MÜSİAD ve UTESAV (Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı)
tarafından hazırlanan “Tüketim Ekonomisinden Kanaat Ekonomisine Geçiş – Sürdürülebilir
Ekonomi Raporu” israfı önleyerek kaynakların daha etkin kullanımını teşvik eden bir
ekonomik modele geçişin gerekliliğini vurguluyor. Raporda, bireylerden şirketlere ve devlet
kurumlarına kadar tüm ekonomik aktörlerin bu süreçteki rollerine dikkat çekiliyor.


Öncelikli Konu Tasarruf ve Etkin Kaynak Kullanımı
Rapor, özellikle bireyler ve haneler düzeyinde aşırı tüketim eğilimlerinin ekonomi ve çevre
üzerindeki olumsuz etkilerine değiniyor. Dünyada üretilen gıdanın beşte birinin israf edildiği
ve bu israfın sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel bir felakete neden olduğu
belirtiliyor. Raporun önerileri arasında gıda israfının azaltılması, akıllı ev teknolojileri ve
benzeri gelişmelerin yaygınlaştırılması, enerji tüketimi gibi hane halkı tüketimlerinin her
kalemde daha kontrollü hale getirilmesi yer alıyor.


Şirketler İçin Döngüsel Ekonomi Önerisi
Raporda, reel sektörün de kaynak israfını önleyerek döngüsel ekonomi modeline geçmesi
gerektiği vurgulanıyor. Şirketlerin atık yönetimi, enerji verimliliği ve geri dönüşüm gibi
alanlarda adım atmaları hem maliyetleri azaltacak hem de çevresel etkileri en aza indirecek.
Raporda, döngüsel ekonomiye dayalı üretim süreçlerinin şirketlerin rekabet avantajını
artıracağını ve bu alanda verilecek teşviklerin önemi vurgulanıyor.


Devletin Kamu Harcamalarında Etkinlik Rolü
Devletin ekonomideki rolü de raporda detaylı olarak ele alınıyor. Kamu harcamalarının israfı
önleyecek şekilde planlanması, yeşil ekonomi politikalarının uygulanması ve sosyal adaletin
sağlanması konularında öneriler sunuluyor. Devletin tasarruf bilinciyle hareket etmesinin,
ekonominin sürdürülebilirliği açısından kritik olduğuna da dikkat çekiliyor.


Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilir Kalkınma
Raporda, sürdürülebilir kalkınma için yeşil ekonominin hayati önem taşıdığına vurgu
yapılıyor. Şirketlerin ve devletin çevre dostu politikalar benimsemesi, enerji verimliliğini
artırması ve karbon emisyonlarını azaltması gerektiğinin önemi ele alınıyor. Döngüsel
ekonomi ve yeşil dönüşümün sadece çevre için değil, aynı zamanda ekonomik refah
açısından da önemli fırsatlar sunduğu belirtiliyor.


İstikrarlı ve Sürdürülebilir Bir Ekonomik Yapı
Rapor kapsamında Türkiye’nin ekonomik büyümesini sürdürülebilir kılmak ve uzun vadede
istikrarlı bir ekonomik yapı oluşturmak için israfın önlenmesi ve kaynakların etkin
kullanılmasına yönelik politikaların hızla hayata geçirilmesi gerektiği savunuluyor. Raporda,
tüketim alışkanlıklarının değişmesi, devletin etkin kamu harcamaları yapması ve şirketlerin
döngüsel ekonomi modelini benimsemesi için gerekli adımların atılmasının Türkiye’yi
rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomiye taşıyacağı belirtiliyor.
Kaynakların Sınırlı Olduğu Bir Dünyada Sürdürülebilir Kalkınma İçin Topyekün Hareket
Etmeliyiz

UTESAV Başkanı Ahmet Doğan Alperen, konuşmasında dünyanın zenginleşmeye devam
ettiğini ancak kaynakların en başından beri sınırlı olduğunu vurguladı. “Gerçek hayat, sosyal
medyada sunulduğu gibi rahat ve konforlu değil. Çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya
bırakmak için hepimiz sorumluluk almalıyız” dedi. Alperen, sosyal medyanın özellikle
kapitalizmin tüketimi teşvik eden yapısının finansal krizleri ve çevresel tehditleri tetiklediğini
belirterek, reklamlar ve sürekli maruz kalınan içeriklerin bilinçaltımızı etkilediğini ve ihtiyaç
algımızı manipüle ettiğini dile getirdi.
Alperen, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için bireylerin, şirketlerin ve devletin birlikte
hareket etmesi gerektiğini vurguladı. “Kur’an-ı Kerim’de de buyurulduğu gibi, ‘Yiyiniz, içiniz,
israf etmeyiniz.’ Aşırı tüketim, borçlanmayı tetikliyor ve kaynakların etkin kullanımını
engelliyor” dedi. Gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir dünya bırakmak için, tasarruf
bilincinin anaokulundan başlayarak eğitim hayatı boyunca öğretilmesinin önemine değinen
Alperen, bu bilincin yaygınlaştırılması gerektiğini ifade etti.


Tüketim Ekonomisinden Kanaat Ekonomisine Geçiş Şart
MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, toplantıdaki konuşmasında, raporun Türkiye ekonomisinin
geleceği açısından kritik bir yol haritası sunduğunu belirterek, aşırı tüketim ve kaynak
israfının yalnızca ekonomik değil, çevresel felaketlere de yol açtığını vurguladı. Asmalı,
“Tüketim ekonomisinden kanaat ekonomisine geçiş, hem bireyler hem şirketler hem de
devlet açısından kaynakların etkin kullanımı ve tasarrufun sağlanması açısından hayati bir
sorumluluktur” dedi. Raporda yer alan bulgulara değinerek, dünya genelinde üretilen
gıdaların %20’sinin israf edildiğini ve bu kaybın yıllık ekonomik değerinin 1 trilyon dolar
olduğunu ifade etti.


Döngüsel Ekonomi Şirketler İçin Kritik Bir Adım
Asmalı, döngüsel ekonomiye geçişin reel sektör için önemli bir adım olduğunu belirterek,
kaynak verimliliğinin artırılmasının şirketlerin hem maliyetlerini düşüreceğini hem de çevresel
etkilerini azaltacağını dile getirdi. “Döngüsel ekonomiye geçişin, küresel ekonomiye 4,5
trilyon dolar büyüme fırsatı sunacağı tahmin ediliyor. Şirketlerimiz, atık miktarını en aza
indirmeli ve malzemelerin ekonomide mümkün olduğunca uzun süre kalmasını sağlamalıdır”
diye ekledi. Ayrıca, kamu harcamalarının etkin kullanımı konusunda devletin de sorumluluk
alması gerektiğini vurgulayan Asmalı, “devlet, israfı önlemek adına etkin politikalar
geliştirmeli ancak aşırı kemer sıkma politikalarına yönelmeden dengeli bir bütçe yönetimi
sağlamalıdır” dedi.


Kaynakların Etkin Kullanımı Ekonominin Temel Sorunu
Toplantıda konuşma gerçekleştiren raporun editörü, Prof. Dr. Nurullah Gür ise raporun teorik
temellerine değinerek, dünya genelinde kaynakların insanların yaşamı için yeterli olmasına
karşın açgözlülük ve verimsiz tüketim kararlarının bu kaynakları yetersiz hale getirdiğini ifade
etti. “İktisat biliminde öğretilen sınırlı kaynaklar ve sınırsız ihtiyaçlar dengesini anlamak,
ekonomik aktörlerin bilinçli kararlar alması için kritik öneme sahip” dedi. Gür, aşırı
borçlanmanın ve finansal krizlerin temel nedeninin de bu bilinçsiz tüketim eğilimi olduğunu
belirtti.


Sürdürülebilir Kalkınmanın Anahtarı Tasarruf ve Kaynakların Doğru Kullanımı
Gür, sürdürülebilir kalkınmanın iki temel anahtarı olduğunu vurguladı: Tasarruf ve etkin
kaynak kullanımı. “Ekonomiyi küçültmeden, sürdürülebilir büyümeyi ve kaynakların doğru
kullanıldığı bir sistemi nasıl oluşturabiliriz, buna odaklanmamız gerekiyor” dedi. Gür ayrıca,
genç nesillere sabır ve güven duygusunu aşılamanın finansal gelişimi desteklemek açısından
önemli olduğunu belirtti. “Bugün borçlanma oranlarımız düşük seviyelerde olsa da uzun vadede finansal krizlere karşı daha dayanıklı bir ekonomi için gençlere tasarruf alışkanlıkları kazandırmalıyız” diye ekledi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın