İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın ağustos ayı Meclis toplantısında iş dünyasının gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına dünya ekonomisindeki gelişmelerle başlayan Avdagiç, küresel büyümenin baskılanmaya devam ettiğine dikkat çekti.

Avdagiç, İsrail’in Ortadoğu’yu bir savaş meydanına çevirmesinin, Gazze’de ortaya koyduğu katliam ve saldırıların, dünya ekonomisini ciddi şekilde sarstığını belirterek, “Orta Doğu’daki askeri ve siyasi gerginlikler had safhaya çıkmış durumda” dedi.

“Döviz rezervi, tarihi rekor seviyesine ulaştı”

Avdagiç, Meclis konuşmasında uygulanan finansal istikrar programının işletmelere etkilerine ilişkin görüşlerini de paylaştı.

Haziran 2023 seçimlerinin ardından ekonomi politikalarındaki radikal değişikliğin etkilerinin her geçen gün daha da belirginleştiğini belirten Avdagiç, “TCMB’nin döviz rezervi, tarihi rekor seviyesine ulaştı. Cari işlemler dengesinde iyileşme sürüyor. Bozulmuş olan bütçe dengesi yeniden tesis edildi.” dedi.

“Kredi büyümesine getirilen sınırlama gözden geçirilmeli”

Avdagiç, program kapsamında kredi büyümesine getirilen sınırlamanın enflasyonla mücadelede önemli bir araç olduğunun farkında olduklarının, ancak bu durumun yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç bulunduğunun altını çizdi.

Avdagiç, konuyla ilgili paylaşımında, “KOBİ’leri rahatlatmak çok yerinde bir karar olacaktır. Unutmayalım ki bir ülkedeki yatırım ekosistemi KOBİ’ler üzerinde yükselir. KOBİ temelli ekosistem iyileştirildikçe büyük ölçekli yatırımların çekilmesi mümkün hale gelir.” açıklamasını yaptı.

“Kur ile enflasyon arasındaki makasın kur aleyhine 50 puana yaklaşması bir alarm durumudur”

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, reformların başarısının güçlü ve rekabetçi bir yatırım ekosisteminin tesisi ile mümkün olacağını da belirterek, “Bu anlamda ifade etmek gerekir ki, içinde bulunduğumuz finansal şartların ve yatırım ikliminin süratle iyileştirilmesi beklentisi içindeyiz. Bugün içinde bulunduğumuz koşulları, bu vizyonla örtüşür hale getirmemiz gerekiyor” dedi.

Türk lirasının reel olarak değerlenmesinin ‘kur kaynaklı maliyet enflasyonunun’ dizginlenmesinde önemli işlev gördüğüne değinen Avdagiç, sözlerine şöyle devam etti: “Ancak, kur artışlarının enflasyonla bağının kopması, ihracatımız açısından önemli bir sorun oluşturuyor. Yıllık bazda kur artışı ile enflasyon arasındaki makasın kur aleyhine 50 puana yaklaşması bir alarm durumudur. Sadece temmuz ayında kur yüzde 0,6 artarken, TÜİK rakamlarına göre temmuz ayı TÜFE yüzde 3,23, İTO’ya göre yüzde 4 arttı. Özellikle tekstil, hazır giyim, konfeksiyon gibi geleneksel ürün gruplarında yaşanan daralma ve pazar kaybı önemli seviyelere ulaştı. Dolayısıyla kur ile enflasyon arasında dengeli bir korelasyonun tesis edilmesini bekliyoruz.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın