Türk mücevher sektörüne ‘ilk’lere imza atarak yön veren ve 117 yıllık deneyimiyle sektörün en köklü kuruluşlarından biri olan Ariş Pırlanta, ‘İçimizdeki Cevher’ konseptiyle yeni yıla hızlı ve pırıltılı bir giriş yaptı.

117 yıllık geçmişiyle mücevher sektörünün köklü ve öncü markası olan ve dört nesildir pırlantanın sonsuz ışığından aldığı ilhamı aşkla, sanatla, ustalıkla birleştirerek her birinde farklı hikâyeler saklı tasarımlar üreten Ariş Pırlanta, altın, pırlanta, elmas, inci ve renkli taşlar kullanarak tasarladığı yüzükler, kolyeler, küpeler, bileklikler ve aksesuar gibi çok geniş bir ürün yelpazesine sahip. Yaratıcı ve yenilikçi özelliklerle üretim yapan Ariş Pırlanta’nın kişiye özel 16 tane de özel tasarım koleksiyonu bulunuyor. Temaları ve hikayeleri olan bu koleksiyonların önemli bir kısmı patentli olup dünyada da bir ilki gerçekleştirdi. 

Sektörde Tescilli İlk 100 Yıllık Marka

Yüz Yıllık Markalar Derneği’ne yapılan başvuru çerçevesinde, kuyum sektöründeki yolculuğu 1900’lü yılların başına uzanan Ariş markasının 100 yıllık bir marka olduğu asırlık geçmişi ile resmi olarak tescillendi. Türkiye’de sayısı çok az olan bir kategoride yer alan Ariş Pırlanta, sektörde de yüzyılı devirmiş olan ilk ve tek tescilli firma. Bir asırdan fazla bir zaman önce Mardin’in kültürel zenginliğinden güç alarak doğan Ariş Pırlantanın bugün dünya markası olma hedefine emin adımlarla ilerlediğini belirten Ariş Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, 2030 yılına kadar dünyaca bilinen bir marka olmayı hedeflediklerini belirtti. 

Ariş Satış ve Pazarlama Direktörü Eda Güzeliş konuyla ilgili şunları söyledi: ‘‘Yenilikçi yaratıcılık’ anlayışıyla yürüttüğümüz çalışmalarımız pırlantalı mücevherde Ariş’i uzmanlaştırdı. Birçok alanda ‘ilklerin öncüsü’ olmayı başardık. Sektörde gerçekleştirdiğimiz ilkler arasında; Türkiye’nin pırlantalı mücevher ihraç eden ilk firması olduk. İlk e-ticaret sitesi (www.e-aris.com) açan marka, ilk mücevher defilesini düzenleyen marka, ilk kişiye özel ve inovatif koleksiyonlar sunan mücevher markası (Parmak İzi, Yaprak Koleksiyonları, Saç telinin ve dişin kullanıldığı Sachi ve Dishi koleksiyonları), pırlantalı mücevheri garantili ve sertifikalı olarak satışa sunan ve 5C kuralını uygulamaya sokan ilk marka, Türkiye’yi pırlantanın üstün beyazı olarak bilinen D color ile tanıştıran ilk marka, ilk yurtdışı fuar katılımı gibi faaliyetler bulunuyor.’’ 

Köklü markalara ‘Zamansızlık’ kavramı yakışıyor

Eda Güzeliş Zamansızlık kavramı ile ilgili şunları paylaştı: ‘’Bazı markaların bir yaşam döngüsü vardır ve canlılar gibi yaşlanır. Bazı markalar zamansızdır ve asla ölmez, yeniden doğar veya yeniden keşfedilir. Ariş olarak bir asrı geçen tarihimize bakıldığında üzerimizdeki değerli mirası taşıyarak her zaman yeniden doğduk, yeniden keşfedildik. Bu markamızın DNA’sında var, markamızın geçmişine baktığımızda hep ilklere imza attığımızı görüyoruz.

Tarih boyunca taşıdığımız değerlere, tasarımlara, geleneklere, kültüre paralel ve tutarlı şekilde ilerledik ve bunları hem kurumsal kültürümüze hem de tasarımlarımıza yansıttık. Ancak şunu da hiçbir zaman unutmadık: Geleceğe hazırlık yenilik ile gerçekleşir. 117 yıllık bir marka olmamızdan kaynaklı geçmiş değerlere verdiğimiz önemle birlikte günümüz ve gelecek gelişim alanları bizim için her zaman önemli olmuştur. Uzun yıllar mücevher ile özdeşleşmiş olan markamızı geleceğe taşımak için kapsamlı araştırmalara yer veriyoruz. Dijitalleşme, teknolojik gelişim ve Arge çalışmalarımız her zaman işimizin odağında. Gelecek kuşaklar ve bütün ekibimiz bu kültür ile işini yapıyor ve her zaman gelişime açık olarak ilerliyor. Geçmiş ile geleceğin entegrasyonundaki başarımız bizi zamansız kılıyor.

Bir asrı geçen üzerimizde taşıdığımız bu dokuların mirasını tasarımlarımızda farklı zaman dilimleri arasında geçiş yaparak, aslında bir nevi zamansızlık kavramını vurgulamaya çalışıyoruz. Ürün çizgisi olarak, günlük trendlerle birlikte zamansız ürünler de üretmeye çalışıyoruz. Zaman içinde zamansız marka çizgimizle ilham vermenin ötesinde farkındalık yaratabilen global bir mücevher markası olabilmeyi hedefliyoruz. 

2024, ‘Yüksek Mücevher’ koleksiyonlarından ‘Minimalizme’ kadar uzanan çok çeşitli moda akımları ve temalar içeren bir yıl olacak. 

Eda Güzeliş moda ve akımlar hakkında da bilgiler paylaştı. İşte öne çıkan akımlar:

High Jewellery: Dünyaca ünlü modaevlerinin mücevher koleksiyonlarındaki ivmeye bakıldığında, trendlere yön veren markaların çoğunda görülen ‘high jewellery’ olarak adlandırılan ve aynı zamanda “kişiye özel”, “kişiselleştirilmiş mücevher”, “tek ve benzersiz” kavramları ile de kesişen yüksek mücevher koleksiyonları önümüzdeki dönemde de akım olacak.

Renkli Taşlar ve Doğa Temalı Mücevherler: Klasikten moderne tüm mücevher tasarımlarına hayatın renklerini katan değerli taşlar bu yıl da trendler arasında. Zümrüt, safir, yakut, sitrin ve topazlara kadar tüm renkli değerli taşlar yine yükselişte. Doğaya özlem ve doğadan gelen güzelliğin tasarımlara dönüşmesi mücevherlere de yansıdı. 2023 yılında etkilerini sıkça gördüğümüz deniz temasının bu yıl da devam etmesi, yapraklar ve çiçeklere sahip doğa temalı mücevherlerin yine revaçta olması bekleniyor.

Minimalizm ve çok yönlü takılar: Minimal, hikayesi olan, fonksiyonel ve günün her anında kullanılabilir olan ürünlerin kullanımı günümüz modern dünyasında artıyor. Ariş, minimalizm akımı doğrultusunda pırlanta takılarda da artık kot, tişört gibi basit giysilerle bile ile uyumlanacak modern ve spor tasarımlara da ağırlık veriyor.

Minimalizm akımının bir parçası olarak esneklik ve işlevsellik de önemli hale gelerek dönüştürülebilen ve giyilebilen parçalar popülerlik kazanmaya başladı. Kolyeye dönüşebilen yüzükler, bileklik olarak kullanılabilen kolyeler ve çıkarılabilir öğelere sahip küpeler çok yönlülük sunarken, kişisel tarzın ifade edilmesine de katkıda bulunuyor.

Dünyanın geleceği ve kaynakları doğru kullanmanın odak olduğu günümüzde ‘Sürdürülebilirlik’ kavramı mücevhere de yansıyor. Kullanılan mücevherin sadece güzel görünmesi değil bilinçli bir değer ve sorumlulukla da üretilmiş olması büyük bir artı katıyor. Sürdürülebilirliğin mücevherdeki bir diğer yansıması ise ikinci el oluyor. Yer aldığı koleksiyona göre değeri ‘vintage’ kategorisinde katlanan ya da ederinden çok daha uyguna alınabilen mücevherler yeni bir sektör yaratmaya devam ediyor.  Bu anlayışla, Ariş’in Habbe koleksiyonu ve onun içinde bulunan çevreye, insana, içinde yaşadığımız gezegene duyarlılığı, saygıyı ifade eden “İyileştir Dünyayı” sloganıyla mücevher severlere sunulan Dünya kolyesi lanse edildi. Baget koleksiyonu ise yepyeni ürünlerle genişledi. Ariş Pırlanta önümüzdeki dönem için de yeni koleksiyonlar ve mevcut koleksiyonlarına yeni katılacak ürünlerin hazırlıklarını da sürdürüyor.

Pırlanta: 2000li yılların başından beri pırlanta pazarı ülkemizde çok büyüdü. Dünyadaki eğilimlerin, yanı sıra pırlantaya yüklenen sevgi, aşk, sonsuzluk kavramlarının taşıdığı manevi anlamın da etkisiyle pırlanta öncelik evlilik ürünlerinde; özellikle tektaş yüzük başta olmak üzere tüm ürün gruplarında oldukça talep görmeye başladı. Bugün evlilik teklifinin vazgeçilmezi pırlanta tektaş yüzük. Ariş Pırlanta da nüfusun büyük bir kısmı gençlerden oluşan ülkemizde pırlantayı gençler için ulaşılabilir hale getirme konusunda çalışıyor.

Küpe ise altın çağını yaşıyor, kulak süsleme trendi önümüzdeki sezon daha çok görülecek. Bilek görünümü için ise çoklu kullanım ön planda. Kişiselleştirme dediğimizde en önde gelen takı ise charmlar. 90l’arın minimalizmi ve 2000’lerin pop/punkı bu sezon da hissedilecek. Erkeklerde ise zincir modası, küpe setleri, cufflar, piercingler, motifli/charmlı kolyeler öne çıkacak.

2024’de Mücevher trendlerinde göze çarpan diğer unsurları ise şöyle özetleyebilirim; 

Son dönemde, aslında özellikle de pandemi döneminden sonra altı çizilen nostalji, geçmişin yüceleştirilmesi, değerlere, anılara saygı gibi kavramları içeren bir temayı “Koru ve Bağlantı Kur” temasını göreceğiz. Nesilden nesile aktarılan mücevherler, dündün bugüne, bugünden yarına taşınabilecek zamansız tasarımlar ön planda olacak. Aile yadigarı bir broş, belki bir yüzük veya bileklik modern kombinleri de tamamlayabilecek. 

Bu yıl ‘Less is more’ yerine ‘More is more’ denilen ve herkesin biraz daha fazla parlamak istediği, ışıltı içinde kendini iyi hissetmek istediği bir sezon geliyor. 

AR (Artırılmış Gerçeklik) mücevher sektöründe de kendini gösteriyor. Değerli mücevherlerin birçok insan tarafından internet üzerinden araştırılıp satın alındığı günümüzde artık mücevher markaları da AR sistemlerini geliştirerek sanal ortamda mücevherlerin gerçek görüntüsünü sunarak hizmet vermeye başladılar.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın