Yürekli Konferansları tarafından 2000 yılından beri düzenlenen ve son 20 yıldır Yapı Kredi World’ün ana sponsor olduğu MARKA Konferansı, Cumhuriyet’in 100. yılına adadığı temasıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde kapılarını açtı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılına iş dünyasından başlama vuruşu yapmayı hedefleyen MARKA 2023, 2-3 Kasım tarihlerinde bin 500’ü aşkın iş insanı ve fikir liderini bir araya getiriyor.

MARKA Konferansı’nın 22 yıldır değişmeyen moderatörü BJ Cunningham, Cumhuriyet’in 100. yılına adanan konferansın açılış konuşmasında, “Türkiye bir şeyi başarmak istediğinde, sadece onu başarmakla kalmaz; aynı zamanda onu yeniden tanımlar.

Öyle derinlikli bir hikâye yazalım ki; insanlar tarih kitaplarını karıştırırken durup bunu okusunlar” diyerek Türk iş dünyasına seslendi.

Şengör: “Cumhuriyet kırmızı çizgimiz”

Türkiye’nin gelecek yüzyılını hayal ederek MARKA 2023’ü tasarladıklarını vurgulayan Yürekli Yönetim Kurulu Başkanı ve MARKA Konferansları Kurucusu Ayşegül Yürekli Şengör, “Kırmızı Çizgimiz Cumhuriyetimiz!” oturumunda şunları söyledi: “2000 yılında yola çıkan konferansımız ile markalarımıza güç vermeyi hedefliyoruz.

Bu coğrafyanın en etkili fikir platformlarından biri olarak ciddi bir sorumluluk taşıyoruz. 60’ın üzerinde çok değerli fikir lideri MARKA 2023’te sahne alıyor. Burada iki gün boyunca sergilenecek içeriğin başka hiçbir yerde bulunamayacağını özellikle belirtmek isterim.

Sosyal sorumluluk projelerinde her zaman öncü rol oynamayı hedefledik. Ancak bu sene karşımıza gerçekten mükemmel hazırlanmış bir proje geldi. Yapı Kredi tarafından hayata geçirilen Yarınlara Kartopu Eğitim Programı muhteşem bir proje. Konserimizin tüm gelirini, Türkiye’deki okul öncesi çocukların tamamına dokunmayı hedefleyen ve süreklilik içeren bu projeye aktaracağız” dedi.

MARKA Konferansı ile iş dünyasının geleceğine geniş bir perspektiften baktıklarını, fırsatları ve riskleri masaya yatırdıklarını anlatan Yürekli Şengör, “Hepimizin en önemli ortak değeri Cumhuriyetimiz.

Tarafsız özgür ve cesur fikirleri konuşacağız; bu alışkanlığımız hiç değişmeyecek. Çünkü Cumhuriyetimiz kırmızı çizgimiz” diyerek sözlerini noktaladı.

Kimler sahne aldı?

MARKA 2023’ün ilk gününde; Saatchi & Saatchi Başkan ve Global Kreatif Direktörü Kate Stanners, DESANTIS | Megavisioning® the future kurucusu Nicolas de Santis, Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, aktör ve doğa belgeseli yapımcısı Engin Altan Düzyatan, felsefeci, yazar ve düşünür Dücane Cündioğlu, New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin, Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü Arda Öztaşkın, dünyanın en ünlü iç mimarlarından Hugo Toro, The Evening Standard Genel Yayın Yönetmeni Dylan Jones, AKM’nin yeniden hayat bulmasını sağlayan Tabanlıoğlu Mimarlık kurucusu Murat Tabanlıoğlu, Cumhuriyet tarihinin en değerli tarihçi, akademisyen ve yazarlarından İlber Ortaylı, yaratıcısı olduğu markalarla Türkiye’nin gastro-ekonomi alanında güçlü bir oyuncu olmasını sağlayan Kaya Demirer, tarım dünyasının vizyoner ismi Sencer Solakoğlu, DressBest’in yaratıcısı Melis Yazıcı, sürdürülebilirlik anlayışı ve inovatif bakış açısıyla Melissa Odabash, Türk çağdaş sanatında kalıcı izler bırakan Oktay Duran, multi disipliner kariyerinin her alanında başarısıyla ünlenen uluslararası moda endüstrisinin etkileyici ismi Ece Sükan, sanatın birleştirici gücüne inanarak bağımsız sanat inisiyatifi Spot Projects’i kuran Tansa Mermerci Ekşioğlu ve Türkiye’nin yetiştirdiği sayılı müzik insanı ve düşünürlerinden şef Cem Mansur sahne aldı.

Gazeteci Şirin Sever’in moderatörlüğünde müzisyen Cem Yenel, “Seni O Gökyüzüne Ben Koydum” isimli oturumda, son günlerde Türkiye’nin gündeminde olan hit şarkısını seslendirdi. “Seni O Gökyüzüne Ben Koydum” adlı şarkısı ile MARKA 2023 Konferansı’nın katılımcılarına müzik ziyafeti veren Yenel, müziğe başlama hikayesini izleyicilere aktardı. “Bir Başkadır Benim Memleketim” adlı şarkıyı piyano eşleğinde seslendiren Müzisyen Eylül Ergül ise, müzik hayatı hakkında açıklamalarda bulundu.

Konferansın ilk gününde yer alan isimlerin konuşmalarından öne çıkan mesajlar:

Ortaylı: “Kabiliyetli çocuklarımızı keşfedip üzerlerine titremeliyiz”

Tarihçi, akademisyen ve yazar İlber Ortaylı, “Atatürk Hakkında” oturumunda, Türkiye’de insan gücünün çok önemli olduğunu söyleyerek, “Her türlü değişim ve devrimde insanların rolü ve gücünü unutmamalıyız. Türkiye’nin petrolü insan.

Yeni yüzyılda Cumhuriyet’i daha güçlü bir marka yapmak için insanımıza yatırım yapmalıyız; çünkü markayı insan yaratır. Personelinizi iyi koruyamadığınız takdirde istediğiniz gelişmeleri elde edemezsiniz. Mesela şu an tıpta büyük kayıp yaşıyoruz. Bu kayıplar bilgisayar gibi dallara da kayarsa problem yaşarız. İnsanları yetiştirmek için eğitime önem vermek lazım. Kabiliyetli çocuklarımızı keşfedip üzerlerine titrememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Santis: “Gelecek öngörülemez ancak yaratılabilir”

DESANTIS | Megavisioning® the future kurucusu Nicolas De Santis, “Geleceğin Yeni Stratejisi: Karmaşıklıktan Güç Almak” başlıklı oturumunda, “Gelecek öngörülemez ancak yaratılabilir. Geleceği sistematik bir şekilde yaratmak için bir megavizyon sistemi oluşturdum.

Çoğu şirketin bir iş stratejisi var ama gelecekte fark yaratacak bir vizyonları yok. İşletmeler bu vizyona sahip olmalarına rağmen, onu nasıl gerçekleştirebileceklerini bilmiyorlar.

Yüzde 10’luk hedeflere odaklanmak fark yaratmanızı sağlamaz. Bunun için üstel düşünmeniz gerekir. Şirketler hayal kurmayı unuttu. Üstel düşünmek için yıllarla değil on yıllarla düşünmelisiniz.

Şirketler zihinsel olarak sıkışmış durumda, geleceği değil geçmişi daha çok düşünüyorlar. Şirketler için yarının dünyalarını yaratıyor ve fark yaratacak fikri bulmalarında yardımcı olmak için onları şu anki zamana getiriyorum. Bilim kurgu gerçek oluyor” dedi.

Düzyatan: “Plastik atık konusunda farkındalık yaratmak istiyorum”

Aktör ve doğa belgeseli yapımcısı Engin Altan Düzyatan, “Sen De Fark Et!” adlı oturumda, doğa belgeseli yapımcılığına nasıl ve ne zaman başladığını anlattı. Afrika’ya fotoğraf çekmek için gittiğinde suya ulaşım konusunda insanların yaşadığı sorunlara şahit olduğunu anlatan Düzyatan, modern toplumdaki insanların su konusunda yaşanan sorunlar konusunda farkındalığının olmadığını dile getirdi.

Modern toplumların insanları yalnızlığa ve umursamazlığa ittiğini ve farkındalık yaratmak için 10 yıl önce ilk belgeselini çektiğini söyleyen Düzyatan, belgeselden elde eden geliri su kuyuları açmak için kullandıklarını aktardı.

İlk zamanlarda çocuklarının yaşayacağı gelecek için kaygılı olduğunu paylaşan Düzyatan, şunları söyledi: “2050’den sonra bizi çok tatsız bir tablo bekliyor. Bu yüzden önemli bir farkındalık yaratmamız gerekiyor.

Amacım çocuklarımıza içecek temiz su bırakamayacağımızı anlatmak ve farkındalık yaratmak. Tek kullanımlık plastik sorunun en önemli kaynaklarından biri. Özellikle tek kullanımlık plastikten kaçınmadığımız sürece 2030’lu yıllarda sularımızda mikroplastik olacak. Suyumuza sahip çıkmamız gerekiyor.”

Stanners: “Yapay zekâ bilgisayardan bu yana en büyük icat”

Saatchi & Saatchi Başkan ve Global Kreatif Direktörü Kate Stanners ise, “Yapay Zekâ İnsan Yaratıcılığına Bir Tehdit mi?” adlı oturumda, yapay zekanın bilgisayardan bu yana en büyük icat olduğunu söyledi.

Stanners, “Yapay zekanın yaratıcı sektörü ele geçireceğine dair büyük bir korku var. Ancak iş birliği için büyük fırsatlar da var. Açık olmak ve yaptığınız şeyi ortadan kaldırmak için orada olduğunu varsaymak değil, onu geliştirmek için yapay zekayı benimsemek çok önemli.

Baskın olmayan bir yardımcı pilota sahip olmak bir fırsattır; ancak sizi asla hayal edemeyeceğiniz farklı yerlere götürmenize yardımcı olabilir. Yaratıcılığın, özellikle yapay zekadan korkmadığınız bir yerde beslenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Cündioğlu: “Cumhuriyet’e tüm benliğimle inanıyorum”

Düşünür Dücane Cündioğlu, “İnsan Olmak Üzerine” başlıklı oturumda, “Bilmediğim hiçbir şeyi kabul etmeyeceğim, bilmediğim hiçbir şeyi inkâr etmeyeceğim” görüşünü kendine ilke edindiğini ifade etti.

Cündioğlu, Cumhuriyet’in 100. yılı ve Mustafa Kemal Atatürk hakkında şunları söyledi: “Cumhuriyet’e tüm benliğimle inanıyorum. Çok uzun çabalarla kavramaya çalıştığım Cumhuriyet’i inşa eden Atatürk’ü hürmetle ve minnetle anıyorum. Cumhuriyet’in 100. yılının bir güne sıkıştırmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Dünyanın geleceği hakkında da görüşlerini açıklayan Cündioğlu, şunları söyledi: “İnsanlar hızla bireyselleşiyor ve sığlaşıyor. Sadakat ve bağlanma duygularının değeri de hızla azalıyor. Deneyim büyük ölçüde önemini kaybedecek. Yaşlılık, bilgelik olarak görülmeyecek. 40 yıllık bir bankacı iki yıl piyasaları takip etmesin, sıfırdan başlamak zorunda. Çağın hızının farkına varamıyoruz.”

Cündioğlu, “Hiç kimse bu ülkenin geleceğinden korkmasın” diyerek sözlerini noktaladı.

Boyner: “Cumhuriyet aslında bir kadın devrimi”

Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, “Cumhuriyet Kadınından, Kadınların Cumhuriyetine” oturumunda, Cumhuriyet’in aslında bir kadın devrimi olduğunu söyledi. Atatürk’ün her zaman kadınların yerini yüceltmeye çalıştığını aktaran Boyner, Cumhuriyet kadınlarının onun çizdiği ışıklı yolda yürüdüklerini söyledi.

“Cumhuriyet Kadınından, Kadınların Cumhuriyetine” nasıl dönebiliriz sorusunun cevabının eşitlik olduğunu ifade eden Boyner, “Türkiye gelişmiş ülkeler seviyesine ancak toplumsal cinsiyet eşitliği ile ulaşabilir.

Bu yüzden biz de iş ve toplumsal hayatta cinsiyet eşitliği konusunda uzun yıllardır çalışmalar yürütüyoruz. Hayal ettiğimiz eşit dünya bize altın tepside sunulmayacak; bunun hakkımız olduğuna inanmak ve bunu hep birlikte inşa etmek zorundayız” diye konuştu.

Cinsiyet eşitliğinin küresel bir sorun olduğunu vurgulayan Boyner, iş hayatında cinsiyet eşitliği sağlanmadığı takdirde bunun küresel ekonomiye kaybının artmaya devam edeceğinin bilgisini verdi. Boyner, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda gerçekleştirdikleri kampanyalar hakkında bilgiler verdi.

Boyner, “Kadınların Cumhuriyetini inşa etmek ve hakkı olan eşitliği alana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.

Tabanlıoğlu Mimarlık’ın kurucusu Murat Tabanlıoğlu, “AKM Yeniden” adlı oturumda, ilk AKM’yi inşa eden babası Hayati Tabanlıoğlu’nun inşa sürecinde yaşadıklarını anlattı. Yeni AKM binasının inşaat sürecinden de bahseden Tabanlıoğlu, binanın sahip olduğu özellikleri de izleyicilerle paylaştı.

Toro: “Projelerimde anlatıma yer vermeyi seviyorum”

Dünyaca ünlü mimar Hugo Toro, “İç Mimaride Hikâyenin Gücü” başlıklı oturumunda, “İnsanlar evde kalmanın ne kadar önemli olduğunu ve mimarinin ne kadar hayati olduğunu fark ettiler. Projelerimde anlatıma yer vermeyi seviyorum. Bana projelerimde takip edebileceğim bir çizgi veriyorlar. Projelerim aracılığıyla insanlara anlar yaratabilmek istiyorum” dedi.

Yapay zekâ hakkında da görüşlerini açıklayan Toro, şunları söyledi: “Yapay zekâyı bir araç olarak görüyorsanız harikadır; ancak yapay zekanın yorumlayıcısından daha fazlası olmanız gerekiyor. Yapay zekayı çok fazla kullanmıyorum ama çok ilgimi çekiyor.”

The Evening Standard Genel Yayın Yönetmen Dylan Jones, “Hipergerçeklik” adlı oturumda, teknolojinin yaratıcı insanlar tarafından dikkatli ve sistematik bir şekilde kullanılması gerektiğini ifade etti.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın