Ay Koleji Psikolojik Danışmanı Aysu Korkmaz anlattı:

Çoğu ebeveyn ve eğitimci, disiplinin katı ve sert olması gerektiğine inanıyor. Bu nedenle, birçok ebeveynin ve eğitimcinin aklına disiplin dendiğinde ceza yöntemi geliyor. Ancak, disiplin sözcüğünün “öğretmek ve öğrenmek” anlamına geldiğini ifade eden Ay Koleji Psikolojik Danışmanı Aysu Korkmaz; “Disiplinin amacı çocukların duygularını hiçe saymak, benliğini kabul etmemek ve onlara saygı duymamak değildir. Dolayısıyla, disiplin sağlarken çocuğun duygusal dünyasında ve kişisel gelişiminde hasara yol açmamaya özen gösterilmeli” dedi.

Araştırmalara göre ceza yöntemi; bir süreliğine problemi ortadan kaldırsa da uzun vadede etkili bir yöntem olmuyor. Bunun yanı sıra, çocuklarda duygusal hasarlara yol açan ceza yöntemi, çocuğun kendi isteklerinin hiçe sayıldığının hatta kişiliğine karşı yapılan bir saldırı olarak algılanabiliyor. Bu yöntemin aile ilişkilerine zarar veren bir yöntem olduğunu vurgulayan Ay Koleji Psikolojik Danışmanı Aysu Korkmaz, çocuklara disiplin verilmede etkili olacak önerilerde bulunuyor.

“Ceza yönteminde dışsal bir denetim söz konusu”

Cezanın öz denetim becerilerini kazandırmada etkili bir yöntem olmadığını hatta bu becerinin gelişmesini engellediğini ifade eden Ay Koleji Psikolojik Danışmanı Aysu Korkmaz, “Öz denetimli çocuklar; anne, baba ve öğretmen gibi otorite figürleri ortamda yokken de öğrenmiş oldukları doğru davranışları sergileyebilir, kurallar karşısında özenli ve hassas olurlar. Nasıl davranmaları gerektiğine karar verebilir, doğru seçimler yapabilirler. Duygu, düşünce ve davranışlarını uygun şekilde düzenleyebilirler. Ceza yönteminde dışsal bir denetim söz konusudur. Cezanın etkili çözüm olduğu durumlarda; çocuklar korktukları, sevdikleri kişiyi kaybetmek istemedikleri ya da cezadan kaçınmak istedikleri için istendik şekilde davranır. Otorite figürü ortadan kalktığında ise istenmeyen davranışları yine eskisi gibi sürdürebilirler” dedi.

“Çocuğun kişiliğine değil yaşanan duruma veya davranışına yönelik uyarı yapılmalı”

“Çocukların doğru olmayan ya da doğru olmadığını düşündüğümüz davranışlarda bulundukları an, aslında anne babalarına en çok ihtiyaç duydukları andır” ifadelerini kullanan Korkmaz, “Ceza yöntemini kullanmayan, güvenli anne-baba-çocuk ilişkisi üzerine inşa edilen ailelerde, çocukların doğasında var olan iş birliği eğilimini geliştirebilmelerini amaçlayan ve duygusal bağı, empatiyi, hoşgörüyü, kabulü ve saygıyı temel alan disiplin yaklaşımları da bulunmaktadır. Bu disiplin yaklaşımları katı ve sert olmamakla beraber sınırsız, her şeye evet denilen yaklaşımlar da değildir. Çocuklar, ebeveynlerinin yönlendirmelerine ihtiyaç duyarlar. Sınırlar ve disiplin çocukları güvende hissettirir. Bu yaklaşımlar da tutarlı, kararlı ve sınır koyan yaklaşımlardır. Fakat tüm bunları hoşgörülü ve sevgi temelli bir şekilde yapmayı sağlarlar. Elbette yanlış davranışları onaylamayacağız. Örneğin çocuğumuzun birine zarar vermesini elbette istemeyiz. İstenmeyen durumlar yaşanması deneyerek öğrenen çocukların dünyasında sıkça yaşanması normal süreçtir. Bu gibi durumlarda çocuklar, davranışının büyükleri tarafından nasıl değerlendirildiğini önemserler. Ancak, bu noktada çocuğun kişiliğine değil yaşanan duruma, yani davranışına yönelik eleştiri ve uyarı yapılması gerekir. Kişiliğe yönelik yapılan yorumlar veya hakaretler çocuğun benliğinde belli yanılsamalar oluşmasına ve kendini olumsuz nitelendirmesine neden olabilir. Bunu yerine çocuklarınızla karakteristik özellikleri hakkında olumlu konuştuktan sonra durum özelinde davranışlarının doğru şeklini anlatmak daha sağlıklı olacaktır” diye konuştu. 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın