İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan’a İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında fahri doktora diploması verildi. Türk sanayisinin yetkinliğini arttırarak sürdürülebilir şekilde gelişmesine ve yerli sanayi şirketlerinin hem yerel hem de küresel boyutta rekabet gücü kazanması sürecinde gösterdiği çabalar nedeniyle bu ünvanın verildiği İSO Başkanı Bahçıvan yaptığı teşekkür konuşmasında, “İTÜ denilince aklıma; yereli ve evrenseli birlikte sentezlemek, Anadolu çocuklarına imkan verilince mucizelere bile imza atabilecekleri, Türkiye’yi ve milletimizi sevmenin sadece lafla değil; bilim, teknoloji, proje üreterek anlamlı olacağı geliyor. Şimdi İTÜ’nün bana layık gördüğü bu değerli ünvanla birlikte kişisel olarak omuzlarımdaki yükü ve sorumluluğu daha da artmış hissediyorum.” dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafndan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan’a “Fahri Doktora” diploması verildi. Erdal Bahçıvan’a fahri doktora verilmesinin gerekçesinin, Türk sanayisinin yetkinliğini arttırarak sürdürülebilir şekilde gelişmesi ve yerli sanayi şirketlerinin hem yerel hem de küresel boyutta rekabet gücü kazanması sürecinde gösterdiği çabalar olduğu belirtildi. Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, diplomasını Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu’nın elinden alan Bahçıvan, yaptığı konuşmada İTÜ rektörlüğüne teşekkürlerini sunarak, “İTÜ’ye tevcih ettiği ve çok anlamlı bulduğum fahri doktora ünvanı için çok teşekkür ediyorum. Bu şerefli payeyi hayatım boyunca onur ve gururla taşıyacağımı ifade ederken; Rektör Prof. Dr. İsmail Koyuncu’ya, üniversite senatosu ve yönetimine şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.
Türk sanayisi ve mühendisliğinin bugün elde ettiği başarılarda İTÜ’nün yetiştirdiği genç beyinlerin katkısının çok büyük olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “İTÜ denilince aklıma; yereli ve evrenseli birlikte sentezlemek, Anadolu çocuklarına imkan verilince mucizelere bile imza atabilecekleri, Türkiye’yi ve milletimizi sevmenin sadece lafla değil; bilim, teknoloji, proje üreterek anlamlı olacağı geliyor. Şimdi İTÜ’nün bana layık gördüğü bu değerli ünvanla birlikte kişisel olarak omuzlarımdaki yükü ve sorumluluğu daha da artmış hissediyorum. Her zaman bu kıymetli unvanı gururla taşıyacağım.” dedi.
MARKA OLABİLMEK ODAKLANMA VE SABIR İŞİ
“Dünyada bu işin nasıl yapıldığını, dünyadaki değişimin nereye doğru gittiğinin şahidi olarak yapmış olduğum temaslardan sonra, sanayileşme yolculuğumuz ve hepsinden önemlisi markalaşma yolculuğunuz Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde başladı.” diyen Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “1980’li yılların sonlarına doğru tamamladığım eğitimimin ardından, Rahmetli Turgut Özal’ın vizyonuyla batılı anlamda bir üretimin, batılı anlamda bir teknolojinin nasıl olması gerektiğini gündemimize alırken şirketimizdeki transformasyon da babamın bana ‘değişime var mısın?’ sorusuyla başlamış oldu. 1990’lı yıllar markanın ne kadar önemli, ne kadar değerli olduğunun yavaş yavaş anlaşıldığı ve dahası perakende sektörünün geliştiği, organize perakendenin hızla oluştuğu yıllardı. Olabildiğince yenliklerin peşinde olduk. Tüketicinin talep ettiği kadar tüketicinin talep edebileceğini düşündüğümüz çalışmalar yaptık. Her zaman kaliteyi önemsedik ve zaten marka olabilmenin, markalı bir değer yaratabilmenin en önemli unsuru da budur. Bu da tabi sabır gerektiriyor. Marka olmak bir sabır işi. Odaklanma işi. Bunu başarabildiysek ne mutlu.” değerlendirmesini yaptı.
SANAYİ ODALARIYLA YAPILAN İŞ BİRLİKLERİ ÇOK ÖNEM ARZ EDİYOR
İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu ise konuşmasında şunları söyledi: “İTÜ olarak, ülkemizde ve hatta bölgemizde, üniversite-sanayi iş birliğine en büyük önemi veren ve buradan katma değeri yüksek en fazla çıktıyı elde eden, en fazla ortak proje gerçekleştiren eğitim kurumuyuz. Sanayi ile olan iş birliği kadar, ulusal düzeyde kurumlarla ve sanayi odalarıyla yapılan iş birlikleri de çok önem arz ediyor.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.