Son 10 yıldır dünyanın un ihracat şampiyonu olan Türkiye, sektör başarısından ötürü 2 milyardan fazla nüfusa ve toplam 7,1 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe sahip 32 ülkeden oluşan IAOM Avrasya bölgesi başkanlığını üstleniyor. 32 ülkeden oluşan dünya buğday üretiminin yüzde 30’unu ve dünya un ihracatının yüzde 59’unu temsil eden Avrasya Bölge Başkanlığı, dünyanın en büyük buğday üreticilerini ve un ihracatçılarını temsil ediyor. Avrasya bölgesinin en güçlü sivil toplum kuruluşu IAOM Avrasya Bölge Başkanlığı, COP29 İklim Değişikliği Konferansı’na paralel olarak “Değişen İklimde Sürdürülebilir Gıda Güvenliği” temasıyla 24 Eylül Salı günü Bakü’de “3. IAOM Avrasya Konferansı ve Sergisi”ni düzenledi. Azerbaycan Tahıl Üreticileri ve İşleyicileri Birliği’nin koordine ve ev sahipliğinde gerçekleşen konferansın bu sene ana konusu “Değişen İklimde Sürdürülebilir Gıda Güvenliği” oldu. Konferansa, Orta ve Doğu Avrupa, Baltık Ülkeleri, Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Türkiye ve diğer Orta Asya Cumhuriyetleri olmak üzere yaklaşık 1000 katılımcı ağırlandı. 25 Eylül Çarşamba günü de devam edecek konferansa, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Azerbaycan Tarım Bakanı Majnun Mammadov, Azerbaycan Devlet Rezerv Ajansı Başkanı Sayın Sabuhi Sadigov ve Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal’ın yanı sıra hem Türkiye’den hem de Azerbaycan’dan STK ve sektör temsilcileri de katıldı.
Tahılların beslenmedeki rolü her zaman devam edecek
Kongrenin açış konuşmasını yapan IAOM Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy; “Bu yılki konferansımızda, sürdürülebilirliğin sadece kamu yararına değil, aynı zamanda işletmelerin rekabet gücünü artırmak için de kritik olduğunu vurgulamak istiyoruz. Önümüzdeki 30 yıl içinde dünya nüfus artışı projeksiyonlarına paralel olarak gıda talebinde de ciddi bir artış olacak ve bu talebi karşılayabilmek için gıda üretiminin de yüzde 70 oranında arttırılması gerecektir. Yıllar içerisinde günlük alınması gereken kalori miktarı da artmaktadır. FAO verilerine göre, gelişmiş ülkelerde tahıl ürünlerinin toplam kalori ve protein içindeki payı azalırken, gelişmekte olan ülkelerde tahıllar hâlâ birincil enerji kaynağı olarak önemini korumaktadır. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 25-35 aralığında iken, gelişmekte olan ülkelerde tahıllar günlük enerji ihtiyacının yüzde 60-70’ine kadarını karşılamaktadır. Bu verilerden de görüldüğü üzere ekmekten ve unlu mamullerden kaçış olduğu algısının aksine; insanoğlunun beslenme öyküsünde, tahılın karbonhidrat olarak enerji kaynağı olarak yüzyıllardır sahip olduğu değeri sürdürdüğü ve sürdüreceği açık olarak görülmektedir” dedi.
İklim değişikliği ve gıda güvenliği sektörün gündem maddeleri
Konferansın düzenlendiği Azerbaycan’ın stratejik önemine dikkat çeken Dr. Eren Günhan Ulusoy, “Azerbaycan hem stratejik konumuyla hem de Türkiye ile olan güçlü kardeşlik bağıyla tarım sektörü için büyük bir önem taşımaktadır. Orta Asya’nın geçiş noktası olarak, Azerbaycan; Karadeniz ve Hazar Denizi arasında kritik bir ticaret köprüsü oluşturarak, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlamaktadır. Bu durum, tahıl ve tarım ürünlerinin uluslararası piyasalara etkin bir şekilde ulaştırılmasını sağlarken, bölgenin gıda güvenliğine büyük katkı sunmaktadır” açıklamalarında bulunurken son dönemde yaşanan toz patlamaları ve silo yangınları nedeniyle sürdürülebilirlik kadar sektörde güvenliğin de önemli olduğuna dikkat çekti. İklim değişikliğinin tarımsal üretimi ve gıda tedarik zincirini doğrudan etkileyen en büyük tehditlerden biri olmaya devam ettiğini sözlerine ekleyen IAOM Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, “Artan sıcaklıklar, kuraklık ve lojistik zorluklar, sektörümüzün karşı karşıya kaldığı en büyük zorluklardan sadece birkaçı. Bu nedenle, enerji verimliliğini artırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmak artık bir tercih değil, zorunluluk haline gelmiştir” açıklamalarında bulundu.
“Türkiye’de 600 adet fabrika var”
Kongrede konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bu etkinliğe ev sahipliği yaptığı için Değerli Kardeşim Sayın Majnun Mammadov ve Azerbaycan temsilcilerine teşekkür ediyorum. Küresel ekonomik belirsizliklerin, jeopolitik gerginliklerin yanı sıra devrim niteliğindeki teknolojik dönüşüm rüzgârlarının yaşandığı bir ortamdayız. Özellikle küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerinin su ve tarım üzerinde en çok hissedildiği bir süreçteyiz. Bu süreç içerisinde de değirmencilik ürünleri başta olmak üzere gıda arz güvenliği, tüm ülkeler için stratejik bir alan olarak yer alıyor. Türkiye nüfusu ise 1960 yılında 27 milyonken son 63 yılda, 3 katına çıkarak 85 milyona ulaştı. 2050 yılında da 105 milyonu geçecek. Un ve yem gibi sektörlerin ana üretim kalemlerine olan ihtiyacı da artacağı için özellikle de 2024’ün ikinci yarısından itibaren sektörde, ciddi bir talep artışı bekliyoruz. Dünya genelinde değirmencilik ürünlerinin ticaret hacmine bakacak olursak, son 5 yıl içerisinde yaklaşık yüzde 40 civarında bir artış gerçekleştiğini görebiliriz. 2023 yılında ticaret hacmi de 60 milyar dolar seviyelerine ulaşmış durumdadır. Lojistik ve arz şokları ile birlikte hem maliyetlerimiz hem de tedarik zincirimiz olumsuz etkilendi ve etkilenmeye devam edecektir. Türkiye genelinde yaklaşık 600 adet un fabrikası bulunmaktadır” derken, Türkiye’nin un ve unlu mamuller sektöründe dünyadaki gücünden de bahsetti.
“Her 4 un paketinden 1’inde Türk imzası var”
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Değirmencilik bizde oldukça eskiye dayanan genellikle aile içinde devam ettirilen bir sektördür. Bugün buradaki değirmencilerimizin pek çoğu 3’üncü veya 4’üncü kuşak olarak bayrağı devralmışlardır. Bunu büyük bir avantaj olarak görüyoruz. 2022 yılını 2 milyar dolar civarında ihracat ile tamamlayan Türk değirmen sektörü, 2023 yılını da dünyadaki ekonomik sıkılaşmaya ve savaşlara rağmen, 1,9 milyar doların üzerinde bir rakamla kapattı. Sektörün 2024’ün sonunda tarihi bir rekor kıracağına yürekten inanıyoruz. Türkiye’nin yıllık un üretim kapasitesi yaklaşık 32 milyon ton civarındadır ve bu kapasitenin yüzde 45-50’si kullanılmaktadır. 2023 yılında yurt içi kullanım ve ihracat amacıyla 15 milyon ton civarı un üretimi gerçekleşmiştir. Türkiye şu anda dünyada en büyük un ihracatında 1. sırada, makarna ihracatında da 2. sırada yer aldığı özellikle vurgulamak isterim. 2023 yılı itibarıyla Türkiye, dünyanın en büyük un ihracatçısı ülkelerinden biri olarak, dünya pazarlarının yaklaşık yüzde 23’üne hâkimdir. Bu demek oluyor ki her 4 un paketinden birisinde Türkiye imzası bulunmaktadır” dedi. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal da konuşmasında TMO’nun dünyanın en çok tahıl depolayan kurumu olduğunu belirtti.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.