Belirtileri günlük hayatta sıklıkla göz ardı edilen sindirim sistemi hastalıkları, erken teşhisle birlikte tedavi edilmediği takdirde, başka rahatsızlıklara yol açabiliyor. Bunların başında reflü, huzursuz bağırsak sendromu, akalazya gelirken Prof. Dr. Salih Boğa bu hastalıkların en çok görülen belirtilerini ve tedavi yöntemlerini açıklıyor. 

Besinlerin vücutta parçalanarak kullanılmayan kısımların atılmasına kadar tüm işlevleri kapsayan sindirim sisteminde görülen hastalıklar birçok yöntemle teşhis edilebilirken, erken tanı konmayanlar ilerleyerek daha köklü rahatsızlıklara yol açabiliyor. Tedavi edilmedikleri durumda ise önüne geçilemez boyuta ulaşıyor. Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Salih Boğa ise sık görülen sindirim sistemi (gastroenterolojik) hastalıkları ve endoskopik tedavi yöntemlerini anlatarak erken teşhisin önemine dikkat çekiyor.

“Kolonoskopi taraması, kanser riskini ortadan kaldırıyor”

Farklı hastalıkların erken teşhis edilmesinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Salih Boğa, “Erken teşhis edilmeyen birçok sindirim hastalığı, tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Örneğin kolon polipleri, kalın bağırsakta oluşabilen küçük doku kümeleridir ve genellikle belirti vermezler. Ancak bazı büyük veya anormal polipler, rektal kanama, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik veya karın ağrısı gibi şikayetlere neden olabilirler. Bu nedenle 50 yaş ve üzerindeki kişilere, düzenli kolonoskopi taraması yaptırmalarını öneriyoruz. Kolonoskopi taraması, poliplerin erken teşhis edilmesini ve aynı kolonoskopi işlemi sırasında çıkarılmasını sağlıyor. Bu şekilde kansere dönüşme riski de ortadan kaldırılıyor” dedi. 

“Tedavi edilmeyen reflü, ciddi komplikasyonlara neden olabilir”

Dünya genelinde birçok kişide görülen reflü rahatsızlığının da ciddi komplikasyonlara neden olabileceğini belirten Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Salih Boğa, “Reflü, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sonucu meydana gelen bir rahatsızlıktır. Her ne kadar risksiz bir hastalık olarak görünse de gerekli tedavi yöntemleri uygulanmadığı takdirde yemek borusu kanserine kadar varan ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu tedavi yöntemleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlar etkili olabilirken; rahatsızlığın ilk aşamasında yanma hissi, mide ekşimesi, ağızda ekşi veya acı tat, yutma güçlüğü ve kronik öksürük gibi semptomlar görülebilir” ifadelerini kullandı. 

“EUS teknolojisiyle pankreas kanserinin erken teşhisi mümkün”

Pankreas hastalıklarının erken teşhis edilmesi halinde tedavi edilebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Salih Boğa, “Pankreasın endoskopik muayenesi için Endoskopik Ultrasonografi (EUS) kullanılır. EUS, sindirim sistemi organlarını ve çevresindeki dokuları ayrıntılı bir şekilde incelemeye yardımcı olan bir teknolojidir. Bu sayede pankreas kanseri veya kistler erken teşhis edilebilir, pankreas hastalıklarının risk değerlendirmesi yapılabilir ve tedaviye hızla başlanabilir” diyerek akalazya hastalığında kullanılan teknolojik araçları da şu sözlerle açıkladı: 

“Akalazya, yemek borusunun alt kısmında yer alan kasın gevşememesi ve sürekli kasılmış halde kalması sonucu yutma güçlüğüne neden olan bir durumdur. Bu hastalığın tedavisinde ise Peroral Endoskopik Myotomi (POEM) yöntemi kullanılır. POEM, hastaların yutma fonksiyonlarını geri kazanmalarına yardımcı olur. Ancak her rahatsızlıkta bu gibi dönüşleri almak mümkün değil. Örneğin huzursuz bağırsak sendromu, hayat kalitesini doğrudan etkiler ve tedavi için hastanın hikayesini derinlemesine öğrenmek gerekir.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın