Haftaya not artırımının etkisi ile iyimser bir havada başlayan Borsa İstanbul sonrasında ise bu eğilimini korumakta başarılı olamadı. Kaldı ki ilk etapta oluşan iyimserliğe TL’nin ve tahvil bono piyasasının aynı ölçekte eşlik etmemesi pozitif havanın genele yayılmadığını göstererek kazanımların hızlı bir şekilde geri verilmesine yol açmıştı. Dün de özellikle günün ikinci yarısında baskının arttığını ve 9000 puanın altının test edildiğini gördük. Haftanın en önemli verisi olan ABD TÜFE rakamı ise beklentileri karşılayamasa da çekirdek rakamın geri çekilmeye devam etmesi ile küresel borsalarda baskı yaşanmadı. Her ne kadar Borsa İstanbul saat 15.30’dan sonra zayıf bir performans sergilese de bu durum veriden ziyade daha çok direnç noktalarını aşamayan endeksin ivme kaybetmesi ile açıklanabilir. Son dönemde faiz indirimlerinin yaklaştığına dair beklentiyi güçlü şekilde fiyatlayan değerli metallerin ise beklentileri aşan enflasyona negatif tepki verdiğini gördük.
TL: TL açısından makroekonomik veri tarafında yoğun bir günü geride bıraktık. Bu kapsamda Ocak ayında cari işlemler dengesi piyasa beklentisine paralel olarak 2,56 milyar dolar açık verdi. Böylece 12 aylık açık 37,5 milyar dolar ile iyileşme eğiliminin devam ettiğini gösterdi. Yılın tamamına baktığımızda ise cari açığın 30-35 milyar dolar aralığına gerileyebileceğini tahmin ediyoruz. Aynı dönemde sanayi üretimi ise arındırılmamış veride yıllık bazda %1,5 artış gösterirken takvim etkisinden arındırılmış endeks ise %1,1 artışa işaret etti. Büyüme açısından baktığımızda bu yıl %3,5 civarında bir rakam öngörüyoruz.
Borsa İstanbul: Not artırımının yarattığı iyimserliğin oldukça kısa süreli kalması ve direnç seviyelerinin aşılamaması Borsa İstanbul’a ivme kaybı olarak yansıyor. Kaldı ki not artırımına TL’nin ve tahvil bono piyasasının aynı ölçekte iyimser tepkiler vermemesi de dikkat çekmişti. Türkiye’nin 5 yıl vadeli CDS primi ise 320 baz puana yakın seyrini sürdürüyor. Teknik açıdan baktığımızda BIST-100 endeksinde 9400 puan seviyesinin önemini yüksek bulmaya devam ediyor ve kısa vadeli görünümde kalıcı bir iyileşme yaşanabilmesi için bu noktanın kırılması gerektiğine inanıyoruz. Bunun gerçekleşmediği bir senaryoda endeksin momentum kaybetmesi sürpriz olmayacaktır. Hisse senetlerindeki durgunluk göstergelere de yansımış durumda. Son dört haftada yeni zirve yapan hisse sayısı belirgin şekilde düşük seyrederken aynı süre zarfında dip yapan hisse sayısında ise artış görüyoruz.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.