Türkiye, ayakkabı yan sanayi sektöründe ‘merkez’ olma hedefinde

Türkiye’yi ayakkabı yan sanayi konusunda merkez haline getirmeyi hedeflediklerini belirten Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, “Yan sanayimiz teknolojiyi ve gündemi yakalayan bir dinamiğe sahip. Ucuz üründe rekabetçilik yerine katma değerli ürünleri hayata geçirmeye yoğunlaşıyoruz” dedi

Analiz Gazetesi’nden Çağlar ÇAĞATAY’ın haberine göre; Çin’de yaşanan tedarik sorunlarının ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından gerek Türkiye’nin coğrafi konumu gerekse de sektörün fiyat-kalite dengesi neticesinde 2022 yılında 500 milyon çift ayakkabı üretim rakamına ve 1,3 milyar dolar ihracat hacmine ulaşan ayakkabı yan sanayinin 2023 yılını 600 milyon çift ayakkabı üretimi ve 1,7 milyar dolar ihracat ile tamamlaması bekleniyor. Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı ile sektörü ve yapılan çalışmaları konuştuk. Bir ayakkabının yaklaşık 50 girdiden oluştuğunu ve ekonominin pek çok alanına katkıda bulunduğunu söyleyen Salıcı, “Ayakkabı yan sanayi sektörümüz son derece teknolojik ve gündemi yakalayan bir dinamiğe sahip. Türkiye’nin yakın çevresinde 60 milyar dolarlık ayakkabı ticaret hacmi bulunuyor. Geçen yıl, 1 milyar 300 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Yüklü miktarlardaki ürünleri şimdiye dek uzak doğudan karşılayan Avrupa Birliği ülkeleri, daha az miktarlı ve kısa vadeli tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere, coğrafi avantajı da fazla olan ülkemize yöneliyor. Hem ayakkabı hem de ayakkabı yan sanayi olarak gidecek daha çok yolumuz var. İyi bir ivme yakaladık. Türkiye’de ayakkabı sektöründe faaliyet gösteren 15 bin işletme bulunuyor; bunların yaklaşık 6 bin tanesini ayakkabı yan sanayicileri oluşturuyor. Fuarların ve birebir görüşmelerin, sektörün ivmesini daha da artıracağına inanıyoruz. Hedefimiz, Türkiye’yi ayakkabı yan sanayi konusunda “merkez” haline getirmek” dedi. Sektör koşullarını 80’li yıllarda örülmüş bir ceketin artık dar gelmesine benzeten Salıcı, gerek ihracatın artabilmesi gerekse yeni neslin istihdama katılabilmesi için fiziki koşulların, özellikle üretim alanlarının iyileştirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. 

Katma değerli ürünleri hayata geçirilmeli

Bundan on yıl öncesine kadar ithalat yoğun bir sektör olan ayakkabı sektörü artık bunu yerli imkanlarla karşılar duruma geldi. Ama yine de ayakkabı sektöründe ithalatın önü kesilebilmiş değil. Elbette bunun birçok nedeni bulunuyor. Salıcı, yerli üretim ayakkabı ve yerli malı ayakkabı kullanımına dikkat çekerken ithalatın da ithalata konan vergilerin de çözüm olmadığını anlattı. Salıcı. ‘’İthalata vergiler konulmalı. Elbette bu önlemler geçici. Tekrardan kendi markalarımızı yaratıp dünyaya satabilmeliyiz, bunu konuşmamız da önemli. Sektörü geleceğe taşımak için dinamiklerini hep hareketli hale getirmek için çalışıyoruz. Yan sanayimiz teknolojik, son derece gündemi yakalayan bir dinamiğe sahip. Ucuz üründe rekabetçilik yerine katma değerli ürünleri hayata geçirmeye yoğunlaşmalıyız. Yerli üretici tasarım ile kendini geliştirebilir ve yurt dışı rekabeti sağlayabilir. Biz yan sanayiciler olarak buna hazır hazırız ve ülkeyi merkez yapmak için çalışıyoruz” dedi. 

Yerli ile yere basın

Geçtiğimiz günlerde 69. Uluslararası Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı AYSAF’ı yoğun bir katılımla gerçekleştirdiklerini ve bir sonraki fuarın 1-4 Mayıs 2024 tarihinde yapılacağını da hatırlatan Salıcı, şunları anlattı: “2022 yılında dünya ayakkabı üretimi bir önceki yıla göre yüzde 7,6 artışla 23,9 milyar çifte ulaştı. Dünyadaki ayakkabı üretiminin yüzde 88’i 10 ülkeden oluşan bir grup tarafından gerçekleştiriliyor. Türkiye 378 milyon çift ile 4. sırada. Ayakkabı gibi emek yoğun endüstriler gelişmek için artan işgücü maliyetleri karşısında yenik düşmemek için otomasyonu artırma zorunda. Son derece kapasiteli üreticilerimiz var. Müşterinin kaçmaması için kalite ve istikrar sorunlarını çözmemiz ve katma değerli ürünlere yönelmemiz gerekiyor. Milli seferberlik ilan edilmesi gerekiyor. Yerli ile yere basın. Ben evdeki yerli olmayan bütün ayakkabıları attım. Herkes en az iki yıl aynı şekilde davranır, yerli mallara önem verirse sektörümüzdeki sorunları çok daha rahat aşacağımıza inanıyorum.”