İklim Değişikliği Performans Endeksi’nde Türkiye bir önceki yıla göre dokuz sıra gerileyerek 63 ülke içinde 56’ncı sırada yer aldı.
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı’na katılan ülkeler fosil yakıtların kullanımından vazgeçilmesi için çaba gösterirken 2024 yılı İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI) yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşmasına rağmen küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması hedefinin hâlâ uzak olduğunu ortaya koydu.
Yaklaşık 450 uzmanın analizi sonucu hazırlanan rapora göre, dünyanın önde gelen bütün ekonomileri artık rüzgar, güneş ve sudan elde edilen enerjiye yatırım yapıyor. Ancak karbondioksit emisyonunun hızlı bir şekilde azaltılması ve fosil yakıtların yerini alması için yenilenebilir enerji kaynaklarının katlanarak büyümesi gerekiyor.
Sivil toplum kuruluşları Germanwatch, Yeni İklim Enstitüsü ve İklim Eylem Ağı (CAN) tarafından hazırlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi, her yıl güncellenerek BM iklim zirvesi sırasında açıklanıyor. Raporda dünyadaki sera gazının yüzde 90’ından sorumlu olan, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 63 ülkenin iklim performansı, sera gazı emisyonları, enerji tüketimi, yenilenebilir enerjinin kullanımı ve iklim politikası kategorilerinde değerlendiriliyor.
Türkiye dokuz sıra geriledi
2023 yılı İklim Değişikliği Performans Endeksi’nde 47’nci sırada bulunan Türkiye, bu yıl dokuz sıra gerileyerek 56’ncı sıraya düştü. Bu şekilde Türkiye, “çok düşük performans” gösteren ülkeler arasında sınıflandırıldı.
Türkiye, Yenilenebilir Enerji kategorisinde “orta”, Sera Gazı Emisyonları ve Enerji Kullanımı kategorilerinde “düşük” ve İklim Politikası kategorisinde ise “çok düşük” derece aldı.
Raporda, Türkiye’nin 2038 yılına kadar sera gazı emisyonlarını artırmayı planladığı ve 2053 yılına kadar da net sıfır emisyon hedeflediği hatırlatıldı. CCPI uzmanları sera gazı emisyonlarını azaltma politikasındaki temel eksikliğin, hesaplamanın mevcut durum çerçevesinde yapılması ve bu nedenle de gerçekte net sıfır emisyonu hedeflememesi olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, Türkiye’nin Nisan 2023’te açıkladığı Güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı’nın da net sıfır emisyon ve küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlanması hedefiyle uyuşmadığına dikkat çekti.
Fosil yakıtlardan vazgeçme çağrısı
Raporda, Türkiye’nin hâlâ fosil yakıtlardan elde edilen enerjiye bağımlı olduğu da hatırlatıldı. Fosil yakıtları aşamalı olarak terk etme politikasının olmadığı ifade edilerek farklı bölgelerde doğal gaz ve petrol arama faaliyetlerinin hâlâ sürdürüldüğü kaydedildi.
CCPI uzmanları, Türkiye’ye fosil yakıt arama ve çıkarma faaliyetlerine son verilmesi ve kömürlü termik santrallerin kapatılması çağrısında bulundu.
Raporda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Ocak 2023’te yayımladığı Ulusal Enerji Planı’na da değinildi. Bu plana göre, fosil yakıtların elektrik üretimindeki payının kademeli olarak azaltılması öngörülse de bu nükleer enerjinin kullanımını içerdiği için CCPI uzmanları tarafından eleştirildi.
Yenilenebilir enerji hedefleri iddialı değil
Raporda, Ulusal Enerji Planı’na göre güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasının öngörüldüğü belirtildi. Ancak rüzgar enerjisi ile ilgili hedeflerin iddialı olmadığı ifade edilerek aşamalı olarak kömürden vazgeçilmesini içermediği kaydedildi. Ayrıca yenilenebilir enerji üretiminin hâlâ merkezi düzeyde gerçekleştirilmesi de eleştirildi. Uzmanlar, yenilenebilir enerjiden küçük ölçekte yararlanılabilmesi için kamu binaları, otoparkla ve açık pazar yerlerinin çatılarına güneş panelleri kurulmasının zorunlu hale getirilmesini önerdi.
Uzmanların önerileri
CCPI uzmanları, Türkiye’ye iklim politikasına ilişkin değişiklik önerilerinde de bulundu. Buna göre, sera gazı emisyonunun iddialı bir şekilde azaltılması hedefiyle Ulusal Katkı Beyanı’nın güncellenmesi çağrısı yapıldı. Kömürden çıkış için politika belirlenmesi ve kömüre verilen sübvansiyonların yenilenebilir enerjiye aktarılması gerektiği vurgulandı. Tüm sektörlerin karbonsuzlaştırılması için gereken politikaların devreye sokulması önerilirken, hazırlanmakta olan iklim değişikliği yasasında daha şeffaf olunması talep edildi.
İlhan: Türkiye’nin geriye düşmesi normal
Raporu kaleme alan uzmanlardan Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları sorumlusu Elif Cansu İlhan, Türkiye’nin iklim performansını değerlendirirken Türkiye’nin açıkladığı Ulusal Katkı Beyanı’nın bir emisyon azaltımı planı olmamasını eleştirdi. Türkiye’nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı’ndaki (COP28) performansını da değerlendiren İlhan, “Türkiye iklim eyleminde geri kalma konusunda ısrarcı olduğunu gösterdi” dedi.
Türkiye’nin kömürden çıkış planı yapmamasını da eleştiren İlhan, “COP28’de ise kömür bağımlılığı Türkiye’den çok daha yüksek ülkeler kömürden çıkış için ve yeni kömüre karşı adımlar atarken Türkiye müzakerelerde fosil yakıtlardan hem çıkışa hem de fosil yakıtların azaltımına karşı çıkan dört ülkeden biri oldu. Türkiye bunun yanında COP’un olumlu çıktıları arasında olan yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, sağlık gibi alanlardaki taahhütlerin henüz hiçbirine katılmadı. Türkiye’nin geçtiğimiz yıllarda Paris Anlaşması’nı onaylayarak yükseldiği sıralamada, bu sene geriye düşmesi normal görünüyor” ifadelerini kullandı.
Endekste ilk üç sıra boş kaldı
İklim Değişikliği Performans Endeksi’ne göre dünyada hiçbir ülke küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma hedefine ulaşamadığı için endekste ilk üç sıra geçen yıl olduğu gibi bu sene de boş. Endekste dördüncü sırada yer alan Danimarka’da elektrik ve ısınma için gereken enerjinin yenilenebilir enerjiden sağlanması için son yıllarda çabanın artırıldığı ve sera gazı salımının azaltıldığı ifade edildi. Ancak ülkede Ekim 2022’de yapılan seçimler sonrasında iklim politikasında yavaşlama kaydedildiğine dikkat çekildi. Endekste Danimarka’yı Estonya ve Filipinler takip etti.
BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Birleşik Arap Emirlikleri İklim Değişikliği Performans Endeksi’nde sondan üçüncü sırada yer aldı. Yüksek emisyonlar ve yenilenebilir enerjilerin toplam enerji üretimindeki payının yüzde 1’den az olması Körfez ülkesinin alt sıralara yerleşmesine neden olarak gösterildi. Suudi Arabistan ile İran, Rusya, Kanada ve ABD de sıralamanın sonlarında yer alan ülkelerden oldu.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.