Ankara’da tarım sektörü temsilcileri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında düzenlenen 2023 Yılı Tarımsal Üretici Temsilcileri İstişare Toplantısı’nda beklenti ve taleplerini anlatırken, dünyada gıda milliyetçiliğinin başladığı uyarısında bulundu.

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, toplantıda ilettikleri taleplere ilişkin ise açıklamada bulundu.

Buna göre Bayraktar, sürdürülebilir üretimin önemine vurgu yaparak, “Toplantıda yapısal sorunların ciddi maliyet getirdiğini ifade ettik. Türkiye dışarıya bağımlı bir üretim modeli ile üretim yapıyor, girdi maliyetlerimiz bu manada hızlı bir şekilde artıyor.

Bu üretime ciddi maliyet getiriyor. Sulama yatırımlarımız çok önemli. 2 milyon hektar arazimizi muhakkak sulamaya açmamız gerekiyor. Toprağın su ile buluşması gerektiğini ifade ettik. Bu manada 2 milyon sulanamayan arazimizin de sulamaya açılması gerektiğini önemini vurguladık. 61 dekar arazide üretim yapıyoruz; bu ekonomik üretim yapmamızı önlüyor, dolayısıyla da arazi toplulaştırılmasına da sağlıklı şekilde devam edilmesi gerekiyor. Üretim aşamasının da önemli olduğunu söyledik” dedi.

Sağlıklı tarım politikaları oluşturabilmesi için tarım envanterinin çıkarılması gerektiğini işaret eden Bayraktar, “2021 yılından beri tarım envanterini çıkarmıyoruz. 755 odamıza da buna katkı vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Sektörümüzde sürdürülebilir üretim için dikkat edilmesi gereken noktalara vurgu yaptık. En düşük maliyetli üretim sürdürülebilir üretim. Zaman zaman hayvancılığı örnek verdik; süt hayvanlarını 3-5 yılda bir kesip, dışarıdan 3-5 milyon hayvan getiriyoruz. Hem ithal maliyeti var hem zaman içinde tüketicimizi, ekonomimizi, üreticimizi zorluyor, zarar veriyor. Enflasyonu önleme adına üretici fiyatlarının da bu manada baskılamasının doğru olmadığını ifade ettik. Hasat zamanında ithalat yapılmasının da sürdürülebilir üretime zarar verdiğini de ifade ettik. Cumhurbaşkanı Yardımcımız gereken tedbirleri alacaklarını ifade etti” diye konuştu.

“Gıda milliyetçiliği başladı”

Bayraktar, iklim değişikliği ve kuraklığın tarıma yansımasına ilişkin de, “İklim değişikliği tarım sektörü önünde sürdürülebilir üretim noktasında en büyük engellerden biri. Bir tarafta küresel ısınma bir taraftan da pandemi sürecindeki olağanüstü şartlar dünyadaki birçok ülkeyi, büyük üreticiyi stok yapmaya itti. Yani gıda milliyetçiliği başladı. Dünyada gıda milliyetçiliğin başlaması ve büyük ülkelerin stok yapması da buna bağlı. Türkiye’nin Akdeniz havzasında; kuraklıktan etkileneceğimiz ve bununla ilgili tedbirleri almalıyız. İhtiyacımızı karşılayamadığımız, yeterlilik oranımızın düşük olduğu ürünleri yeterli hale gelmek, üretimi teşvik etmek çok önemli. İlkim değişikliği hem dünyadaki hem de Türkiye’deki üretimi etkileyecek. Bunun için tedbir alınması gerekir. Önlem alınmazsa, Allah muhafaza paranız olsa dahi gıdaya ulaşamazsınız” ifadelerini kullandı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın