Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun verilerine göre, dünyada 537 milyon
yetişkin, diyabet hastalığına sahip ve bu sayı her geçen gün artıyor. Diyabet
hastalarının yüzde 44’ü ise henüz hastalık tanısı almadığından, diyabetten ve
tehlikeli komplikasyonlarından habersiz bir şekilde yaşamını sürdürüyor.
Diyabetin sadece kan şekeri yüksekliği durumu olmadığının, damar sistemine
ciddi hasarlar verebildiği için tüm organları etkileyebildiğinin altını çizen
Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır
İçerenköy Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç.
Dr. Ferit Kerim Küçükler, diyabet hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi.
Diyabet hastalığı, pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi veya ürettiği insülinin vücut
tarafından etkili bir şekilde kullanılamaması sonucunda ortaya çıkıyor. Yüksek kan şekeri ile seyreden
bir hastalık olan diyabet hastalığı, kandaki şekerin hücrelere girememesi neticesinde hastanın kan
şekeri seviyesinin yükselmesine neden oluyor.
Diyabet hastalarının %84,1’ünün (451 milyon) tip 2 diyabet, %13,7’sinin (71 milyon) tip 1 diyabet ve
%2,2’sinin (12 milyon) hamilelikte ortaya çıkan diyabet hastası olduğunu belirten Bayındır İçerenköy
Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ferit Kerim Küçükler, diyabet
tipleri hakkında bilgi verdi:
 Tip 1 diyabet: Bağışıklık sisteminin kendi pankreasına saldırması sonucu oluşan (otoimmün)
bir hastalıktır. Pankreasın, insülin üreten hücreleri zarar gördüğü için yeterli insülin
üretilemez. Tip 1 diyabet, genellikle çocukluk veya gençlik döneminde görülür.
 Tip 2 diyabet: En yaygın görülen diyabet türüdür. Obezite, hareketsiz yaşam tarzı, aile öyküsü
ve bazı ilaçlar gibi risk faktörleri, tip 2 diyabet gelişme riskini artırır.
 Gebelik (gestasyonel) diyabeti: Sadece gebelik döneminde ortaya çıkan şeker hastalığıdır. Bu
kişilerde doğum sonrası şeker düzeyi normale gelse de ileri yaşlarda diyabet gelişme riski
artar.
DİYABET HASTALIĞI ORGANLARDA HASARA NEDEN OLABİLİR

Diyabet hastalığının sadece kan şekeri yüksekliği anlamına gelmediğini, damar sistemine ciddi
hasarlar verebildiği için tüm organları etkileyebildiğini belirten Doç. Dr. Ferit Kerim Küçükler “Diyabet
tedavisinde amaç, kan şekeri seviyeleri kontrol altında tutulurken aynı zamanda oluşabilecek
komplikasyon risklerini azaltmaktır. Komplikasyon oluşmuş olan hastaların takibi en iyi şekilde
yapılmalıdır. Bu nedenle endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı, diyabet hemşiresi, diyabet
diyetisyeni, diyabet psikoloğu, podolog, kardiyoloji uzmanı, göz sağlığı ve hastalıkları uzmanı, nöroloji
uzmanı, üroloji uzmanı, psikiyatri uzmanı, nefroloji uzmanı, ortopedi uzmanı, plastik cerrahi uzmanı ve
diş hekimi multidisipliner bakış açısı ile çalışmalıdır” dedi.
Doç. Dr. Ferit Kerim Küçükler diyabetin neden olduğu organ hasarlarını ise şu şekilde açıkladı:
“Diyabetli kişilerde kalp hastalığı ve inme riski yüksektir. Bu, diyabetin en ciddi ve en ölümcül
komplikasyonlarından biridir. Diyabetik böbrek hastalığı, böbreklerin kandan atıkları filtreleme
yeteneğini kaybetmesine neden olur. Diyabetik böbrek hastalığı, böbrek yetmezliğine ve diyaliz veya
böbrek nakli ihtiyacına yol açabilir. Diyabetik retinopati, gözdeki sinirlerin ve damarların hasar
görmesine neden olur. Diyabetik retinopati, görme kaybına veya körlüğe yol açabilir. Diyabetik
nöropati, vücudun çeşitli bölgelerinde sinir hasarına neden olur. Diyabetik nöropati, ayaklarda ve
bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve ağrıya neden olabilir. Ayrıca cinsel işlev bozukluğu ve sindirim
sorunlarına yol açabilir. Diyabetik sinir hasarı ve kan dolaşımındaki bozulma, ayaklarda yara ve
enfeksiyonlara yol açabilir. Diyabetik ayak, ayak ülserlerine, kangrene ve hatta organ kesilmesine
kadar ilerleyebilir. Ayrıca diyabet; kronik karaciğer hastalığı, safra kesesi hastalığı, diş çürükleri, kemik
erimesi ve depresyona da neden olabilir.”
DİYABET TEDAVİSİ KİŞİYE ÖZEL PLANLANMALIDIR
Diyabet tedavisinin standart bir tedavi olmayıp her hastaya özgü olarak planlandığını belirten Doç. Dr.
Ferit Kerim Küçükler, “Diyabet tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisinden oluşur. Diyabetli
kişilerin diyet düzenlemeleri kısa süreli değil ömür boyu sürmelidir. Bu beslenme şekli ölçülü bir şekilde
meyve, sebze, tam tahıllar ve yağsız protein gibi besinleri içermelidir. Yağ tüketiminde ise sadece
zeytinyağı ve daha az miktarda tereyağı tercih edilmelidir. Şeker, şekerli ve tatlandırıcılı içeceklerden
kaçınılmalıdır. Egzersiz de kan şekeri düzeylerini düşürmeye yardımcı olur. Diyabetli kişiler, haftada
en az 150 dakika orta düzeyde veya 75 dakika şiddetli egzersiz yapmalıdır. Bazı diyabetli kişiler ise ilaç
tedavisine ya da insülin tedavisine ihtiyaç duyar. Bu nedenle diyabetli hastaların, düzenli kan şekeri
takipleri yapması, diyabet eğitimleri almaları ve doktor kontrolü altında olmaları gereklidir.” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın