Türk edebiyatının en zarif yazarlarından Tomris Uyar, 23 yıl aradan sonra öyküleri, denemeleri ve günlükleriyle Can Yayınları’nda okurlarla buluşmaya devam ediyor.

Uyar’ın haziran ayında raflarda olacak olan kitapları; Handan İnci’nin derlediği ve yazarın seçme öykülerinden oluşan Metal Yoğunluğu, sıkıyönetim döneminde yüreklerine bukağı vurulmuş kişileri ele aldığı ve 1979 Sait Faik Öykü Armağanı’na layık görülen Yürekte Bukağı, “kırmızı”da birleşen farklı öykülerin yer aldığı Aramızdaki Şey ve eski masal kahramanlarını birer öykü karakteri olarak çağımıza döndürdüğü Gecegezen Kızlar.

Türk edebiyatının önemli kalemlerinden, bugüne kadar 60’ı aşkın çevirisi kitaplaştırılan yazar ve çevirmen Tomris Uyar’ın kitapları okurlarla buluşmaya devam ediyor.

Tomris Uyar’ın haziran ayında yayımlanacak kitapları arasında, seçme öykülerinden oluşan Metal Yorgunluğu, sıkıyönetim döneminde yaşamın her alanında ve yüreklerine bukağı vurulmuş kişileri ele aldığı Yürekte Bukağı, alabildiğine yalın, süssüz bir anlatım ve ustaca bir kurguyla kırmızı temasıyla kaleme aldığı Aramızdaki Şey ve masalların kahramanlarını ormanlarından çıkarıp kentlere buyur ettiği kitabı Gecegezen Kızlar yer alıyor.

Handan İnci’nin derlediği ve Uyar’ın öykücülüğünün yıllar içinde nasıl inceldiğini, durulaştığını gösteren Metal Yorgunluğu, Uyar’ın ilk olarak 1971’de yayımlanan İpek ve Bakır adlı kitabından başlayıp 1997’de yayımlanan Aramızdaki Şey’e uzanan öykü yolculuğundan duraklar sunuyor.

Bendeniz, bir sessiz film piyanisti gibi dışarıdan eşlik ettim olaylara. Hayat, büyük hesabıyla akıp giderken ben, karanlık odalarda, ince dökümlerle uğraştım. Ta gençliğimden başlayarak. Sizin gibi gençlerin bugün iki saniyede elde edebildiği ortalamaları bulayım diye günlerce güneşe çıkmadım, çevreme karşı dalgınlaştım, sevdiklerimi görmedim, günah işledim.

“Bir ağır ceza yükümlüsünün kaçıp kurtulmasını engellemek için ayağına vurulmuş pranganın ucundaki demir halka da olabilir “Bukağı”, yırtıcı bir kuşun evcilleşmesi için ayaklarına bağlanmış ipeksi bir mendil de…  Ama bukağı yüreğe vurulursa ne olur?”  İlk olarak 1979’da yayımlanan ve 1979 Sait Faik Öykü Armağanı’na layık görülen Yürekte Bukağı’da ise Uyar, bir sıkıyönetim döneminde yaşamın her alanında yüreklerine bukağı vurulmuş kişileri ele alıyor.

Konuşmak da tehlikelidir. İçte biriken sözcükleri boşaltmak. Hele konuşmayı bir kere unutmuşsan… Ya bir gün, bunca yıl kafamda biriktirdiğim sözcükler boşalıverirse? Çene kemiklerim açılırsa? Beynime üşüşen imgeleri durduramazsam? Ya eve, bir gün yirmi dakika gecikirsem?


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın