Özel Sağlık Hastanesi Robotik Cerrahi Direktörü Prof. Dr. Burak Turna ve Üroloji Birimi Uzm. Op. Dr. Emir Akıncıoğlu, 50 yaş üstü 50 erkeğe yönelik bir üroloji konferansı gerçekleştirdi.
Özel Sağlık Hastanesi toplantı salonunda düzenlenen konferansta ürolojik erkek sağlığı konusunda bilgiler veren Prof. Dr. Burak Turna ve Üroloji Birimi Uzm. Op. Dr. Emir Akıncıoğlu, konukların sorularını da yanıtladı.
Konferans kapsamında üroloji, prostat hastalıkları, erkeklerde sıklıkla görülen prostat kanserindeki modern tanı ve tedavi yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgiler veren Prof. Dr. Burak Turna, 50 yaşın üstündeki erkeklerin her yıl mutlaka ürolojik muayeneden geçmesinin önemli olduğuna dikkat çekti.
İLERİ YAŞLARDA YAYGIN ŞEKİLDE GÖRÜLÜYOR
Prof. Dr. Burak Turna, “Çocukluk çağından ileri yaşlara kadar geniş bir yaş aralığındaki hasta grubuyla ilgileniyoruz. Prostat, idrar ve meni akışına yön veriyor; meninin içeriğinin büyük kısmını üretiyor. Erkeklik hormonu nedeniyle de hayat boyu büyüme eğiliminde olan bir organ. Temelde 3 tane prostat hastalığından bahsedebiliriz. Prostat iltihabı, yaşa bağlı (iyi huylu) prostat büyümesi bir diğeri de prostat kanseri. Bu hastalıklar birbirleriyle karıştırılabiliyor. Yaşa bağlı prostat büyümesi genellikle 50 yaşın üstünde ortaya çıkıyor ve 3 erkekten birinde görülebiliyor. İdrar yapmayı zorlaştırarak hastaların hayat kalitesini ciddi biçimde etkiliyor. Prostat büyümesi, daha sık idrar yapma, gece idrarı için uyanma, ani idrar ihtiyacı, idrar kaçırma, kesik kesik idrar yapma ve mesanenin tam olarak boşalmama hissi olarak kendini belli ediyor. Bu hastalarda tanı için parmakla muayene ve kan testi (PSA) sıklıkla kullanılan yöntemlerdir. Birçok hastaya ultrasonografi yapılıyor ve işeme testini de istiyoruz” diye konuştu.
HOLEP VE REZUM YÖNTEMLERİ ÖNE ÇIKIYOR
İlk başvurulan tedavi metodunun ilaçlar olduğunu dile getiren Prof. Dr. Turna, “Acil bir ameliyat gereksinimi yoksa çoğunlukla ilaç tedavisi öneriyoruz. Bu ilaçların uzun süre kullanılması gerekiyor. İyi huylu prostat büyümesinde ilaca cevap vermiyorsa geçmişte en çok tercih edilen yöntem TUR ameliyatıdır. Dünyada bu ameliyat ortalama 50 yıldır yapılmaktadır. Günümüzde teknolojilerin devreye girmesiyle güncel tedaviler de uygulanıyor. Bunlar lazerle prostat ameliyatı holep bir diğeri de su buharı tedavisi denilen rezum tedavisidir” ifadesini kullandı.
Ülkemizde kullanılan bir tedavi türü olan rezum hakkında bilgi veren Prof. Dr. Burak Turna, “Rezum, yaşa bağlı prostat büyümesi olan hastalarda radyofrekans enerjiyle büyümüş prostat dokusunun su buharıyla yok edilmesi işlemidir. Kısa sürmesi nedeniyle ileri yaşlardaki ve anestezi alamayacak hastalarda uygun bir tedavi yöntemidir. Cinsel işlevinin korunmasını isteyen genç hastalarda da tercih edilen bir tedavidir. İşlem lokal anestezi altında da yapılabilmektedir. İşlem en büyük prostatlarda bile başından sonuna yaklaşık 10 dakika kadar sürer. Hastalar aynı gün evlerine gidebilir. Basit ve kısa bir işlemdir ama tedavi süresi zaman almaktadır. Hastaların 1 hafta kadar sondalı kalması gerekebilir” dedi.
LAZERLE PROSTAT AMELİYATI
Lazerle prostat ameliyatlarından holep hakkında bilgi veren Op. Dr. Emir Akıncıoğlu da şunları söyledi: “Holep tamamen kapalı bir ameliyat türü. Yani vücutta herhangi bir kesi olmadan idrar kanalı yoluyla gerçekleştirilen bir ameliyat. TUR ameliyatında bir kazıma işlemi yapılırken Holep’te bu dokuyu bir bütün olarak çıkarıyoruz. Bir bütün halinde buradaki dokuyu uzaklaştırabildiğimiz için çok büyük prostatlara bile uygulanabiliyor. Hastayı açık ameliyattan kurtarıyor. Bütün halinde uzaklaştırıldığı için daha az kanamalı ve daha az riskli bir yöntem. Geride artık doku bırakma riskimiz de daha düşük. Uzun vadede bu hastalığın tekrar etme olasılığı da daha düşük oluyor. Ameliyat sonrası iyileşme ve 2 gün içinde sondadan kurtulmak da mümkün. Bu ameliyat prostatın büyüklüğüne göre değişmekle birlikte bir ve bir buçuk saat kadar sürebiliyor. Komplikasyon olarak literatürde % 1 idrar kaçırma bildirilmiştir. Ancak tecrübeli ellerde ve teknolojik olarak ileri merkezlerde bu oran daha da düşüktür. Genelde hastalar, sonda alındıktan sonra bir ve iki gün içinde taburcu oluyor. Operasyon sonrasında hastalardan bol su tüketimi, yumuşak yerde oturması ve ıkınma hareketlerinden kaçınma istiyoruz. Sonrasında rahat bir iyileşme dönemi oluyor”
PROSTAT KANSERİ ERKEKLERDE EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜ
Prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanser türü olduğu bilgisini veren Op. Dr. Emir Akıncıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her 6 – 7 erkeğin birinde görülebilen bir hastalık. Erken tanı konulduğunda ise çok iyi tedavilerin yapılabildiği bir kanser türüdür. Prostat kanseri, prostat hücrelerinin kontrolsüzce ve hızla büyümesiyle meydana geliyor. Genelde ileri evrelerde kemik ağrıları ve idrarı yapamama gibi belirtilerle kendini belli eder. Bu kanseri saptamak için temel iki yöntem parmak muayenesi ve kanda PSA testidir. Muayene ve PSA’da şüphe varsa yapılması gereken tetkik MR filmi çekimini kullanıyoruz. Mümkünse de doğru sonuç için yüksek çözünürlüklü (3 Tesla) MR daha başarılı sonuçlar vermektedir. Elde edilen parametrelerin değerlendirmesi yapılarak hastalara erken evrede tanı konulur. Tümörün yerini daha net olarak belirleyebilen bu yöntem sayesinde biyopsi öncesi uygulanması durumunda biyopside daha doğru sonuçlar elde edilebilmektedir. 3 Tesla MR için yaklaşık 45 dakika çekim süresi gerekir ve bu alanda deneyimli bir hekim grubuna da ihtiyaç vardır. Bundan sonra biyopsi süreci başlar. MR Füzyon Biyopsisi yöntemiyle prostat kanseri tanısında klasik biyopsi yönteminden kaynaklanan hataların ve gecikmenin önüne geçilerek daha erken dönemde tanı konulması ve bu sayede uygulanacak tedavinin daha başarılı olması sağlanır. MR Füzyon Biyopsisi gereksiz biyopsi tekrarlarını önleyerek avantaj sağlar. Klinik olarak saldırgan tümörlere daha hızlı tanı konulmasını sağlar. Daha doğru oranda tanı konulduğu için, bu hastalara gereksiz tedavilerin uygulanmasının da önüne geçilir”
ROBOTİK CERRAHİ BAŞARILI SONUÇLAR VERİYOR
Prostat kanserinde tanının genelde lokal evrede konulduğunu kaydeden Prof. Dr. Burak Turna, şu bilgileri verdi: “Prostatın kabuğuyla beraber tamamını alıyoruz ve çoğu hastada prostatın çevresindeki lenf bezlerini de çıkarıyoruz. Burada deneyimli bir ekibe ihtiyaç var. Komplike ve karmaşık bir ameliyattır çünkü prostat karın boşluğunun en dibinde yer alır, ulaşılması zordur Genelde robotik cerrahi denilen yöntemle yapıyoruz. Ülkemizde bu yöntem 15 yıldır uygulanıyor. Robot teknolojisi bu ameliyatı daha kolay ve başarılı şekilde yapmamıza imkan veriyor. Robotik cerrahi doktorların performansını da artıran bir tedavi. Böylece hem hastaların daha uzun yaşam sürmelerini hem de hayat kalitelerini korumalarını sağlıyoruz. Ameliyat ortalama 2 – 3 saat sürüyor; genel anestezi altında küçük delikler vasıtasıyla yapılıyor. Robot cihazı hastaya bağlanarak bu ameliyat yapılıyor. Hastalar 2-3 gün hastanede yatıyor ve 1 hafta kadar sondalı kalıyor. Tedavi tamamlandıktan sonra da takibe devam ediyoruz. Robotik cerrahiyle ekip deneyimliyse gerçekten iyi sonuçlar alma şansımız bulunuyor”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.