TÜROB Başkanı Eresin: Turizm gelirinin önemli bir kısmını oluşturan gastronomi turizmi Türkiye’de de hâlâ gelişime açık bir alandır

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, 8. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı’nın açılışında konuştu:

Türkiye’nin doğal güzelliklerini, tarihi mekanlarını, yöresel ve yerel lezzetlerini tanıtarak gastronomiyi turizme entegre eden bu muhteşem etkinliğe davet edilmiş olmaktan büyük bir onur duyuyorum. 8. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı’nda sizlerle bir araya gelmek, coğrafyanın zengin mutfağını keşfetmek ve bu alanda uzmanlaşmış isimlerle birlikte olmak gerçekten heyecan verici.

Bu yılki konferans teması olan “Coğrafya”, kültürlerarası bir köprü kurmamıza olanak sağlıyor. Her coğrafyanın kendi eşsiz lezzetleri ve gelenekleri var ve bu etkinlik, bu çeşitliliği kutlamak ve paylaşmak için bir fırsat sunuyor.

Gatromasa’ya katılan katılımcılar ve izleyenler  her birimiz, gastronomi dünyasının zenginliğini bir adım daha ileri taşıyabilecek önemli birer halkayız. Deneyimlerimizi paylaşarak, birbirimizden öğrenerek, bu alandaki bilgi birikimimizi artırarak, birlikte Türkiye’de ve dünyada gastronomi adına daha büyük adımlar atılmasına vesile olacağız.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü gastronomi turizmini “gastronomik destinasyonlara yapılan eğlenme amaçlı yiyecek ve içecekler ile ilgili deneyimsel aktivitelerin bütünüdür” şeklinde tanımlamış. Bu aktiviteler gastronomi temalı festivaller, pazarlar ve yiyecek üretim yerlerine seyahatler, gıda fuarları, yemek şovları, yöresel ve kaliteli yiyecekleri deneyimleme aktiviteleri ki son yıllarda bizler bile gittiğimiz her şehrin özellikle pazarlarını ziyaret ederek yerel lezzetleri tatmaya çalışıyoruz, bu da doğal olarak yerel halkın gastronomi turizminden fayda sağlamasını ve beraberinde ekonomik gelişmeyi ve markalaşmayı getiriyor. 

Gastronomi coğrafi bir kimliktir ve coğrafya; tarih, etnik çeşitlilik, mutfak görgü kuralları, yaygın lezzetler ve yemek reçeteleri gastronomik kimliği belirleyen faktörler arasında. Bu nedenle gastronomi yerellik içerir ve ihraç edilemez niteliktedir. 

Türkiye’de gastronomi turizmine baktığımızda; Türk mutfağı yedi farklı bölgenin değişik lezzetlerini içerdiğinden, birçok çeşitte ürün sunabilme özelliği olan dünyanın en önemli ve en eski mutfaklarından birisidir. Yaşanan coğrafi bölgelerin özellikle iklimsel değişiklik göstermesi Türk mutfağını da etkilemiştir. Son yıllarda, Türkiye sahip olduğu köklü geçmişi, zengin mutfağı ve turistik çekiciliği ile gastronomi turizmi için öncelikli tercih edilen bir ülke haline geldi. 

Dünya ülkelerinde turizm gelirinin önemli bir kısmını oluşturan gastronomi turizmi Türkiye’de de hâlâ gelişime açık bir alandır. Gastronomi açısından dünyadaki birçok ülkeden daha zengin bir potansiyele sahip olan Türkiye, bu özelliğini turizme yansıtmayı tamamen başardığında, ülke turizm gelirinde önemli bir artış sağlaması kaçınılmazdır.   

Türkiye Otelciler Birliği olarak bu alanda T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Gastronometro işbirliğinde, 2018 den buyana gerçekleştirdiğimiz ‘Sektör Yetenek Avında’ adlı, Turizm Meslek Liselerinin Gastronomi Bölümü öğrencilerinin yarıştığı organizasyonumuzla, hem gastronomi sektörünün gelişmesini hem de geleceğin şefleri olma arzusunda olan öğrencilerin sektörle tanışmalarını amaçladık. Bu doğrultuda çok olumlu dönüşler aldık. 2024 yılında yeniden düzenleyeceğimiz yarışmamızda umuyoruz ki, yine gastronomi sektörümüz ve bu alanda yetişen öğrencilerimizin başarılarıyla gurur duyacağız. TÜROB olarak bugüne kadar eğitime verdiğimiz desteğe bundan sonra da devam etme arzusundayız.

Turizm politikalarında gastronomiye baktığımızda, hikaye ve deneyim yaratmada öncelikli bir araç olduğu görülmekte, bu da iş birliği ve organize bir yönetim gücü ile mümkün.  Ağırlama ve gastronomi; kamu ve özel sektör iş birliğinin en etkin ve gerekli olduğu sektördür. Dinamik ve değişken bir doğası olan turizm sektörünün ihtiyaçlarının doğru tespiti biz STK’lar tarafından kamuya anlatılmalıdır. Var olan değerlere sahip çıkılarak gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.  TÜROB olarak elimizden geldiğince bunu başarmaya çalışıyoruz ki bunun sonucunda Sürdürülebilir ve verimli turizm politikalarını ortaya konulabilsin.