Son yıllarda pek çok özel gün kutlanırken, Online PR Servisi B2Press, belki de hiç bilinmeyen bir güne, 16 Ocak | Dünya Hiçbir Şey Günü’ne dikkat çekti. 3,4 milyarlık küresel çalışan popülasyonunun beklentilerine ışık tutan B2Press, çalışanların yarısından fazlasının iş – yaşam dengesini kurabilecekleri işyerlerini arzularken, tembellik yapabilecekleri zaman dilimleri de talep ettiklerini ortaya koydu.

16 Ocak | Dünya Hiçbir Şey Günü, günlük yaşamın yoğun dinamiğinde yorulan insanları stresten uzaklaşmaya, kendilerine zaman ayırmaya ve dinlenmeye teşvik ediyor. Bu durum, Statista’nın açıkladığı verilerden hareketle yaklaşık 3,4 milyarlık çalışan popülasyonda yaygın olarak izleniyor. Online PR Servisi B2Press’in gerçekleştirdiği araştırmalar, bir kişinin hayatının 40 yılını, yani her dört saatten birini çalışarak geçirdiğine işaret ediyor. Gallup’un gerçekleştiği incelemelere göre günümüzün adeta bir koşuşturma içinde geçen yaşamı kadınların %71’i, erkeklerin %58’i reddederken, 2024’te iş – yaşam dengesinin iyileştirilmesini, refahlarının artırılmasını talep ediyorlar. 

Türkiye, en çok mesai yapılan 2. OECD ülkesi

İş ve günlük yaşam arasında denge bulmanın çalışanların en çok zorlandığı konulardan biri olduğunu öne süren B2Press’ten edinilen bilgilere göre, dinlenmeden uzun saatler çalışmak, kişisel sağlığı bozan başlıca etkenler arasında yer alıyor. Öyle ki OECD Better Life Index’in paylaştığı verilere göre, Türkiye’nin de dahil olduğu OECD ülkelerindeki bireylerin %10’u haftada 50 saatten fazla çalışıyor. Çok uzun saatler çalışan kişilerin oranının en yüksek olduğu ülkelerin ilk sırasında %27 ile Meksika gelirken, onu %25 ile Türkiye takip ediyor. Buna karşın, insanların ne kadar çok çalışırsa kişisel bakım, aktivite veya dinlenme gibi diğer faaliyetlere o kadar az zaman ayırmak zorunda kaldıkları için de refah ve üretkenlik seviyelerinin düştüğü kaydediliyor. 

Çalışanlar, eylemde bulunmadıkları boş vakit istiyor

Türkiye’deki çalışanların boş vakitlerinin 15 saatlik OECD standardının altında kaldığına dikkat çeken Online PR Servisi’nin araştırmalarına göre, ülkemizdeki tam zamanlı çalışanlar, uyku ve yemek yemek dahil olmak üzere günlük yalnızca 14,6 saatini kişisel faaliyetleri için değerlendirebiliyor. Üstelik bu zaman dilimine sosyalleşme, hobi, aile ve arkadaşlarla vakit geçirme gibi aktiviteleri de sığdırırken trafikte geçirilen zaman da dinlenme saatlerinden gidiyor. Hem Türkiye’de hem de dünya genelinde pek çok çalışan ise yalnızca dinlenmek ve eğlenmek için değil, zihinlerini boşaltarak stres seviyelerini düşürmek amacıyla hiçbir şey yapmadıkları saatlere ihtiyaç duyuyor. 

Çalışanların %56’sı iş – yaşam dengesini kurabilecekleri işyerlerini arzuluyor

B2Press’in derlediği bilgilerden hareketle, global çapta çalışanların %56’sı daha iyi bir iş-yaşam dengesi karşılığında daha düşük ücret sunan işyerlerini kabul etmeye istekli olduğunu bildiriyor. %62’si de seçme imkanı olsaydı yeni bir işe girmeyi düşüneceğini ve bunu ofiste ne sıklıkta çalıştıklarına göre belirleyeceklerini söylüyor. Bu fırsata sahip olamayanlar, halihazırdaki işverenlerinden daha esnek bir çalışma modeli talep ediyor. Kendilerine ayırabilecekleri zaman diliminin üretkenliklerini de artırabileceğini vurgularken farklı ülkelerdeki yöneticilerin bir kısmı özellikle Z ve Y kuşağının tembelleşmesinden şikayet ediyor. Ancak, genç profesyonellerin yarısı işyerlerinde bitkin ve kopuk hissetmelerinin stres ve kaygıdan kaynaklandığına dikkat çekiyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın