Güne yükselişle başlayan BIST 100 endeksinde kazançlar yüzde 2’yi aştı. Yatırım hizmetleri ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co ise borsada yıl sonuna ilişkin tahminini ve öne çıkmasını beklediği şirketlerin özelliklerini açıkladı.

ÜNLÜ & Co, 2024 yılına ilişkin strateji raporunu yayımladı. Raporda, 2024 için temel varsayımın, yavaşlayan ancak güçlü bir ekonomik faaliyetin yanı sıra yüksek olsa da düşüşe geçmiş enflasyon ile güçlü Türk lirasından oluştuğu ifade edildi.

İç talebi etkileyen daraltıcı politikaların ve zayıf ihracat pazarlarının devam etmesi nedeniyle büyümede potansiyel risklerin aşağı yönlü olduğu belirtilen raporda, enflasyonun yılın ilk yarısında yükseleceği, ancak sonrasında kademeli olarak gerileyerek yılı yüzde 45 seviyesinde tamamlamasının öngörüldüğü bildirildi.

Raporda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) politika faizini bu ay 250 baz puan artırarak yüzde 45’le zirveye çıkarmasının beklendiği aktarılarak, “TCMB’nin ilk faiz indirimine ekimde başlayacağı ve yıl sonuna kadar kümülatif olarak 750 baz puan indirim yapacağını öngörüyoruz.” değerlendirmesine yer verildi.

Reel faiz enflasyonda düşüşü getirebilir

Ocak 2024 itibarıyla politika faizinin yüzde 45’e yükselmesiyle bileşik politika faizinin yüzde 57’ye çıkmış olacağına değinilen raporda, bu oranın piyasanın ileriye dönük 12 aylık enflasyon beklentisi olan yüzde 39’a kıyasla oldukça önemli bir reel faiz içerdiğine, bunun da ekonomiyi dezenflasyon yörüngesine doğru yönlendirebileceğine vurgu yapıldı.

Raporda, yüksek reel faiz oranının yerli yatırımcıları pay piyasalarından sabit getirili varlıklara ve TL mevduata yöneltebileceğine işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Ayrıca yerel seçimlere ve mevcut politika setinin enflasyonu kontrol altına alma konusundaki etkinliğine ilişkin belirsizlikler, yılın ilk aylarında öngörülebilirliği azaltabilecektir. Ancak yıl ilerledikçe, enflasyonla mücadele programının başarısına ilişkin göstergeler ve enflasyonun düşürülmesine yönelik daha net bir patikanın ortaya çıkması ve makroekonomik cephede daha yüksek öngörülebilirlik, hisse senetlerine daha güçlü yabancı girişlerini çekebilir. Ayrıca, bu dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimleri ve derecelendirme kuruluşlarının olası not artırımları yatırımcıların risk iştahını artırarak yabancı girişlerini daha da destekleyebilir. Yurt dışı swap piyasasının açılması ve hisse senetleri için açığa satış yasağının kaldırılması da yabancı yatırımcılar açısından önemli faktörler olarak ortaya çıkmakta, piyasaya katılım ve likidite için ek yollar sunmaktadır.”

Geliri dövize bağlı şirketler yerine TL yoğunluklu şirketler öne çıkacak

TL’deki potansiyel değerlenme ve makroekonomik görünümdeki iyileşmenin belirli sektörler için güçlü bir katalizör görevi göreceğine dikkat çekilen raporda, bankacılık, iletişim ve perakende gibi gelirleri TL yoğunluklu olan sektörlerin, makro ekonomik görünümün iyileşmesinden ve TL’nin güçlenmesinden faydalanabilecekleri kaydedildi.

Raporda, ekonomik yavaşlamanın etkisini göstermesi ve TL’nin reel olarak değer kazanmasının, gelirleri dövize bağlı sektörlerin kar marjlarında baskı oluşturabileceği ihtimali nedeniyle döngüsel sektörler, ihracatçılar ve gelirleri döviz bazlı sektörlerin BIST 100 endeksinin altında performans gösterebileceği ifade edildi.

BIST 100 hedefi yüzde 43 artışla 11.425 puan

BIST100’ün şu anda Fiyat/Kazanç (F/K) oranı bazında gelişmekte olan piyasalara kıyasla yüzde 61 iskontolu işlem gördüğü belirtilen raporda, şunlar aktarıldı:

“Yeni fiyat hedeflerimizi eklediğimizde, önümüzdeki 12 ay için endeks hedefimiz 11.425’e ulaşıyor ve bu da yüzde 43 yukarı yönlü bir artış anlamına geliyor. Bu raporda, en güncel makro varsayımlarımızı modellerimize dahil ediyoruz. Vakıfbank’ı TUT’tan AL’a yükseltiyoruz. Coca-Cola İçecek’i model portföyümüzden çıkarırken Yapı Kredi ve Şok Marketler’i ekliyoruz. Turkcell, Türkiye Sigorta, MLP Sağlık, Sabancı Holding, Ülker, Yapı Kredi ve Şok Marketler model portföyümüzü oluşturuyor.”

Enflasyon muhasebesiyle vergi giderleri düşebilir

Raporda, enflasyonun üç yıllık kümülatif bazda yüzde 100’ü aşması durumunda enflasyon muhasebesinin uygulanmasının zorunlu hale geldiği hatırlatılarak, Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK), finansal olmayan şirketlerin 2023 yıl sonu finansal tablolarından başlamak üzere finansal tablolarında enflasyon muhasebesi uygulamasına geçmelerini zorunlu kıldığı belirtildi.

Bankaların enflasyon muhasebesini 2025’te uygulamaya başlayacağı ifade edilen raporda, şunlar kaydedildi:

“Sigorta şirketleri daha fazla erteleme olmaması halinde 2024’ün ilk çeyreğinde uygulamaya geçecek. Vergi amaçlı enflasyon muhasebesi uygulanması durumunda, ödenen vergiler etkilenecektir. Genel olarak karlılık üzerinde olumsuz bir etki öngördüğümüzden, bu durumun şirketler için daha düşük vergi giderlerine yol açmasını bekliyoruz.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın