‘Dünya deri sektörüne ve modasına yön veriyoruz’

Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) tarafından Antalya’da düzenlenen 12. Deri ve Kürk Modası (Leather&Fur Fashion) Fuarı, kapılarını açtı. Dünya deri sektörüne ve modasına yön veren en büyük fuar olduğunu vurgulayan TDKD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Sarıgül, Türkiye’den 70 firma ile katılım sağladıkları fuara, 20’nin üzerinde ülkeden 1300’den fazla alıcının katılacağını belirtti. Her yıl 5 bin tane modelin hazırlandığı dünyada başka bir yer olmadığını kaydeden Sarıgül, Eski Sovyet ülkeleri başta olmak üzere AB ülkelerinden, Amerika’dan gelen alıcıların yoğun ilgisinin olduğunu belirtti. Sarıgül, savaşın devam etmesi ve yaşanan para transferi sorununa rağmen Rusya’dan gelişlerde bir düşüş olmadığını aksine talebin çok fazla olduğunu ifade etti. Farklı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de ihracatçının önünü açabilecek teşviklere acil ihtiyaç olduğunun altını çizen İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Gözmen, yaşanan maliyet artışlarından dolayı pazarları kaybetmeye başladıklarını belirterek “Devletin birinci önceliği şu anda enflasyonu indirmek. Biz hem devletin elini güçlendirmek hem ihracatçının dayanabilir pozisyona getirmesi için ülkeye döviz kazandıranların birtakım muafiyetlerden daha fazla faydalanması, kur farkından dolayı herhangi bir vergilendirme yapılmamasını talep ediyoruz.” dedi.

Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği’nce (TDKD) düzenlenen Leather&Fur Fashion Fuarı, sektördeki Türk firmalarının temsilcilerini yurt dışı pazarının temsilcileriyle bir araya getiriyor. Fuar, 20’nin üzerinde ülkeden katılım ve 1300’ün üzerinde alıcıyla 12’nci kez kapılarını açtı.  16-19 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek fuara, sektörün ana pazarı olan Rusya’ya uygulanan ambargolara rağmen katılımcı talebinin çok yüksek olduğunun bilgisini paylaşan Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Sarıgül, sektör ihracatının çok önemli bir bölümünün bu fuarla gerçekleştirildiğini belirtti.

SEKTÖRÜ AYAKTA TUTAN FUAR

Antalya’da düzenlenen bu fuarın sektörü ayakta tuttuğunu ifade eden Sarıgül, “Fuar olmasa deri konfeksiyon piyasası bir tane yenilik yapmayacak, herkes frene basacak. Bu da çok büyük bir istihdam azalmasına sebep olacak. Her yıl 5 bin tane modelin hazırlandığı başka bir yer yok. Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) tarafından gerçekleştirilen fuar; dünya deri sektörüne, deri modasına yön veriyor. Bu yıl fuara 20’yi aşkın ülkeden alıcılar bekliyoruz. Eski Sovyet ülkeleri başta olmak üzere AB ülkelerinden, Amerika’dan gelen alıcılar var. Fuar sonrası geri dönüşler çok iyi fakat dünyanın her yerinde enflasyon sorunu var. Ürün sattığımız ülkelerin para ile ilgili sıkıntıları var. Dolar bazlı giden bir ürün olduğu için hepsinin ülkesinde dolar değer kazanıyor o yüzden alım zayıfladı. Ürün sattığımız ülkelerde de bizde olduğu gibi büyük enflasyon var.” ifadelerini kullandı.

Rusya’dan gelen müşterilerin gelişinde bir düşüş yaşanmadığını aksine para transfer sorununa rağmen talebin çok fazla olduğunu kaydeden Sarıgül, “Satıcılarda işlerin zayıf olmasına rağmen hepsi bu fuara büyük ilgi gösteriyor. Çünkü bu kadar iyi firmayı, bu kadar koleksiyonu, bu işi yapan insanı başka yerde bulmanın mümkün olmadığını biliyorlar ve bu fuara yoğun ilgi gösteriyorlar.” Dedi.

“RUSYA İLE CİDDİ ÖDEME SORUNU YAŞIYORUZ”

Sektörün en büyük sorunlarından bir tanesinin Rusya’dan para gelişinde yaşanan sorun olduğunu ifade eden Sarıgül, sektörde işleyişin dolarla olduğunu fakat ödemenin TL olarak geldiğini söyledi. Sarıgül, “Bankalar gelen TL’yi beyannamenin karşılığında faturası TL olarak kesilmediği için kapama olarak kabul etmiyor ve bu firma cezaya düşüyor.  Normal şartlarda altı ay önce firma bunu dolar olarak ihracatını gerçekleştirmiş, beyannamesini açmış, malını yollamış. Yurt dışına çıkış faturalarımızı hepimiz dolar olarak kesiyoruz. Dolar olarak kestiğimiz faturanın ödemesinin haliyle dolar gelmesi lazım. Rusya’nın tamamı muafiyet kapsamına alınmalı.” dedi.

SEKTÖR ÜRETİMİNİN YÜZDE 95’İ İHRACAT

Dünya markalarının Türkiye’de üretildiğinin bilgisini paylaşan Sarıgül, “Arkamızda bir rüzgâr almamız gerekiyor. Yoksa ihracatçı bu seneyi geçiremez. İç piyasada neredeyse satışımız yok. Üretimin yüzde 95’i ihracata gidiyor. Turizm bölgelerinde yapılan satışlar sektörü ayakta tutuyor şu anda. Herhangi bir teşvik ve destek almadan kendi imkanlarımızı zorlayarak yaşanan bu kadar zorluğun içerisinde bu fuarla bütün firmaları zinde tutup, sektör can vermeye çalışıyoruz. Otoriteden beklentimiz, sektörün ayakta kalabilmesi için teşvik ve destek sağlamaları.” dedi. 

“MALİYET ARTIŞLARI SEKTÖRÜN REKABETİNİ DÜŞÜRDÜ”

Pandemi sonrası yakaladıkları avantajlarla sektör ihracatını 2 milyar dolar seviyelerine getirdiklerini vurgulayan İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Gözmen; geçen yıl tedarikte yaşanan sorunlar, pandeminin bitmesiyle diğer uluslararası aktörlerin devreye girmesi ve maliyetlerde yaşanan yüksek artışlardan dolayı rekabet gücünün azalmasıyla ihracatın yüzde 20 düşüşle 1,8 milyar dolara gerilediğinin bilgisini paylaştı. Bu yılın ilk 4 ayında dünya piyasalarındaki kısıtlamalardan dolayı deri sektörünün değerde yüzde 28, miktar bazında ise yaklaşık yüzde 20 düşüş yaşadığını söyledi. Gözmen, “Yüzde 15’e yakın bir iskonto yapmamıza, maliyetlerin çok çok altında veya kârsız satışlar yapmamıza rağmen ciddi şekilde pazardaki payımızı kaybetmeye başlamışız. Bunun en büyük sebebi sadece maliyetler ve döviz kurunun sabit gitmemesi değil elbette. Dünyadaki diğer tedarikçilerin ortaya çıkmasıyla beraber küresel ekonomideki kısılma. Diğer tekstil ve konfeksiyon ürünlerinde de yüzde 20’nin üzerinde bir talep kısılması gözleniyor. Ama bu deri konfeksiyon sektöründe yüzde 40’a yakın bir talep kaybı anlamına geliyor. Tolere edilebilecek bir şey değil ciddi bir şekilde kan kaybı yaşanıyor.” ifadelerini kullandı.

ACİL TEŞVİK VE DESTEK TALEBİ

Farklı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de ihracatçının önünü açabilecek teşviklere acil ihtiyaç olduğunun altını çizen Gözmen, “İthalata konulacak vergiler içerideki enflasyonu da körükleyeceği için devletten bunu beklemiyoruz. Çünkü devletin birinci önceliği şu anda enflasyonu indirmek. Yani biz hem devletin elini güçlendirmek hem ihracatçının dayanabilir pozisyona getirilmesi için ülkeye döviz kazandıranların birtakım muafiyetlerden daha fazla faydalanması, kur farkından dolayı herhangi bir vergilendirme yapılmamasını talep ediyoruz.” dedi.

Sektörün ana pazarı olan Rusya’da savaş sonrası yüzde 70, Ukrayna’da yüzde 90 düşüş olduğunun bilgisini paylaşan Gözmen sözlerini şöyle sürdürdü; “Deri kürk konfeksiyonda kilo fiyatımız 135 dolarlardan 110 dolarlara geriledi. Çin’in ve rakip ülkelerinin satış fiyatları 35 ve 50 dolar seviyelerinde. Fiyatlarımız 35 ile 70-80 dolar arasına gelmediği için biz pazarlara giremiyoruz ve ürün satamıyoruz. Bunun için ihracatçılara ilave teşvikler lazım. Birim fiyatımızın yükselmesi katma değer olarak iyi gözükse de reel olarak elimizdeki pazarları  kaybediyoruz. Geçen yıl deri ve kürk konfeksiyonda ihracat 236 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşti. Bu yılın ilk 4 ayında yüzde 40 düşüşte gidiyor. Deri ürünleri genelinde 750 milyon dolar olan ihracat ilk 4 ayda 510 milyon dolar oldu.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın