TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, madencilik tartışmalarına ilişkin başta çevre örgütleri olmak üzere, akademi dünyasına ve sivil toplum kuruluşlarına yaptığı çağrıyı yineledi. Çetinkaya, “Temiz enerjiye geçişte en çok ihtiyacınız olan dördüncü grup madenler. Biz madencilikte gerekli adımları atmazsak 2050 yılına geldiğimizde petrole değil, madene bağımlı hale geliriz” dedi.
Analiz Gazetesi’nden Çağlar ÇAĞATAY’ın haberine göre; Türkiye’nin ihracatında başı çeken tekstil, son yıllarda tüm dünyada stratejik sektör olarak belirlenen tarım ve küresel enerji sorunu için en önemli alternatif olarak görülen yenilenebilir enerji sektörü için ham madde üreten maden sektörü; çevre örgütlerine açık çağrısını yineledi. Yaklaşık bir yıl önce Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) sektördeki 17 dernekle açık bir mektup ilettiklerini hatırlatan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, “Bugüne kadar doğru bilinen yanlışları ve eleştirileri gidermek için her fırsatta bilgi paylaşımına açık olduğumuzu söyledik. Ancak aldığımız tek yanıt, madenlerle ilgili bir bilgi alışverişine gerek olmadığı ve altın, gümüş, krom, çinko, alüminyum, kurşun, bakır, nikel, kobalt, grafit, demir cevherini kapsayan dördüncü grup madencilik faaliyetlerinin her ne şart olursa olsun durdurulması gerektiği oldu. Bugün insan hakları ve iklim değişikliğini korumak adına yapılan faaliyetlerde örnek olarak gösterilen Kuzey Avrupa ülkeleri, en çok madencilik teknolojisi üreten ülkeler. Biz de madencilikte bu adımı atmazsak 2050 yılına geldiğimizde petrole değil, madene bağımlı hale geliriz. Temiz enerjiye geçişte en çok ihtiyacınız olan dördüncü grup madenler. İletişim ve gerekli denetimler artırılsın ki iyi ve kötü madencilik birbirinden ayrılsın” değerlendirmesini yaptı.
Denetimler artsın, kötü örneklerin dönüşümü teşvik edilsin
Türkiye’de 5 grup madencilik yapıldığını ve Türkiye’nin gelişimine büyük oranda fayda sağlayacak dördüncü grup madencilik için sunulan ‘Asla yapılmamalı, ülke için bir felakettir.’ görüşlerinin gerçekleşmesi durumunda, Türkiye’nin maden bağımlısı haline geleceğini ifade eden Çetinkaya, “Uluslararası Enerji Ajansı’nın bilgilerine göre, 2050 yılında lityuma talep tam 40 kat, kobalta talep 21 kat, nikele talep 20 kat ve alüminyuma talep 19 kat artacak. Temiz enerjiye geçmek istiyorsanız daha çok maden üreteceksiniz. Çünkü, temiz enerjiye geçişte en çok ihtiyacınız olan dördüncü grup madenler. Tüm faaliyetlerimizde çevreyi, iklimi, temiz enerjiyi sahiplenen bir madencilik kültürü ön planda olacak. Gerekli denetlemeler yapılsın ki iyi ile kötü madencilik de ayrılsın. Kötü örnekler de şartlarını iyileştirmek için teşvik edilsin” dedi. Çetinkaya, “TEMA Vakfı başta olmak üzere tüm kurumlarla bir masa etrafında uzlaşmasak da muhakkak konuşabileceğimizi, en az onlar kadar çevreci olduğumuzu izah etmeyi sürekli dile getirdik. Endişeleri gidermek ve doğru bilgileri paylaşabileceğimize inandığımız için bir araya gelmek istiyoruz. Herhangi bir STK ile ya da akademisyenlerle bir araya gelmeye hazırız, bu açık teklifimizdir” diye konuştu.
Tam bağımsız olmak için madenlere sahip çıkalım
“Ham maddede tam bağımsız olabilmek için madenlerimize sahip çıkmak ve dünyaya satmak zorundayız” diyen Çetinkaya, “Bunu da çevreyle uyumlu, sürdürülebilirliğe bağlı bir şekilde yapabiliriz. Yer altı kaynakları tüm ülkeler için çok değerli. Cari açığın en büyük nedenleri arasında da bu konudaki ithalat geliyor. Ancak, Türkiye madenler konusunda çok zengin ama çıkarılan madenler yeterli gelmiyor. Eğer, madenlerimizi çıkarmayı başarabilirsek 2022’de 6,5 milyar dolar olan ihracatımızı 30-40 milyar dolar seviyelerine çıkarabiliriz” ifadesini kullandı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.