İnsanların yaşadıkları duygu durumu karşısında hislerini paylaşmaması, depresyonu da beraberinde getiriyor. Mental sağlığın fiziki rahatsızlıklar kadar önemli olduğunu dile getiren uzmanlar ise duyguların saklanmasıyla birlikte ortaya çıkabilecek depresyon, erken yaşlanma olasılığı, kilo değişikliklerine karşı uyarıyor. 

Araştırma şirketi Ipsos’un gerçekleştirdiği ankete göre, katılımcıların %62’si stres nedeniyle günlük yaşamlarının aksadığını bildiriyor. Buna rağmen %71’i fiziksel sağlıklarını önceliklendirirken, %58’i de zihinsel sağlıklarını daha çok önemsediğini aktarıyor. Fiziki rahatsızlıklar kadar ruhsal durum bozukluğunun da gündelik yaşamı olumsuz etkileyen bir sağlık sorunu olduğunu belirten Evlilik ve İlişki Koçu Tülay Erciyas Kaya ise duygularını aktarmayan kişilerde stresin yol açtığı durumları açıkladı. 

İnsanların kendilerini tanıdıkça ve duygularını ifade ettikçe mental olarak daha güçlü hissettiklerini belirten Tülay Erciyas Kaya, “İnsanlar bazen başkalarının iyi hissetmesi için kendilerinin kötü hissetmelerini göze alabiliyor. Ancak duygu ve düşünceleri paylaşmamak, depresyonu beraberinde getirebiliyor” dedi.

Duygu akışı doğru yönetilmezse kişi sosyal hayatından uzaklaşabilir” 

“İnsani olarak, tüm duyguları yaşamak hakkımız. Ağlamak da gülmek de yeri geldiğinde kızmak da bizim en doğal duygularımız. Önemli olan, bu duyguları akışında yaşamak” diyen Evlilik ve İlişki Koçu Tülay Erciyas Kaya, “Duygu akışı doğru yönetilmezse, kişi depresyona girebilir. Depresyona giren insanlarda, sosyal hayattan uzaklaşma, kilo alıp/verme, uyku problemleri, halsizlik, değersizlik hissetme, suçluluk duyguları, dikkat sorunları, karar vermede güçlük, ölüm düşünceleri gibi semptomlar görülebilir. Dengesiz ve düzensiz yaşam hormonal bozukluklar, erken yaşlanmayı da tetikleyebilir” ifadelerini kullandı.

Duyguları gizlemek, maske takmak demektir” 

Duyguları ifade etmenin, sınırları belirleyerek ilişkileri geliştirdiğini belirten Evlilik ve İlişki Koçu Tülay Erciyas Kaya, “Hayatta her şey, her zaman olumlu ilerlemeyebilir. Kişiler bazen duygularını korku ve endişe duyarak saklayabiliyor. Aslında, duyguları doğru iletişim yöntemleriyle karşı tarafa aktarmak gerekiyor. Duyguları saklamak maske takmak demektir. Bu da hem ilişkilerde hem de kişinin kendi mental sağlığında bir süre sonra daha büyük yıkımlara sebep olabiliyor. Önemli olan sorunları algılayıp, çözüp hayata hafiflemiş olarak devam etmek” şeklinde konuştu.

Hayır demeyi öğrenmek, beklentiyi azaltır”

Gereksiz yere her teklife ya da soruya evet demenin fırsatlara hayır demek anlamına gelebileceğinin altını çizen Evlilik ve İlişki Koçu Tülay Erciyas Kaya, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bireyler bazen kaybetmemek veya kazanmak için hayır demeye çekiniyor. Eşle, arkadaşlarla, aile fertleriyle, çocuklarla ne sorun yaşanırsa yaşansın, kişi hayır demesi gereken bir konuda bunu yapmalı. Hayır demek, o an yaşam enerjisine iyi gelmeyebilir. Fakat, bu durum sonrasında kişiyi ruhsal ve bedensel olarak rahatlatacaktır. Hayır demeyi öğrenmek, beklentileri de önemli ölçüde azaltabilir.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın