100 yılı aşkın köklü bir geçmişe sahip otomobiller, nitelikli verileri işleyecek yüksek teknolojiye sahip işletim sistemleri ve yazılımlarla “akıllı cihaza” dönüşürken, yeni tehditleri ve fırsatları da beraberinde getirmeye başladı. Parmak izi veya yüz tanımadan trafik levhası-şerit veya asfalt yapısını tanımaya, sürüş güzergahlarını öğrenerek daha tutarlı sürüş sunmaya değin birçok yeniliğe sahne olan yeni nesil otomobillerle ilgili olarak konuşan Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı “Sürücünün ve otomobilin verileri artık yeni otomobillerde teknolojilerin gelişimi için çok kıymetli hale geldi. Ancak acil durum için paylaşılan konum bilgisinden parmak izine kadar birçok verinin paylaşımı, halen Avrupa dahil birçok bölgede hukuki bir zemine oturmuş değil ve bunun haklı sebepleri var. Örneğin büyük afetler veya savaş durumlarında araç üreticilerinin uzaktan erişimle araçları tamamen kullanım dışı bırakması imkânsız görünmesin. Koltuk ısıtma gibi basit donanımların abonelik yöntemiyle uzaktan erişimle açılıp kapatılması bile bu riskler hakkında ipucu veriyor. En küçük veri ihlali otomotivde tüm dengeleri alt üst edebilir. Ne var ki E-mobility’nin temel unsurları olan Connectivity, Otonom Sürüş, Electric (Elektrikle Çalışma) ve Share (Paylaşım) dijitalleşme ile önem kazanmıştır. Bu unsurların başarıyla uygulanabilmesi ve kullanıcı deneyimini artırabilmesi için özel verilerin toplanması kaçınılmaz” yorumunu yaptı.
Ülkemiz otomotiv endüstrisinde 50 yılı aşkın süredir var olan Motor Aşin, yeni nesil otomobillerin getirdiği avantajları ve tehditleri gözler önüne serdi. Güvenlik ve kullanım konforu anlamında çok gelişmiş özelliklere sahip olan yeni otomobiller, hayatı kolaylaştırsa da bazı riskleri beraberinde getiriyor.
Mobilitede gelişime sekte vuran temel unsur hukuki süreçler
Dev üreticilerin önemli yatırımlarını ertelemesindeki temel unsurun hukuki süreçler olduğunu aktaran Aşçı, “Birçok üretici tam otonom sürüşten veri işleyen gelişmiş farklı teknolojilere değin yatırımlarını belirsizlikler nedeniyle erteliyor. Bu bir anlamda sürücülerin yeni teknolojilerden mahrum kalması anlamına gelirken, diğer taraftan karmaşık bir sürecin yönetimi hakkında soru işaretleri bulunuyor. Örneğin tam otonom bir araç bir kazaya karıştığında suçlu sürücü mü, otomobil mi, yazılım şirketi mi, yerel yönetim mi olacak? Büyük bir belirsizlik. Yine paylaştığınız parmak izleri, sürüş verileri ne amaçla kullanılacak? Bir savaş veya afet halinde uzaktan erişimle araçların kullanım dışı bırakılması imkânsız değil. Öyle ki abonelik sistemiyle uzaktan koltuk ısıtmayı kapatıp açacak bir network, yine uzaktan erişimle otomobilleri istediği gibi yönetebilme riskini beraberinde getiriyor. En ufak veri ihlali otomotivde dengeleri alt üst edebilir” dedi.
Türkiye’deki bazı araçlarda E-Call / SOS veya gelişmiş uygulamalar kullanım dışı
Otomobillerde veri güvenliği konusunda Türkiye’nin de birkaç yıl evvel belirli adımlar attığına dikkat çeken Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Bazı marka ve modeller ülkemize E-Call problemleri nedeniyle ithal edilmedi. Konum bilgisi gibi kritik seviyede önem arz eden verilerin, üreticinin ülkemizde kuracağı bir merkezde depolanması isteniyor. Veri toplama ve kullanma konusunda küresel standart eksikliği ve hukuki belirsizlik ise önemli sorunlara yol açıyor. Farklı ülkelerdeki düzenlemeler nedeniyle bazı markalar, veri merkezlerini ülke dışında konumlandırıyor. Türkiye’de ise bu durum, premium markaların bazı özelliklerinin kullanılamamasına neden oluyor. Veri merkezlerinin ülke sınırlarında olması talebi, güvenlik ve kontrol açısından gerekli olabilir. Ancak bu düzenlemelerin desteklenmesi ve uluslararası uyum, küresel oyuncuların pazarda etkin olabilmesi için önemli bir faktör. Burada hem hükümetlere hem de araç markalarına önemli görevler düşüyor” ifadelerine yer verdi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.