‘Yapılan araştırmalarda aile şirketlerinin yalnızca %30’luk bir kısmı ikinci nesilde devam ederken, üçüncü nesilde bu oran %12 seviyesinde, dördüncü nesilde ise %3’ün altında. Ülkemizde ise bu anlamda bir istatistik olmamakla birlikte dünya ortalamalarının çok altında olduğunu söylemek mümkün…’
Türkiye’de faaliyette olan şirketlerin % 95’i aile şirketi ve bu şirketler gayrisafi yurtiçi hasılanın çok büyük bir bölümünü temsil ediyor. KOBİ’lerin de %99’unu oluşturan aile şirketlerinin % 30’u ikinci kuşağa, % 12’si üçüncü kuşağa ve sadece % 3’ü dördüncü kuşağa geçebiliyor. Aile şirketlerinin ortalama ömrü ise yaklaşık 34 yıl.
BeNova Consulting Genel Müdürü Erdinç Mert, ekonomik büyümeye önemli katkıları bulunan; inşaat, gıda, perakende, otomotiv gibi sektörlerdeki aile şirketlerin global rekabetin artması ve teknolojik değişimler gibi faktörler ile şirketlerini daha da sürdürülebilir hâle getirmeleri için daha fazla stratejik düşünmeye odaklı çalışmaları gerektiğini belirtti. Mert, “Aile şirketleri, dünya genelinde iş dünyasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Hem gelişmiş ekonomilerde hem de gelişmekte olan ülkelerde aile şirketleri, istikrarlı bir ekonomik büyüme ve istihdamın sağlanmasında önemli bir rol oynuyor. Fakat ne yazık ki aile şirketleri kurumsallaşamadığında gelecek nesillerde devam edemiyor. Yapılan araştırmalarda aile şirketlerinin yalnızca %30’luk bir kısmı ikinci nesilde devam ederken, üçüncü nesilde bu oran %12 seviyesinde, dördüncü nesilde ise %3’ün altında. Ülkemizde ise bu anlamda bir istatistik olmamakla birlikte dünya ortalamalarının çok altında olduğunu söylemek mümkün.”
Türkiye’de aile şirketlerinin, ekonominin belkemiğini oluşturduğunu ve bunların %95’inin aile şirketi olduğunu aktaran Mert, “En yüksek ihracat hacmine sahip olan ilk 100 şirketin yarısından fazlası yine aile şirketlerinden oluşmaktadır. Çoğu büyük işletme aile tarafından işletilmekte ve bu işletmeler genellikle istikrarlı bir büyüme göstermektedir. Türkiye’deki aile şirketleri, istihdamın önemli bir kaynağı ve ekonomik büyümeye katkılarının değeri oldukça yüksek oranda ve ayrıca çok değerli kültürel miras” dedi.
Aile şirketleri kurumsallaşamadığında bir dizi sorunla karşılaşabilirler, bunları özetlemek gerekirse;
•Kurumsal Yönetim Eksikliği: Kurumsallaşmamış aile şirketleri, etkili bir kurumsal yönetim yapısı oluşturamazlar. Bu da karar alma süreçlerinin karmaşıklaşmasına, aile içi çatışmalara ve işletmenin istikrarını zedelemesine yol açabilir.
•Stratejik Planlama Eksikliği: Kurumsallaşmamış aile şirketleri genellikle uzun vadeli stratejik planlama eksikliği yaşarlar. Stratejik planlama, işletmenin gelecekteki büyüme ve gelişme hedeflerini belirlemeye yardımcı olurken, bu eksiklik işletmeyi piyasa değişikliklerine karşı savunmasız hale getirebilir.
•Profesyonel İnsan Kaynağı Yetersizliği: Aile şirketlerinin profesyonel olmayan aile üyelerini işe alması veya terfi ettirmesi, yetenekli dışarıdan gelen yöneticileri çekme ve elde tutma konusunda zorluklar yaşatabilir. Bu, işletmenin yetenek ve deneyim bakımından güçsüz bir kadroya sahip olmasına neden olabilir.
•Finansal Sorunlar: Kurumsallaşmamış aile şirketleri, finansal yönetim konusunda sorunlar yaşayabilirler. Özellikle işletmenin gelirleri ve giderleri doğru izlenmezse, nakit akışı sorunları, kârlılık düşüşü ve borç sorunları gibi finansal sıkıntılar ortaya çıkabilir.
•Aile İçi Çatışmalar: Aile şirketlerinde kurumsallaşma eksikliği, aile üyeleri arasında çatışmalara yol açabilir. Özellikle işletmenin geleceği, miras planlaması ve yönetim konularında farklı görüşlere sahip aile üyeleri arasındaki anlaşmazlıklar işletmenin başarısını tehlikeye atabilir.
•İnovasyon ve Rekabet Yeteneği Kaybı: Kurumsallaşmamış aile şirketleri, rekabetçi piyasalarda inovasyonu ve değişimi yakalama yeteneğini kaybedebilirler. Yeni fikirleri ve teknolojileri benimsemek yerine, eski yöntemlere sıkı sıkıya bağlı kalabilirler.
•Büyüme Kısıtlamaları: Kurumsallaşmamış aile şirketleri, büyüme ve genişleme konusunda sınırlamalara sahip olabilirler. Özellikle finansal kaynaklara erişim konusunda kısıtlamalar yaşanabilir.
Söz konusu sıkıntıları yaşamamak adına aile şirketlerinde gelecek nesle devir için değişim yönetimini bugünden iyi kurgulamak gerekiyor. Bu kapsamda;
Şirketin ana stratejisinin belirlenmesi ve yazılı hale getirilmesi, sistematik bir takip mekanizması oluşturulması, gelecek neslin kabiliyetlerinin geliştirilmesi, profesyonel yöneticilerin ekibe dahil edilmesi başlıklarında planlama yapılarak aile şirketlerinde değişim yönetimi daha etkin ve sürdürülebilir kılınmaktadır.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.