Ebeveynler, çocuklarına erken yaşta matematiği sevdirmenin yollarını arıyor. Soyut kavramlardan oluşan matematik, doğru yöntem ve uygulamalarla anlatılmazsa, öğrenme güçlükleri oluşabiliyor. Eğitimciler, doğru metotlarla çocuklara matematiği erken yaşlarda sevdirmenin mümkün olduğunu belirtiyor.

Çocukların çevresinde gördüğü tutum ve matematik öğretimindeki eksiklikler, erken yaşlarda matematiğe karşı olumsuz algı oluşturabiliyor. Özellikle bu iki faktör bir araya geldiğinde, öğrencilerde matematikle ilgili korku ve negatif düşünceler pekişiyor. Ancak uzmanlara göre olumsuz algıları yıkmak ve çocuklara matematiği erken yaşlarda sevdirmek mümkün. Matematik hakkında farkındalık oluşturmak isteyen ve matematiği sevdirmek amacıyla yazılan “Dedektif Bay Matematik” kitabının yazarı Coşkun Bulut, çocuklara erken yaşta matematiği sevdirmenin çeşitli yöntemlerinin bulunduğunu, daha pozitif bir şekilde deneyimlendiğinde öğrencilerin gelecekte matematikte daha başarılı olduklarını belirtiyor.

Eğitimci Yazar Coşkun Bulut, matematiğin çocuklara erken yaşlarda kazandırılması gereken temel bir beceri olduğunu belirtirken, matematiği sevdirmenin ve sağlam temeller oluşturmanın en etkili yolunun, çocuklara somut örnekler ve oyunlar aracılığıyla yaklaşmak olduğunu ifade etti. Ayrıca, matematik eğitiminde kademeli bir yaklaşım benimsenmesinin önemine de dikkat çeken yazar, temel bilgilerden başlayarak daha karmaşık konulara doğru ilerlemenin, öğrencilerin matematik becerilerini güçlendirmelerine katkı sağlayacağını söyledi.

“Öğrenme sınıfla sınırlı olmamalı”

Çocuklara matematiğin hayatın bir parçası olduğunu ve yaşamı kolaylaştırdığını anlatmanın önemine değinen Coşkun Bulut, “Her gün kurduğumuz sofralarda kişi sayısının belirlenmesi, herkes için masaya getirilen kaşık ve çatalları onun hazırlaması veya hazırlanmasına yardımcı olmasının sağlanması, alışveriş sırasındaki minik işlemlere dahil edilmesi ile matematiğin temelleri sağlam ve eğlenceli bir şekilde atılabilir. Erken çocuklukta özellikle doğada vakit geçirilerek, dışarıda ve evimizde her zaman bulunabilen basit materyallerle de belli kavramlar anlatılabilir. Çeyrek, yarım, bütün gibi kavramların meyveler üzerinden anlatıldığına hepimiz şahit olmuşuzdur. Oyuncak arabalar, misketler, bebekler, abaküs veya fasulyelerle saymayı öğretebilir, deste düzine gruplandırmaları yaptırabilirsiniz. Çocuğunuzun ilgi duyduğu materyaller üzerinden bu uygulamaları çeşitlendirmek ve zenginleştirmek de mümkün” dedi.

“Kodlama çocukların ilgisini çekiyor”

Dünya değişiyor ve çocukların ilgi alanları da değişen dünyaya göre şekilleniyor.Eğitimci Yazar Coşkun Bulut, “Özellikle son yıllarda yazılım dünyasındaki gelişmeler çocuklara erken yaşta kodlama temellerinin atılması gerekliliğini de beraberinde getiriyor. Çağın değişen koşullarına çocuklarımızı hazırlamak için ilgi alanlarına göre ve zorlamadan kodlama içeren oyunlar oynatılabilir. Bulmaca, çok küçük yaşlar için bile geliştirilen etiket yapıştırılarak oluşturulmuş sudoku gibi uygulamalar, çocukların düşünme gücünü geliştirir, rakamları tanımalarına, eksik olanı 

fark etmelerine yarar. Daha da önemlisi, yalnızca matematik öğrenmelerini değil, hayatta karşılaşacağı problemlerin çözümü için de temel oluşturur” ifadelerini kullandı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın