İSO Meclisi toplantısına TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuk oldu 

Hisarcıklıoğlu: “İş dünyası için öngörülebilirlik ve geleceğe dair yol haritası önemli” 

İSO Yönetim Kurulu Başkan Erdal Bahçıvan, “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz ile İstanbul’da istişare etme fırsatı bulduğumuz yeni OVP’de en büyük beklentimiz, işverenden işçiye toplumun tüm kesimleriyle yapılacak olan istişarelerle enflasyonda kalıcı ve kesin çözümlerin oluşması. Öngörülebilirlik sorunlarını tekrar yaşamamak adına, tüm kesimlerin beklentilerini gözeten, kapsamlı, uzun vadeli ve kalıcı bir ekonomik programa olan ihtiyaç da sürüyor” dedi.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: “İş planları yapmak, önümüzü görmek ve böylece güven içinde ilerlemek için kamu tarafından ekonomiye ilişkin orta ve uzun vadeli planların kamuoyuyla paylaşılması önemlidir. İşte bu kapsamda da geçen hafta, Cumhurbaşkanı Yardımcımız sayın Cevdet Yılmaz ile bir araya geldik. Ekonominin yol haritası niteliğindeki ve eylül ayında açıklanması beklenen OVP’ye dair önerilerimizi ilettik.”          

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin temmuz ayı olağan toplantısı, “Sanayimizin ve Üretim Hayatımızın Sorunlarının Çözümünde Çatı Örgütümüz TOBB’un Rolü, Önemi ve Beklentilerimiz” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iş dünyası için her dönem olduğu gibi bu dönem de en önemli konunun öngörülebilirlik olduğunu belirterek şunları söyledi: “İş planları yapmak, önümüzü görmek ve böylece güven içinde ilerlemek için kamu tarafından ekonomiye ilişkin orta ve uzun vadeli planların kamuoyuyla paylaşılması önemlidir. İşte bu kapsamda da geçen hafta, Cumhurbaşkanı Yardımcımız sayın Cevdet Yılmaz ile bir araya geldik. Ekonominin yol haritası niteliğindeki ve eylül ayında açıklanması beklenen OVP’ye dair önerilerimizi ilettik. Elbette sanayimizin ayakta kalması ve büyümeye devam etmesi için, makro ekonomide istikrarın ve güvenin sağlanması ön şarttır. Yeni ekonomi yönetiminin bu yönde hareket ederek, para politikasında başlattığı normalleşme adımlarını memnuniyetle karşıladık.”

TOBB Başkanı, sözlerine şu şekilde devam etti: “Anadolu’yu sürekli dolaşan, firma ve sektörleri devamlı dinleyen birisi olarak şunu görüyorum ki; özellikle KOBİ kredilerinde yaşanan daralma, zincirleme etkiyle ülkenin ve sektörlerin tamamına olumsuz yansıyor. Buna dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye’nin önceliği mevcut üretim kapasitesini korumak olmalı. Ticari krediler aniden ve çok sert bir şekilde kesilmemeli. Reel sektörün finansmana erişim taleplerine toptancı bir şekilde olumsuz bakılmamalı. KDV sistemimiz de maalesef özel sektör için bir finansman sorunu haline gelmiştir. İndirilemeyen KDV’nin her yıl sonunda iadesi sağlanmalı, birikmiş-devreden KDV stokuna mahsup imkanı getirilmeli ve KDV iadesinde daha basit bir sisteme geçilerek iade süreçleri hızlandırılmalıdır. Gelir vergisi basamakları yeniden düzenlenmelidir. Enflasyon muhasebesi uygulamasına ivedilikle geçilmelidir.”

“Beklenti enflasyonu en önemli ekonomi gündemi adayı”

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da açılış konuşmasında, ekonomide daha istikrarlı, öngörülebilir ve yatırım dostu bir iktisadi iklim için ilgili tüm kesimlerin elini taşın altına koyması gereken kritik bir geçiş dönemine girildiğine dikkat çekti. Bununla birlikte kaynak arayışlarında klasik çözümlere başvurulduğunu, akaryakıt, KDV ve ÖTV gibi vasıtalı vergilerle kapatılmaya çalışılan bütçe açığının, yapılan zamlarla toplumu “beklenti enflasyonu” içine soktuğuna işaret eden Bahçıvan “Ekonomimiz açısından son derece kritik olan bu süreç, maalesef gerek sosyolojik gerek psikolojik açıdan önümüzdeki günlerin en önemli ekonomi gündemi olmaya adaydır. Enflasyon beklentilerinin dizginlenmesi, fiyatlama davranışlarında normalleşmenin sağlanması, cari açık ve risk priminin azaltılarak lira üzerindeki baskının hafifletilmesi kritik hususlar haline geldi. Kamu kesiminin gelir yaratıcı önlemlerin yanı sıra geniş kapsamlı, acil bir tasarruf paketi açıklaması gerekiyor. Böylesi bir adım, üretkenlik artışına dayalı, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyümenin temeli olan etkin kaynak tahsisi için de güçlü bir başlangıç olabilir. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz ile İstanbul’da istişare etme fırsatını bulduğumuz yeni OVP’de, işverenden işçi kesimine, sanayiciden akademisyenlere toplumun tüm kesimleriyle yapılacak olan istişarelerle enflasyonla ilgili kalıcı ve kesin çözümlerin oluşması en büyük beklentimiz. Öngörülebilirlik sorunlarını da tekrar yaşamamak adına, tüm kesimlerin beklentilerini gözeten, kapsamlı ve uzun vadeli ve kalıcı bir ekonomik program ihtiyacının sürdüğü kanaatindeyim. Zira, ekonomi politikalarında tutarlılık ve devamlılığın makro finansal istikrar açısından taşıdığı önem hepimizin malumu. Bu bağlamda Türkiye’nin çok kısa aralıklarla ekonomik model değiştiren bir ülke görüntüsünden de artık uzaklaşması gerekiyor” dedi.

“Reeskont kredilerinde KOBİ payının artacak olması sevindirici”

Piyasalarda giderek artan ciddi nakit ihtiyacının durgunluk işareti verdiğini ve enflasyonla durgunluğun iç içe savaştığı ve mücadele içerisinde olduğu bir döneme yol açacağını belirten Bahçıvan, bu dönemi reel sektörün en az yara ile atlatması için özel finansman modelleriyle desteklenmesi gerektiğini söyledi. İSO Başkanı, bu kapsamda Merkez Bankası’nın açıkladığı seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararlarında ihracat ve yatırım kredilerine yönelik pozitif ayrımcılık yapılmasını ve reeskont kredilerinde KOBİ payının arttırılacağının açıklanmasını sevindirici bulduklarını dile getirdi. Bahçıvan “Yine Eximbank’ın ve yatırıma dönük kredilerin önünün açılmasına dair gerek Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Yılmaz gerekse Maliye Bakanımız Sayın Şimşek’in açıklamaları da en azından bu zorlu dönemde üretim hayatımızın ve yatırımlarımızın sürdürülebilmesi konusunda bizim için en önemli umut kaynağıdır” dedi.

“Nitelikli işgücünü temin etmek çok güç”

Ekonomide kaliteli büyümeyi destekleyen en önemli unsurlardan olan eğitim ve çalışma hayatı politikalarına da değinen Bahçıvan “Sanayimizin katma değeri yüksek ürünleri üretmek için gereken iyi eğitimli, nitelikli işgücünü temin etmekte güçlük çekiyoruz. Genç bir nüfusa sahip ve en büyük zenginliği beşeri sermayesi olan ülkemizde, bu sermayemizin eğitimi ve geleceğe hazırlanması noktasında maalesef iyi işaretler yok. Üç milyonun üzerinde gencimizin girdiği üniversite sınav sonuçları üzücü. ÖSYM’nin yaptığı açıklamaya göre; 2023-Temel Yeterlilik Testinde doğru cevap sayısı ortalamalarına baktığımızda; gençlerimizin 40 temel matematik testinde 8 doğru yanıt ve 20 fen bilimleri testinde 3,5 doğru yanıt verebildikleri açıklandı.  Bu tablonun hazinliği, eğitim planlamasının ve özellikle üniversite noktasına getirdiğimiz öğrencilerimizle ilgili gerçeklerin bir kere daha gözden geçirilmesi ihtiyacını net bir şekilde ortaya koyuyor. Dijitalleşme, yapay zeka, robotik teknolojiler ve yeşil dönüşüm, sanayi sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücü tanımını da dönüştürmekte. Geleceğin eğitim ihtiyaçları okul öncesinden yüksek öğrenime kadar net ve kapsayıcı bir şekilde belirlenmeli, eğitim planlaması buna göre yapılmalı” diye konuştu.

 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın