HÜSEYİN BARANER

Bu yılın son günlerinde yorgun dünyamıza bir göz atalım.

Küresel toplum olarak neyi hedefledik, nereye ulaştık, daha doğrusu nereye düştük?

Dünya ‘ortak akıl’dan ‘sert zeka’ya doğru ilerliyor.

Dünyadaki yeni trend yine : Ben, ben, ben!

Demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü gibi kavramlar çeşitli bölgelerde farklı şekillerde yorumlanıyor, ticarete zarar vermemesi için yeniden göz yumuluyor. Batı’nın gelişmiş ülkeleri ve ABD’de buna dahil.

Kazanılmış küresel değerler aşınıyor.

Uygarlık yeni bir yorum beklerken küresel merhamet endeksi düşüyor.

Küresel dijital zamanın yapay zeka çağında, dronlara binmiş Orta Çağ’a geri dönüyoruz gibi bir durum var.

Bu verilere dayanarak, küresel turizmdeki muhtemel gelişmelerin Türk turizmine olası etkilerini göz önüne alalım.

Toplumlar 3 önemli temel değişimden geçiyor:

  • Alışkanlıklar
  • Paradigmalar
  • Demografi

hızla değişiyor;

Uzay bilimciler dünyamızı uzayın incisi olarak nitelendiriyor. Henüz bir benzeri yok! Müşteriler de çoğunlukta bu bilinçte : Yorgun dünyamızın geleceği için bir B planı yok, bu yüzden onu korumalıyız. Dolayısıyla aşırı tüketimden ölçülü tüketime doğru bir geçiş yaşayacağız.

Lüks tesis ve işletmeler ise ürünün en doğalını, en sağlıklısını, en güvenlisini sunarak sadeleşecek:

Müşterilerimiz yapay zekâ ile her ürünün kalitesini, üretim süreçlerini, sosyal hayata ve sağlığa katkılarını ve zararlarını anında öğrenecek . Tesiskerimiz, destinasyonlarımız şeffaflaşacak . Üretim proseslerini hafif tutarak ve ürün doğallığını koruyarak yüksek hizmet akışını dahada sağlamlaştıracağız .

Dünya siyasetinin sertleşmesi ve mevcut kapitalist sistem katılım ve paylaşımı daha da zorlaştırdığı için bir çok destinasyonda oluşan tepki bölgesel ekonomiyi yeniden canlandırma ve özellikle dijital tekelciliği kırarak çok daha fazla benzersiz ve özgün ürünler geliştirerek yerel marka yaratma çabalarına hız kazandıracak.

Türkiye’ye en çok turist gönderen ilk üç ülke ekonomik olarak nasıl bir performans sergileyecek?

Türkiye’ye yılda 3.5 milyon civarında turist gönderen Birleşik Krallık, Brexit sonrasında ekonomik ilerlemeyi nasıl sürdürecek?

İngiltere, AB’den ayrıldıktan sonra rotasını Asya-Pasifik’e çevirdi. Dünyanın en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan ve dünyanın 3. büyük ekonomisi olmasına kesin gözüyle bakılan Hindistan ile tarihi ilişkilerini ve yüzyıllık sosyolojik ekonomik altyapısını kullanarak Hint Okyanusu üzerinden büyüme dalgası estirmek istiyor. Birleşik Krallık ve Hindistan arasında bir serbest ticaret anlaşması için çok az zaman kaldı. İki ülke için önemli avantajlar sağlayacak serbest ticaret anlaşması için müzakereler başladı. İngilizler için alt yapısı sağlam, faziliteleri zengin en yakın luxury oteller Türkiye’de bulunuyor. İngiltere’nin Türk turizmi için önemi beklenmedik bir şekilde artacaktır. 2028 yılında Türkiye 5 milyon İngiliz sınırını aşacaktır.

Türkiye’ye 6 milyon civarı turist gönderen Almanya, uzman göçmenlerle 2.ekonomik mucizesini gerçekleştirebilir mi?

Önümüzdeki 10 yıl içinde Almanya’da 14 milyon çalışan Alman emekli olacak. Ortada ciddi bir yetenek açığı var: Almanya, kalifiye eleman açığını kapatmadan nasıl ilerleyecek ve dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olma konumunu nasıl sürdürecek?

Almanya’nın imalat sektörünün halihazırda Rus enerjisine bağımlı olması, ekonomiyi yavaşlatmış durumda. Hükümet 2024 yılında istifa edebilir. Almanya siyasi çalkantıların eşiğinde. Alman halkı huzursuz, her yer yabancı doldu, ancak yabancılar da olmazda ekonomi çöker diyen de pek yok. 2022 yılında Almanya’da 24 milyon kişi, yani nüfusun %28.7’si göçmen kökenli kişilerden oluşuyordu ve bu kişilerin seyahat seçimlerinde Türkiye açık ara birinci sırada yer alıyor. Almanların seyahat ve yurtdışı tatil arzusu her gün daha da artarken Türkiye tatili en çok artış gösterecek destinasyon olarak kabul ediliyor. 2028 yılında Almanya’dan Türkiye’ye 8 milyonun üzerinde tatilci bekleniyor.

Türkiye’ye yılda 6.5-7 milyon turist gönderen Rusya, savaşın sona ermesi ve Ukrayna ile bir barış anlaşması gerçekleştirebilecek mi?

Rusya batı dünyası ile çok boyutlu entegrasyonunu yeniden sağlayabilir mi?

Rusya olmadan Batı Avrupa zenginliğini koruyamaz. Avrupa ekonomisinin bazı önemli sinirleri Rusya’dan geçmektedir.
Barış şart!
Ruslar’ın Çinliler ile imzaladıkları çeşitli stratejik anlaşmalara rağmen Çin ile ekonomik makası daha da açmak istemiyorlar, bilakis savaş sonrası ciddi bir toparlanma ve sanayide değişim dönüşüm ve yenilenme başlatabilir. Ancak korkutucu senaryolar da var. Güvenilir Avrupalı uzmanlara göre Rusya daha da köşeye sıkışırsa Finlandiya cephesinde bir savaş başlatabilir.

Türkiye Rusya ile doğru yerde duruyor.

2030’da iki ülke arasında 40 yıllık bir turizmde beraber yol yürüyüşümüzü kutlayacağız. Türkiye 2028 yılında Rusya’dan 10 milyon ziyaretçiyi karşılamaya hazırlanmalı…

Kuzey ve Batı toplumları hızla yaşlanıyor. Almanya, İtalya, İspanya, Birleşik Krallık ve hatta Yunanistan’da toplumların aşırı yaşlanması ekonomide yeni çözüm önerilerini gerekli kılıyor: Yaşlıların ekonomisi çoktan başladı. Ürünler 60 yaş üstü tüketiciler için daha cazip ve uygun fiyatlı hale getiriliyor. “Ekonomik bir faktör olarak yaş” kavramı yeniden tasarlanıyor ve geliştiriliyor. Para ve oylar yaşlılara aittir, bu nedenle onların oylarını isteyen politikacılar ve gelirlerini artırmak isteyen iş adamları yaşlı toplumlara uyum sağlamak zorundadır: Bu konuda Türkiye’deki atıl yazlık evler mutlaka ekonomiye kazandırılmalıdır

Turizmde, bu demografik değişime yanıt verecek yeni ürünler geliştiren destinasyonlar avantajlı olacaktır.

Türk turizmciler olarak hafif turizme yönelmeliyiz.

Tüketimin yapay zeka kontrolü ve yeni teknolojilerle otellerimiz daha hafif hale gelmeli, yükleri azaltmalı, enerjiyi daha akıllıca tüketmeli, daha iyi eğitimli ve daha az, ancak daha memnun personelle yüksek hizmet çözümleri bulmalıdır.

Dünyada otelcilikte önemli bir yer edindik.

Tanıtımda dominant ve yönlendirici bir güce sahibiz .

Otelcilik konusunda da dünyada en iyi iki üç ülkeden biriyiz. Şimdi tüm piyasaların imrenerek bakacağı en iyi ekolojik, botanik, çevresi güçlendirilmiş otelleri inşa etmemiz, mevcutları yeşile dönüştürmemizin tam zamanı: otel dışına yapılacak güçlendirici outdor lifestyle alanları otelin fiyatını yukarıya çekecektir: Gelecekte fiyatı oda değil çevre tayin edecektir. Yeşil destinasyon yaratmak için attığımız her adım ülkemizin bir çok ülkede sürdürebilir rekabet gücünü ve ürün üstünlüğümüzü beraberinde getirecektir .

Özellikle Doğu Akdeniz’deki rakip ülkeler betona ve futuristik yatırım çılgınlığına daldıkça biz doğanın tam içine girmeliyiz.

Yeşil, yatay ve yaşam dolu.

Doğa’daki ağırlığı azaltırken hafif turizme geçmeliyiz, daha sade ve özgün ürünlere odaklanmalıyız. Körfez’deki çılgın yatırımlar, Suudi Arabistan’ın fütüristik turizm seferberliği ve dünyadaki otel enflasyonu, Anadolu’da geleceğin huzur arayan, , kitsch olmayan, insana benzersiz özgün tatil ve yaşam tadı veren bir hareket başlatmamızı ve tarihi alanları yürüyüş bisiklet yolu olarak destinasyonlar ile antik rotada gurme hattı olarak düğümlememizi gerektiriyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın