Gerek internet sitesini gerek sosyal medyayı aktif olarak kullanan Eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye ve dünya ekonomisine dair değerlendirmelerini kendi adını taşıyan blogunda sürdürüyor.

Deneyimli iktisatçı Mahfi Eğilmez‘in ‘Bileşen Hatası, Bölünme Hatası ve Devleti Şirket Gibi Yönetme Hatası’ başlıklı yazısında, sadece ekonomide değil tüm sosyal bilimlerde geçerli olan terkip hatası ile bölünme hatasını ele aldı. Söz konusu hataları örneklerle açıklayan Eğilmez, devletin neden şirket gibi yönetilemeyeceğini anlattı.

Mahfi Eğilmez’in yazısı şöyle:

Bileşen (terkip) hatası

> Sosyal bilimlerde bileşen ya da terkip hatası, bir bütünü oluşturan bireyler (ya da birimler) için tek tek doğru ya da geçerli olan bir olgunun, o bireylerin (ya da birimlerin) oluşturduğu bütün için de benzer biçimde geçerliliğe sahip olacağını düşünmekle içine düşülen hatadır. Bu, yalnızca ekonomi bilimi için değil sosyal bilimler kategorisinde yer alan bütün dallar için geçerli bir hata biçimidir. O nedenle yalnız iktisatçıların değil, sosyologların, filozofların da uğraştığı bir durum olmuştur.

> Ekonomi biliminde terkip hatasının en tipik örneği tasarruf çelişkisidir. Bir kişi ya da birkaç kişi tasarrufunu artırırsa bu, onlar açısından pozitif bir gelişme olabilir ve toplum da bundan pek etkilenmez. Buna karşılık bir toplumu oluşturan bütün bireyler tasarruflarını artırırlarsa toplum bundan negatif etkilenir. Çünkü gelir iki şekilde kullanılır: Tüketim ve tasarruf. Gelirin değişmediği bir ortamda tasarrufun artması demek tüketimin azalması demektir. Tüketim azalırsa üretim de dolayısıyla yatırım da azalır ve sonuçta büyüme düşer. Büyüme düşerse işsizlik artar. Sonuçta toplum bu gelişmeden olumsuz etkilenir. 

> Bununla birlikte bu analiz tasarruf oranı düşük olan ülkeler için doğrudur. Tasarruf açığı olan ülkeler bu açığı dışarıdan tasarruf ithal ederek (borçlanarak) karşılar. O nedenle bu gibi tüketim eğiliminin çok yüksek olduğu ülkelerde tasarrufların belirli bir oranda artması ülkenin lehine sonuç verir. Bu da bize sosyal bilimlerde (ve onun bir parçası olan ekonomide) hiçbir şeyin siyah ya da beyaz olmadığını, çoğu konunun gri renkte olduğunu ve ülke koşullarına göre değerlendirilmesi gerektiğini gösterir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın