Tahıl koridorunun durması ile buğday fiyatları yükselişe geçti. Çok iyi bir sezon geçiren Türkiye’deki üreticiler ise fiyat artışından memnun. İç piyasada sıkıntı beklemeyen üreticiler, un ihracatında ise rekor bekliyor.

dwturkce.com’dan AB, Türkiye ve Ortadoğu ekonomilerine odaklanan ekonomi muhabiri Aram Ekin Duran’ın haberine göre; Rusya’nın 17 Temmuz tarihinde tahıl koridoru anlaşmasından çekildiğini açıklaması sonrasında, küresel buğday fiyatları yükselişe geçti. Dünyanın her köşesinde temel gıdalar olarak sayılan ekmek ve makarna gibi unlu mamullerin başlıca hammaddesi olarak sayılan buğdaydaki fiyat artışı, gözleri dünyanın bir numaralı un ve iki numaralı makarna ihracatçısı konumunda olan Türkiye’ye çevirdi.

DW Türkçe’ye konuşan sektör temsilcilerine göre, küresel pazarlardaki fiyat artışı Türkiyeli üretici için kısa vadede fırsat yaratıyor. İç piyasada tahıl koridoru kaynaklı bir sıkıntı beklemeyen üreticilerde, un ihracatında ise rekor beklentisi hakim.

Anlaşma 1 yıl sürdü

Birleşmiş Milletler (BM), Rusya, Türkiye ve Ukrayna 22 Temmuz 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucu küresel gıda fiyatlarında yaşanabilecek sorunları engellemek amacıyla Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nı imzalamıştı.

Aradan geçen 1 yılın sonunda Rusya, 17 Temmuz itibariyle anlaşmadan çekildiğini duyurdu. Bunun üzerine yükselişe geçen buğday fiyatları, Rusya’nın Ukrayna’nın tahıl taşımacılığı altyapısına yönelik saldırıları ile yükselişini hızlandırdı. Bunun etkisi ile 21 Temmuz’da Avrupa borsalarında buğday fiyatları bir günde yüzde 8 arttı. ABD buğday vadeli işlemlerinde de yüzde 8,5’lik artış yaşandı.

“Rusya, koridoru daraltıyordu”

İsviçre merkezli Vivalon AG’nin Türkiye’deki iştiraklerinden olan ve Türkiye buğday tedariği pazarında yüzde 20 pay ile ilk sırada yer alan Taban Gıda’nın CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Rusya’nın zaten son 4 aydır koridordan geçen ürün miktarını düşürmeye çalıştığını söylüyor.

“Son seferde şirketimize yük almaya giden bir gemi Rus heyetinin denetimi yavaşlatması nedeniyle 57 gün Marmara’da denetim için bekletildi” diyen Hacıhaliloğlu, bu nedenle normal şartlarda 1 ayda tamamlanması gereken sevkiyatın 80 gün sürdüğüne işaret ediyor.

Dünya borsalarında özellikle buğday fiyatlarının son iki hafta içerisinde yaklaşık yüzde 20 arttığını dile getiren Hasan Hacıhaliloğlu, “Bunun yüzde 10’u son 2 ya da 3 günde geri alındı. Paraya erişimin zor olması, fiyatların bu seviyelerde kalmasının en büyük nedeni. Aynı olay para arzının bol olduğu bir dönemde yaşansaydı, tarımsal emtia fiyatları iki katına bile çıkabilirdi” diyor.

Un ihracatında dünya lideri

ABD Tarım Bakanlığı’nın son yayınladığı Mayıs 2023 tarihli verilere göre, Türkiye buğday üretiminde Almanya’nın ardından 11’inci sırada yer alıyor. Son 8 yılda buğday ekim alanları 8,6 milyon hektardan 7,2 milyon hektara düşen Türkiye’de, üretimde ise yükseliş yaşanıyor.

TÜİK verilerine göre, 2022 sonunda bir önceki yıla göre buğday üretimi yüzde 11,9 oranında artarak 19,8 milyon tona ulaştı. Yıllık ortalama 3 milyon ton un ihracatı ile dünyada lider olan Türkiye, 2022’de 1,5 milyar dolarlık un ihracatı ile rekor kırmıştı. 2023 sonunda ise 20 milyon tonluk üretim ve 2 milyar dolarlık ihracat hedefleniyor.

“Türkiye ihtiyacından fazla üretiyor”

Buğday fiyatlarındaki yükselişin Türkiye’de iç piyasa açısından bir sıkıntıya neden olmayacağını kaydeden Hacıhaliloğlu, “İhtiyacın üzerinde bir üretimimiz var. Son alınan kararlarla durum buğdayı ve mısır ihracatına başladık. Rusya’nın yaptığı gibi ihracata vergi koyma politikası da gündemde. Bu sayede ülkeye gelir sağlanırken, iç piyasa fiyatları da korunmuş olacaktır” diye konuşuyor.

Hacıhaliloğlu’na göre, küresel piyasalarda fiyatların arttığı bir dönemde, Türkiye’nin buğday, mısır ve ayçiçeği gibi stratejik ürünler konusunda arz sıkıntısı bulunmuyor.

“Çiftçinin ürünü değerlenecek”

Türkiye’de son dönemde buğday üretimini artırmak için özel sektörde ciddi bir hareketlilik gözleniyor. Zira küresel pazarlarda buğday fiyatlarının yükselmesi, Türkiye’deki üreticileri için bir fırsat yaratmış durumda.

Türkiye’nin buğday ve buğday bazlı ürünler alanında en büyük üç markasından biri olan ve Birleşmiş Milletler’in (BM) en büyük un tedarikçilerinden biri olan Doruk Un’un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürsel Erbap, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Rusya ve Ukrayna’nın karşılıklı saldırıları tahıl koridorunu sekteye uğratmış olduğu için ithal buğday fiyatları yükseliyor; bu Türkiye pazarında fiyatların yükselmesine, dolayısıyla Türk çiftçisinin ürününün değerlenmesine neden olacaktır” diyor.

“Uzun vadede kötü etkiler”

Küresel ölçekte fiyatlar artsa da dünya çapında bir kıtlık tehlikesi bulunmadığının altını çizen Erbap, şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“Kuzey Yarım Küre’deki hasadın 1-2 ay içerisinde tamamlanacağını varsayarsak geçmiş dönem stokları ile birlikte yeteri kadar buğdayın olduğunu görmekteyiz. Öt yandan Tahıl Koridoru mısır ve ayçiçek ile birlikte buğdayın da en çok ticaretinin gerçekleştiği bölgedir. Çok uzun dönem Ukrayna’dan bütün dünyaya ihracat gerçekleşmemesi, özellikle mısır fiyatlarında dolayısıyla tüm hammadde fiyatlarında ciddi artışlara sebep olacaktır. Rusya’nın bu tutumu yıllardır süregelen tedarik zincirini bozacaktır.”

Ekmeğe zam geldi

Bu arada son haftalarda Türkiye’nin pek çok ilinde ekmek fiyatları zamlanırken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Halk Ekmek ürünlerine de 28 Temmuz’dan geçerli olmak üzere zam yapıldı.

Buna göre en çok satılan 250 gramlık normal ve kepekli ekmeğin fiyatı 3 TL’den 5 TL’ye çıktı. Halk ekmek ürünlerine en son Ağustos 2022’de zam yapılan İstanbul’da fırınlarda satılan 200 gram normal ekmeğin fiyatı ise 7,5-8 TL arasında değişiyor.

“Fiyatlar olumsuz etkilenmez”

Türkiye’deki büyük pastane ve cafe zincirlerinin un tedarikçisi olan Konya merkezli Büyük Hekimoğulları’nın Yönetim Kurulu Üyesi Utku Hekimoğlu da, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, buğday ithalatının büyük bölümünü Rusya’dan yapan Türkiye’de tedarik sorunu yaşanmayacağını belirtiyor.

Bu yıl Türkiye’de 20 milyon tonluk bir buğday rekoltesi beklendiğini ifade eden Hekimoğlu, “TMO ve özel sektörün devir stoklarını da göz önünde bulundurduğumuzda, üretimiz kendi tüketimimizi rahatlıkla karşılayacak seviyede” diyor.

Türkiye’de 600 fabrikada 30 milyon ton un üretildiğine vurgu yapan Hekimoğlu, “İç tüketimin ise yaklaşık 12-13 milyon ton civarında olduğu biliniyor. Bu kadar atıl kapasitenin olduğu bir sektörde, rekabet ortamından dolayı fiyatların unlu mamul fiyatlarına aşırı etkisi olmaz diye düşünüyorum” diye konuşuyor.

Gıda enflasyonunda tablo olumsuz

Küresel buğday fiyatlarındaki artış, Türkiye pazarında ciddi bir endişe yaratmamış olsa da, genel olarak bakıldığında Türkiye gıda enflasyonu açısından zor bir dönemden geçiyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) açıkladığı Küresel Gıda Fiyat Endeksi’ne göre, Küresel Gıda Fiyat Endeksi son 15 ayda sadece bir kez yükselirken, Türkiye’de gıda fiyatları 34 aydan bu yana aralıksız artıyor.

TÜİK’e göre Türkiye’de gıda fiyatları son bir yılda yüzde 54 artış gösterirken, FAO’nun Küresel Gıda Fiyat Endeksi ise aynı dönemde yüzde 21 düştü.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın