Bugün dünyadaki enerjinin yüzde 65’inden fazlasını tüketen ve küresel karbon emisyonlarının yüzde 70’inden fazlasını oluşturan şehirler[1], dünyanın önündeki en önemli sorunların başında olan iklim değişikliğini tetikliyor. İklim değişikliği ile mücadele edebilmek ve dünyanın geleceğini güven altına alabilmek için özellikle enerji tüketimini ve karbon emisyonunu kontrol altına almak gerekiyor. Bunun da yolu akıllı şehir vizyonundan geçiyor.

İklim değişikliği dünyanın tüm bölgelerini etkiliyor. Kutuplardaki buzulların erimesi denizlerin yükselmesine yol açıyor. Bazı bölgelerde yaşanan aşırı hava olayları ve yağışlar sellere, aşırı sıcak hava dalgalarına ve kuraklığa neden oluyor. Dünyanın iklim değişikliği konusunda hemen harekete geçmesi ve bu alandaki çabalarını artırması gerekiyor. Aksi takdirde bu etkiler daha da şiddetlenecek.

İklim değişikliğinin dünya üzerinde etkisi büyük!
İklim değişikliğiyle ilgili önlem alınmaması dünyamızla ilgili birçok konuyu doğrudan etkiliyor. Yüksek sıcaklıklar, kuraklık ve orman yangınları, içme suyunun azalması, seller, deniz seviyesinin yükselmesine bağlı olarak kıyı alanlarının yok olması, biyoçeşitliliğin ortadan kalması, tarıma elverişli toprakların yok olması ve deniz ortamının bozulması gibi sonuçları beraberinde getiriyor. Yaşanan bu sorunlar insan hayatını ve sağlığını doğrudan etkiliyor.[2]



Şehirlere büyük iş düşüyor
İklim değişikliğiyle mücadele büyük ölçüde kentsel eylemlere bağlı olarak ilerliyor. Bu noktada şehirlerin yeşil ve dijital dönüşümlerini hızlandırmaları için desteklenmesi gerekiyor. Özellikle Avrupa şehirleri, Yeşil Mutabakat’ın, 2030 yılına kadar karbon emisyonları yüzde 55 oranında azaltma hedefine ulaşması, daha basit bir ifadeyle vatandaşlarına daha temiz hava, daha güvenli ulaşım ve daha az trafik sıkışıklığı ve gürültü sunma hedefini benimsiyor.

COP28: Sağlığa vurgu yapan yeni iklim vizyonu
İklim değişikliği küresel sağlık için derin bir tehdit oluştururken bireyleri ve toplumları çok yönlü olarak etkiliyor. Ortalama sıcaklıklardaki artış, sıcak hava dalgaları, kasırgalar ve seller gibi daha sık ve şiddetli hava olaylarına katkıda bulunarak sıcaklığa bağlı hastalıklar, yaralanmalar ve su kaynaklı hastalıkların yayılması gibi acil sağlık risklerine yol açıyor. Ayrıca, değişen iklim modelleri hava kalitesini etkilemekte, artan kirletici konsantrasyonları astım gibi solunum rahatsızlıklarını şiddetlendirerek yeni sağlık sorunlarına yol açıyor. Yaşlılar, çocuklar ve önceden sağlık sorunları olanlar da dahil olmak üzere hassas nüfuslar bu etkilerin en ağır yükünü taşıyor. İklim değişikliğiyle mücadele sadece gezegenimizi korumakla kalmıyor, aynı zamanda halk sağlığını korumak ve sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için de çok önemli.

Akıllı şehir yaklaşımını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için 42 yıldır bilişimin gücünü kullanan SAMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Şekip Karakaya, “Dünyanın gelecekte yaşayacağı ısınma miktarı, önümüzdeki on yıllarda ne kadar karbondioksit ve diğer sera gazlarını salacağımıza bağlı olarak ilerliyor. Bugün karbon salınımını bu kadar artıran yerde, kentlerde yaşanan eylemler ve bu durumun önüne geçmek gerekiyor. Bunun insan sağlığına direkt etkisi de COP28 BAE İklim Zirvesi ile iyice ortaya çıkmış ve dünyanın karşı karşıya kaldığı bu gerçekle ilgili önemli adımlar atılmaya başlamış durumda. Özelikle dünya hava kirliliği, aşırı hava olayları ve bulaşıcı hastalıklara karşı küresel bir çözüm arayışı içinde. Bu sorunları çözebilmenin yolu da kentsel eyleme bağlı karbon salınımını azaltmaktan geçiyor. Bunun da temelini enerjiden ulaşıma her alanda hava kalitesinin izlenmesinden hava kalitesinin iyileştirilmesi oluşturuyor. Bu tespitler ve iyileştirmeleri kolay bir şekilde uygulamayabilmek adına şehirlerin akıllı şehir vizyonuna sahip olması ve şehri sürekli kontrol altında tutması gerekiyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın