Deprem gibi doğal afetler, özellikle Türkiye gibi deprem riski yüksek olan bölgelerde yaşayanlar için ciddi tehditler oluşturuyor. Bu nedenle, yapıların deprem güvenliği ve depreme dayanıklılığı kritik bir öneme sahiptir. Bunun temelini ise binalarla ilgili alınacak yapısal önlemler oluşturur. Bu bağlamda, yapılarda deprem güvenliği açısından kritik bir rol oynayan su yalıtım uygulamalarının önemi giderek artıyor.

Ülkemizde son yıllarda yaşanan büyük depremler, yapıların depreme dayanıklılığı ve deprem güvenliği konusundaki tartışmaları da beraberinde getiriyor. Toplam inşaat maliyetinin yüzde 1’ine denk gelen hem binanın ömrünü uzatan hem de enerji tasarrufu sağlayan su yalıtım malzemelerinin kalitesi ve doğru uygulanması çok daha önemli bir noktaya geldi. Yalıtım malzemeleri seçilirken, bina tipi ve yerel deprem riskine uygun çözümler üretmek gerekiyor. Ayrıca bu uygulamaların profesyonelce yapılması ve düzenli olarak kontrol edilmesi de büyük önem taşıyor.
Su yalıtımı, bir binanın deprem sırasında maruz kalabileceği sarsıntılara karşı direncini artırır ve binanın dayanıklılığını sağlar. Doğru bir su yalıtım sistemi, binanın bütünlüğünü koruyarak içinde bulunan insanların can güvenliğini de sağlar. Deprem anında olası hasarları minimize etmek ve can kayıplarını önlemek için su yalıtımı oldukça gerekli bir uygulamadır.

“Su yalıtımı, deprem anı ve sonrasında bina sağlamlığı üzerinde etkili”
17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümü dolayısıyla, depremlere karşı dayanıklı olmak için gerekli olan su yalıtımı uygulamalarının önemine dikkat çekecek açıklamalarda bulunan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, “Türkiye, deprem riski yüksek bir ülke konumunda bulunuyor. Geçmişte yaşadığımız depremlerin ardından, binalarımızın yapısal dayanıklılığı ve deprem güvenliği konularında önemli dersler çıkarmış durumdayız. Yapısal sistemlerin sağlamlığı ve beton dayanımının yanı sıra su yalıtımı gibi detaylar da deprem anı ve sonrasında bina sağlamlığı üzerinde etkili olabiliyor. Su yalıtımının yetersiz veya standartlara uygun olmayan şekilde yapılmış olması durumunda, binanın demir donatılarının taşıma kapasitesi 10 yıl içerisinde yüzde 66 oranında azalıyor olması, bizim gibi deprem coğrafyası üzerinde yaşayan bir toplum için büyük bir risk teşkil ediyor.  Özellikle deniz kenarlarında bu azalma oranı daha da artıyor ve yapıların dayanıklılığı ciddi şekilde tehlikeye giriyor. Ayrıca, kolonlarda demir eksikliği sadece yapısal hasara değil, aynı zamanda insan hayatına da mâl oluyor. Bu nedenle, su yalıtımının önemi ve etkin bir şekilde uygulanmasının gerekliliği konusunda toplumda farkındalık oluşturulması büyük bir önem taşıyor. ODE Yalıtım olarak, sektördeki gelişmeleri yakından takip ederek ve AR-GE çalışmalarımızla yeni nesil yalıtım çözümleri geliştirerek, yapıların dayanıklılığını artırmaya ve deprem güvenliği sağlamaya kararlı bir şekilde devam ediyoruz. Müşterilerimize ve sektöre katma değer sunan yenilikçi çözümler üretmek bizim öncelikli hedefimiz” dedi.

“Su yalıtımı ve deprem güvenliği konularındaki bilinç düzeyi düşük”
ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Turan, 2023 yılında gerçekleştirdikleri “Su Yalıtımı ve Binaların Deprem Güvenliği Algı Araştırması”nın sonuçlarını paylaşarak, toplumun su yalıtımı ve deprem güvenliği arasındaki ilişki ile ilgili bilinç düzeyinin düşük olduğunu vurguladı. Turan, “Araştırmamıza göre, katılımcıların sadece yüzde 2,2’si binanın depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının önemini fark ederken, yüzde 45’i oturdukları binada su yalıtımının varlığını bile bilmiyor. Bu yanlış algının düzeltilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 2023 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Nil Türkeri’nin rehberliğinde, Y. Mimar Canan Baş ve Y. Mimar Sühan Artuğ ile başlattığımız akademik çalışmalar ve 2024 yılında sektörle paylaştığımız ‘Binalarda Su Yalıtımı’ adlı referans kitabımızla, bu konuda toplumu bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın