; oksijen miktarı arttırılıp tekrar kalbe döner ve buradan da ana atardamar olan aort ile tüm vücuda pompalanır. Bu döngü dakikada yaklaşık 60-70 kere tekrarlanır ve insanın anne karnında meydana gelmesiyle başlayıp ta ki ölümüne kadar on yıllarca sürer.” dedi.

KALBİMİZİ NASIL KORURUZ?

Şüphesiz ki kalp sağlığını korumak için en çok yapılması önerilen çeşitli yaşam tarzı değişiklikleri olduğunu hatırlatan Köseoğlu, “Bunlar arasında düzenli egzersiz; sağlıklı bir beslenme, tütün ve madde kullanımından uzak durma, stressiz bir yaşam, kilo kontrolü sıralanabilir.” dedi.

KALP SAĞLIĞI İÇİN NASIL BİR EGZERSİZ?

Uzm. Dr. Ziya Köseoğlu, kalp sağlığı için zincirin belki de en önemli halkasının düzenli ve sürdürülebilir bir egzersiz alışkanlığı olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti: 

“Bunun için haftanın en az 3 günü, en az 40 dakika sürecek şekilde orta tempoda egzersizlerdir. Orta yoğunlukta bir egzersiz kalp hızımızı % 50-70 arası arttırabilecek egzersizlerdir. Bunlar arasında; tempolu yürüme, hafif koşma, yüzme, bisiklet sürme olarak size uygun olanı yapabilirsiniz. Elbette ki bunun dışında kalan sporlar da; kalbi aşırı bir yük altında bırakmayacak şekilde yapılabilir. Fakat kişisel kapasitemizi bilmek, yaşımıza ve bedenimize uygun egzersizi seçmek en doğrusu olacaktır. Gerekirse egzersiz kararını aile hekiminizle birlikte alabilirsiniz.”

KALP SAĞLIĞI İÇİN NASIL BİR BESLENME?

Beslenmenin temeli kilo kontrolüne ve kalp damar hastalıklarını önlemeye yönelik olması gerektiğini ifade eden Köseoğlu, “Özellikle taze sebze ve meyvelerden, et ve süt ürünlerinden oluşan hafif diyetler tercih edilmelidir. Yoğun karbonhidrat ve yağ içeren fast food ürünlerinden kaçınılmalı; aşırı alkol kullanılmamalıdır. Kızartmalar, margarin, aşırı tereyağı, paket ürünler (bisküvi, çikolata…) gibi kalp sağlığını olumsuz etkileyen ürünler tüketilmemelidir. Mümkünse porsiyonlar küçültülmeli ve tıka basa yenmemelidir. Tuzlu yemekler yüksek tansiyona neden olabileceğinden, tuz kullanımı kısıtlanmalıdır. Sigara; kalp ve damar hastalıklarında tıkanmaya neden olduğu için tütün ürünlerinden ve madde kullanımından uzak durulmalıdır.” dedi.

STRES NASIL AZALTILIR?

İş hayatı ve sosyal medyanın birey üzerinde ciddi bir stres kaynağı oluşturduğunu hatırlatan Köseoğlu, “Öncelikle stresin kaynağının ne olduğu bulunmalı ve mümkünse bu kaynaktan uzaklaşılmalıdır. Eğer ki bu yapılamıyorsa; spor veya çeşitli hobilerle stresin vücudumuzda meydana getirdiği zararlı artıklar temizlenmeye çalışılmalıdır. Yürüyüş, arkadaş ve aile ile geçirilen kaliteli zamanlar, düzenli uyku, müzik veya resim gibi sevilen bir hobiyi yapma stresin azalmasına yardımcı olacaktır.” diye belirtti.

KALBİMİZ İÇİN NE ZAMAN DOKTORA GİDELİM?

Kalp kontrolleri için sıklığın yaşa, cinsiyete, aile geçmişine ve kalp hastalığı olan kişilere göre değişebilmekle beraber; sağlıklı ve genç bireylerde 3 yılda bir kalp sağlığı kontrolünden bahsedilebileceğini anlatan Uzm. Dr. Ziya Köseoğlu, “Bu kontrollerde; EKG çekilmeli, tansiyon bakılmalı; kolesterol, şeker, kan elektrolitleri gibi kan tahlilleri değerlendirilebilir. Doktorunuz sizin için hangi tahlillerin uygun olduğunu belirtecektir. Özellikle erkekler kalp hastalığı açısından daha yüksek risk altındadırlar. Erkekler 40 yaşından sonra; kadınlar da 50 yaşından sonra her 2 yılda bir kalp kontrollerini sağlık profesyonelleri ile birlikte yapmalıdırlar. Fakat ailesinde erken yaşta kalp hastalığı olan; yüksek tansiyon, şeker veya kolesterol yüksekliği bulunan bireyler yılda bir kalp hastalıkları açısından değerlendirilmelidir.” diyerek sözlerini tamamladı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın