Pakun CEO’su Ertan Özgen, dünyada lider olan Türk un sanayisinin enerji temini ve buğday tedarikinde desteklenmesi gerektiğini belirterek, “gıda en stratejik sektör haline geldi. Türkiye güçlü konumunu sürdürmelidir” dedi.
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu’nun (TUSAF) Antalya’da gerçekleştirilen 18. Uluslararası Kongre ve Sergisi’ne katılan Özgen, “yeterli gıdaya sahip olmak siyasi ve ekonomik bağımsızlığın teminatıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Pakun CEO’su Ertan Özgen, yakın geçmişteki küresel salgın ve savaş gibi gelişmeler ile küresel iklim krizinin, gıda sektörünün ne kadar büyük bir stratejik öneme sahip olduğunu gösterdiğini söyledi. Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu’nun (TUSAF) 18. Uluslararası Kongre ve Sergisi’ne katılan Özgen, Kongre çalışmalarını değerlendirdiği açıklamasında, “görülüyor ki yeterli gıdaya sahip olmak ekonomik ve siyasi bağımsızlığın teminatıdır” dedi.
TUSAF’ın 20. Kuruluş yıldönümünün de kutlandığı, “Global Tarım Politikaları, Gıda ve Enerji” temasıyla 15-18 Şubat 2024 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirilen Kongre’ye Türk un sektörünün temsilcileri katıldı. Kongrede, Türkiye’nin önde gelen un üretici ve ihracatçısı Pakun markasını 10 kişilik yönetim ekibi temsil etti. Pakun CEO’su Ertan Özgen kongre ve sektöre ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Öncelikli konu hammadde ve enerji”
Türk un sanayisinin kullandığı teknoloji ve üretim kalitesi bakımından dünyada lider konumda bulunduğuna işaret eden Pakun CEO’su Ertan Özgen, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugün karşı karşıya bulunduğumuz kimi temel sorunlar var. Birincisi kaliteli buğday tedariki noktası sorunudur. Şüphesiz ki Rusya-Ukrayna Savaşı, dünya buğday ticaretini ve üretimini güçlü bir biçimde etkiledi. Taşıma ve lojistik alanında krize neden oldu. Rusya’nın güçlü enerji üreticisi olması dolayısıyla enerji fiyatlarının kontrolsüz bir biçimde artmasına da yol açtı. Bizim iki temel girdimiz var, biri hammaddemiz olan kaliteli buğday ve diğeri de enerji. Bu iki alanda yaşanan darboğazı Türkiye örnek bir biçimde yönetti. Savaş sürecinde Rusya ile dengeli bir ilişki yürütmenin yanı sıra Karadeniz tahıl koridorunun kurulmasına da öncülük ederek krizi önemli ölçüde bertaraf etti. Ancak hem enerji hem de hammadde alanında önümüz tamamen açılmış değil. Savaş devam ettiği sürece hazırlıklı olmak ve alternatif tedarik yollarına odaklanmak durumundayız.”
“İthalat ve enerji temini desteklenmeli”
Hammadde ve enerji alanındaki eksikliklere rağmen, Türkiye’nin dünyanın en büyük un üreticisi ve ihracatçısı konumunda olduğuna işaret eden Özgen, şöyle devam etti: “Sektörümüzün bu ‘rağmen’ noktasında desteklenmesi, enerji tüketim maliyetinde ve hammadde tedarikine yönelik ithalatta öncelikli sektör olarak görülüp kolaylıklar sağlanması bize göre şarttır.Çünkü, küresel gelişmeler göstermektedir ki, gıda geleceğin bir numaralı stratejik sektörü olacaktır ve bütün devletler bu sektöre yapılan yatırımları öncelemektedir. Türkiye’nin un sektöründeki güçlü ve lider konumunu koruması hayati önemdedir”.
“Rekolteyi artırmalıyız”
İklim krizinin yaratacağı olumsuzluklara karşı da önlemler alınması ve Türkiye’nin gıda güvenliğini doğrudan ilgilendiren çevresel değerlerin korunması için gösterilen çabaların artırılması gereğine işaret eden Ertan Özgen, “Türk sanayisinin hammadde tedariki rekolte ile doğrudan ilgilidir. Türkiye’nin buğday üretimi, iç tüketimi karşılayacak noktadadır, ancak ihracata yönelik un üretiminin sürdürülebilmek için de ithalat yapılıyor. Tarımın desteklenmesi ve rekoltenin artırılması oranında dışa bağımlılığımız azalacak, sektörümüzün eli güçlenecektir” dedi.
“Birlikte büyümenin yollarını arıyoruz”
Antalya’daki TUSAF Kongresi’nde sektörün tüm paydaşlarının bu ve benzer konuları enine boyuna tartışma olanağı bulduğunu belirten Pakun CEO’su Özgen, Kongre etkinliğini gerçekleştiren Federasyon yönetimine ve katılımcılara teşekkür etti. Özgen, sorunların dayanışma içinde çözüleceğini, sektör olarak birlikte büyümenin yollarını aradıklarını ifade etti.
Sektör enine boyuna ele alındı
Türk un sanayicilerinin zirvesi TUSAF Kongresi’ne un, makarna ve yem sanayicilerini, tüccarları, tedarikçileri, değirmen makinecileri ve fırıncılık mamulleri üreticileri, bu alandaki uzmanlar, akademisyenler, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri ile sektörün paydaşlarının da aralarında bulunduğu 1000’i aşkın kişi katıldı. Kongrede ayrıca, 40’tan fazla sergi alanı oluşturuldu.
TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan yaptığı açıklamada, kongre ile kamu kuruluşları, diğer meslek kuruluşları ve sektör paydaşlarıyla iş birliğinin geliştirilmesinin amaçlandığını dile getirdi.
Kongredeki oturumlarda; global tarım politikaları, gıda, enerji, iklim değişikliği, kuraklık, yeni ticaret dinamikleri, hububat ve un piyasaları, dünya tahıl politikaları ve ticaret konuları masaya yatırıldı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.