Türkiye’nin önde gelen ambalaj üreticisi SEM Plastik, hem iç piyasada hem de yaklaşık 150 ülkeye yaptığı ihracatta sürdürülebilirliğe liderlik ediyor. Tüm dünyada, şirketler için iş yapış modellerinin değiştiğini ifade eden SEM Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Tüketici beklentisi, bahsedilen ürünün ne kadar az karbon salımına sebep olduğu yani çevreci olduğuyla çok alakalı. Tüm ürünlerimiz geri dönüştürülebilir; kanunların müsaade ettiği tüm ürünlerde geri dönüştürülmüş içerik kullanıyoruz” dedi. Eroğlu, bu alana son yıllarda 15 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını söyledi ve geçtiğimiz yıl ciroyu ikiye katladıklarını belirtti. Dünyanın önde gelen havayolu, fastfood ve içecek şirketleriyle çalıştıkları ve söz konusu şirketler için yılda 20 milyar adet ürün tedarik ettikleri bilgisini paylaşan Eroğlu, yaptıkları projelerle karbon emisyonu azaltımı, plastik hafifletme ve geri dönüşmüş içerik kullanımıyla sürdürülebilirlik hedeflerine katkı yaptıklarını ifade etti. Eroğlu, SEM Biotech ile medikal alanında da üretime başlayacaklarını belirterek, “Üretim alanı ilaç üretimi yapılacak kadar steril. Bu anlamda ISO 8 standardı uygulanıyor.” dedi.
Üretim stratejisinde ve ihracat hedefinde sürdürülebilirliğe odaklanan SEM Plastik, bugün farklı sektörlerde çok sayıda küresel zincir markayla yaptığı çalışmalarda, sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerini artırmayı amaçlıyor. Bu kapsamda, 2023 yılında Türkiye’nin en prestijli çevre ödüllerinden biri olan Sürdürülebilir İş Ödülleri Yarışması’nda, ‘Döngüsel Plastik Kategorisi’nde Ford Otosan’la birinciliği paylaştıklarını belirten SEM Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Biz artık müşterilerimize sadece bir ürün değil; sürdürülebilir bir strateji sunuyoruz. Döngüsel ekonomiyi nasıl oluşturabileceğimizin çerçevesini çizerek, tüm paydaşlarımız için kapsamlı bir çözüm önerisi oluşturuyoruz.” dedi. Yaklaşık 150 ülkeye ihracat yaptıklarını ve sürdürülebilirlik alanında yaptıkları yatırımlarla geçtiğimiz yıl ciroyu ikiye katladıklarını belirten Eroğlu, “Artık dünyanın her yerinde tüm şirketler için model değişiyor. Tüketici beklentisi, bahsedilen ürünün ne kadar az karbon salımına sebep olduğu yani çevreci olduğuyla çok alakalı. Biz de bu anlamda kendi yapımızı dönüştürüyoruz. Tüm ürünlerimiz geri dönüştürülebilir; kanunların müsaade ettiği tüm ürünlerde geri dönüştürülmüş içerik kullanıyoruz. Geri dönüşümde kullanacağımız makinelerimizi çeşitlendiriyoruz ve yeniliyoruz. Üretim sürecinde de bu yönde birçok inovasyona imza attık. Bu anlamda son yıllarda sadece bu alana yaptığımız yatırımlar 15 milyon dolara yaklaştı.” bilgisini verdi.
HAVAYOLLARINDA YILDA 20 MİLYAR ADET BARDAK GERİ DÖNÜŞECEK
“Artık ambalaj tarafında sattığımız şey yeşil dönüşüm” diyen Eroğlu, “Hiçbir müşterimize sadece yaptığımız ürünlerle gitmiyoruz. Bizim amacımız sadece ürün satmak değil. Müşterimizin karbon emisyonunu azaltacak know-how’ımız ve ürünlerimiz var. Bütün ürünlerde geri dönüşmüş içerik kullanma amacıyla çalışıyoruz. Örneğin bütün dünya havayollarının gündeminde sürdürülebilirlik var. Dünyada yaklaşık 40 hava yolu şirketi var; Türk Hava Yolları, Emirates, Qatar Airways, Singapur Airlines, Thai Airways, Avustrian Airlines gibi dünyanın önde gelen şirketleriyle çalışıyoruz. Onlara sunduğumuz ürünler de tamamen geri dönüşümlü ve döngüsel ekonomiye odaklanmış, kapalı devre geri dönüşüm sistemleri gibi ileri seviye uygulamalar içeriyor.” dedi.
KOSHER VE HELAL SERTİFİKA İÇİN HAHAM VE İMAM DENETİMİ
Sadece ulaşım sektöründe değil; gıda sektöründe de benzer bir gündemin olduğunu ifade eden Eroğlu, Starbucks, McDonald’s, Burger King gibi küresel zincir markalara da ürün tedarik ettiklerini ve bu anlamda gıda sektöründe de farklı projeler konusunda çalıştıklarını söyledi. Geri dönüştürülmüş içeriğin sertifikalandırma sürecinin de son derece önemli olduğunu belirten Yavuz Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ürünlerimizin geri dönüşüm içeriklerini, uluslararası akreditasyona sahip, uygunluk değerlendirme kuruluşlarınca sertifikalandırıyoruz. ABD’ye ihracat yapıyoruz ve ürettiğimiz ambalaj ürünleri için kosher sertifikası alıyoruz. Yılın belirli dönemlerinde ABD’den gelen hahamlar fabrikada denetim yapıyor. Biz de niye ambalajda helal sertifikası olmasın diye düşündük ve helal akreditasyon kurumuyla hemen çalışmalara başladık. Girdi ve üretimin tüm aşamalarında helal şartına göre çalışılarak; ‘temiz olmayan helal de değildir’ temel yaklaşımı içerisinde iyi üretim teknikleri başta olmak üzere gıda güvenliğini esas alırken bir yandan da üretim süreçlerinde etil alkol kullanılmaması gibi dini hassasiyetlere uygum çalışıyoruz. Bu anlamda bütün sistemi metil alkole göre yeniledik. Baskıların üzerinde kullanılan belli malzemelerin standartlarını da değiştirdik. Helal ambalaj sertifikasını ilk alan plastik ambalaj firması biz olacağız. Bu eminim, müşterilerimiz ve ihracatımız için de artı bir değer yaratacak.”
MEDİKAL ÜRETİM İÇİN 30 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
Yıl içinde medikal üretim için SEM Biotech adı altında faaliyete de başlayacaklarını kaydeden Eroğlu, “Medikal yatırımımız için de düğmeye bastık. Son derece hassas bir sektör. Üretim tesisinde partikül sayısı o kadar düşük ki içeride ilaç üretimi yapılacak bir yer kadar dikkat ediliyor çünkü steril ve temiz olması gerek. Bu anlamda ISO 8 standardı uygulanıyor. Yaklaşık 2000 metrekarelik ISO 8 standardında temiz bir odada yapacağımız üretim için makineleri Kanada ve Güney Kore’den tedarik ettik. İlk makineler geç gelince, projenin ikinci etabında yer alacak makineler için sipariş verdik. Böylece yatırım planlarımızın önüne geçmiş olduk. Bu anlamda yaptığımız yatırım ise toplamda 30 milyon dolara ulaşacak.” açıklamasını yaptı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.