KPMG, 1 Ocak 2024’ten itibaren yürürlüğe girecek ve AB’de faaliyet gösteren Türkiye merkezli şirketleri de yakından ilgilendiren yeni AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Direktifi (CSRD) çerçevesindeki raporlama yükümlülüklerinin gayrimenkul sektörünü nasıl etkileyeceğini ortaya koyan bir çalışma yaptı. Çalışmada şirketlere bu yükümlülükleri karşılayabilmeleri amacıyla uygulamaları için tavsiyelerde de bulunuluyor.
İklim değişikliği, ekonomide sürdürülebilir uygulamalara duyulan ihtiyacı giderek daha önemli hale getiriyor. Bu husus gayrimenkul sektöründe de gün geçtikçe daha fazla gündeme geliyor. Sektör, ekolojik sorumluluk almaya ve ESG (çevre, sosyal, yönetişim) politikaları çerçevesinde sürdürülebilir süreçler uygulamaya zorlanıyor. 1 Ocak 2024’ten itibaren yürürlüğe girecek yeni AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive – CSRD) çerçevesindeki raporlama yükümlülükleri birçok sektörde olduğu gibi gayrimenkul sektörünü de etkileyecek. CSRD ile şirketlere raporlaması gereken sosyal ve çevresel bilgilere ilişkin kurallar getiriliyor.
KPMG’nin gayrimenkul sektöründe sürdürülebilir uygulamaları desteklemek amacıyla hazırladığı “Gayrimenkul Bülteni ESG Özel Sayısı”nda bu yeni yükümlülüklerin sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmek ve uzun vadede şirketlere ne gibi fırsatlar sunacağı konusunda bilgiler verilirken uzmanlar, gayrimenkul şirketlerinin CSRD’yi kurumsal kültürlerine başarılı bir şekilde nasıl entegre edebileceklerini pratik örnekler üzerinden aktarıyor.
KPMG’nin bu çalışmasında CSRD konusu dışında enerji verimliliği, döngüsel ekonomi, dekarbonizasyon, biyoçeşitlilik ve diğer güncel konular hakkında da uzmanların ve önde gelen şirketlerin değerlendirmelerine yer veriliyor.
Bültende, yeni yükümlülükler ile ilgili olarak başarıya ulaşmaları için gayrimenkul sektöründeki şirketlere şu sekiz tavsiyede bulunuluyor:
- CSRD’yi şeffaflık için bir fırsat olarak değerlendirin.
- Sorumlu kişileri belirleyin.
- Gayrimenkul firmanız içinde farkındalık yaratın.
- Öncelikli konuları titizlikle değerlendirin.
- Değer zincirinizi haritalandırın.
- Önemli konularda eleştirel geri bildirime açık olun.
- Veri gereksinimlerini belirlemeye başlayın.
- Verilerin açıklanması için yeterli sistemler oluşturun.
“AB’de faaliyet gösteren Türkiye merkezli şirketleri de ilgilendiriyor”
Konuyla ilgili açıklama yapan KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektör Lideri Görkem Yapan, “İklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma sorunlarının aciliyet kazandığı bir dönemde, gayrimenkul sektörü de sürdürülebilir uygulamalara ve çevresel sorumluluğa giderek daha fazla odaklanıyor. Uzmanların görüşlerinden faydalanarak hazırladığımız bu çalışmamızda çevresel, sosyal ve yönetişim konularının gayrimenkul sektörüyle nasıl etkileşim içinde olduğuna çok yönlü ve derinlemesine bir bakış sunuyoruz. Bu çalışmamızın ana teması ise şirketler için yeni bir şeffaflık ve hesap verebilirlik çağının habercisi olan AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Direktifi. AB içinde doğrudan ya da dolaylı bir şekilde faaliyet gösteren Türkiye merkezli şirketleri de ilgilendirdiğinden bu direktif ülkemiz için de önem taşıyor. Bu direktifin sektörü nasıl etkileyeceğine ışık tutuyoruz. Ayrıca gayrimenkul sektörünün biyoçeşitliliğe nasıl katkıda bulunabileceğini de gösteriyoruz. Uzmanlarımız verimli enerji yönetiminin sadece maliyetleri düşürmekle kalmayıp aynı zamanda ekolojik ayak izini de nasıl azaltabileceğini gösteriyor. Özetle bu çalışmamız, gayrimenkul sektörünün geleceğini aktif bir şekilde şekillendirmek için değerli bilgiler, öneriler ve perspektifler sunuyor.” dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.