Hepimiz; gıda, hava, su, enerji ve hammaddelerimiz için doğaya bağımlıyız. Ancak ne yazık ki bu denli muhtaç olduğumuz doğayı hızla yok ediyoruz.

“Dünya çapında her yıl 400 milyon ton plastik atık açığa çıkıyor. Çapı 5 mm’ye kadar olan bu küçük plastik parçacıkların yani mikroplastiklerin 19 – 23 milyon tonu; yiyeceklere, suya ve havaya karışarak, insan sağlığını ve biyoçeşitliliği tehdit ediyor. Hatta her bir insanın yılda 50 bin’den fazla plastik parçacığı tükettiği tahmin ediliyor. Bu durumla mücadelede biz sanayicilere önemli görevler düşüyor”diyen HIFYBER Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, 28 Temmuz Dünya Doğa Koruma Günü kapsamında yaptığı açıklamada atıkla mücadelede sanayinin rolüne ve yapılması gerekenlere dikkat çekti.

Doğa, soluduğumuz havadan içtiğimiz suya kadar hayatta kalmamız için gerekli olan temel ihtiyaçlarımızı sağlıyor. Ancak ne yazık ki doğayı, kendisini geri kazanabileceğinden daha hızlı kaybediyoruz. Bu durum hızla artan dünya nüfusu için; yetersiz gıda ve su, ekonomik kayıp ve tahminen bir milyon türün kitlesel yok oluşu anlamına geliyor. Eğer acilen harekete geçilmezse bu durumun insanlara ve gezegenimize önemli zararlar vermesi kaçınılmaz.

400 milyon ton plastik atık açığa çıkıyor

Sağlıklı bir çevrenin istikrarlı ve sağlıklı bir toplumun temeli olduğunu söyleyen HIFYBER Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, 28 Temmuz Dünya Doğa Koruma Günü kapsamında yaptığı açıklamadaatıkla mücadelede sanayinin rolüne veyapılması gerekenlere dikkat çekti:

“Dünya çapında her yıl 400 milyon ton plastik atık açığa çıkıyor. Çapı 5 mm’ye kadar olan bu küçük plastik parçacıkların yani mikroplastiklerin 19 – 23 milyon tonu; yiyeceklere, suya ve havaya karışarak, insan sağlığını ve biyoçeşitliliği tehdit ediyor. Hatta her bir insanın yılda 50 bin’den fazla plastik parçacığı tükettiği tahmin ediliyor. Bu durumla mücadelede biz sanayicilere de önemli görevler düşüyor. Ürettiğimiz ürünlerin doğada çözünebilir veya geri dönüştürülebilir olması gerekiyor. Çevreye duyarlı üretimin yanı sıra faaliyetlerimizin çevresel etkilerini de iyileştirmemiz gerekiyor. Çünkü sanayide kullanılan birçok ürünün hammaddesi olan petrol ve kömür, sera gazı emisyonlarının yüzde 75’inden fazlasını ve tüm karbondioksit emisyonlarının ise yaklaşık yüzde 90’ını oluşturuyor” dedi.

Pandemi plastik atık sorununu artırdı

Koronavirüs (Covid-19) salgınında bireysel tedbirlerin başında gelen maskelerin de dünyadaki plastik atık sorununu artırdığını söyleyen Ahmet Özbecetek, sözlerine şöyle devam etti:

Pandemi döneminde ve günümüzde birçok hastalıkla mücadelede yaygın olarak kullanılan maskelerin yüzde 90’ı uzun ömürlü plastik malzemelerden üretiliyor. Kullanım sonrası rastgele çevreye atılan bu maskeler, doğada 450 yıl kalarak; doğayı, canlıları ve insan yaşamını tehdit ediyor.

Doğada çözünebilir hammaddelerden üretim

HIFYBER olarak maskelerin çevresel bir tehdit oluşturmasını önlemek amacıyla geliştirdiğimiz “HF-BIO60 yüz maskesi filtrasyon katmanı” ile çevre dostu bir yaklaşım benimsiyoruz. EN13432 standardına uygun olarak kontrollü koşullar altında, yüksek teknoloji nanofiberlerle birlikte biyolojik olarak parçalanabilen ürünümüz ile maskelerin çevresel tehdit oluşturmasını önlüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Tüm süreçlerini “atıksız yaşam yeşil gelecek” mottosuyla yöneten HIFYBER, düşük karbon ekonomisine geçiş için 2030 yılına kadar faaliyetlerinden kaynaklı doğrudan emisyonları yüzde 60 azaltmayı hedefliyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın