Boğaz’daki eşsiz konumu, ihtişamlı mimarisi, zengin tarihi ve benzersiz güzelliğiyle şehrin en önemli simgelerinden biri olan Çırağan Palace Kempinski İstanbul, otel bölümünde gerçekleştirdiği kapsamlı yenilenme projesinin ardından, tarihi dokularının modern zarafetle birleşiminin hakimiyetinde yepyeni bir döneme adım attı.

Görkemli asaleti ve benzersiz lokasyonuyla dünyanın dört bir yanından seçkin seyahat severlerin vazgeçilmez adresi olan Çırağan Palace Kempinski İstanbul; otel binasındaki yenilenme çalışmalarının ardından, misafirlerini geçmiş ve gelecek arasında heyecan verici bir yolculuğa davet ediyor. Her detayı Çırağan Sarayı’nın tarihi ve dönem mimarisinden ilham alınarak yeniden tasarlanan otel girişi, lobi, odalar, süitler ve iki yeni restoran, hayranlık uyandıran stilleriyle adeta zamana meydan okuyor.

Çırağan Palace Kempinski İstanbul, Toner Mimarlık ve Osmanlı Sanatı Uzmanı Serdar Gülgün’ün özgün yorumuyla yeniden ışıldayarak zamansız bir kimliğe bürünüyor.

Avrupa’nın en köklü lüks otel grubu Kempinski yönetimindeki Çırağan Palace Kempinski İstanbul, otel binasının tamamında gerçekleştirdiği şiirsel bir dönüşümle daha da etkileyici bir görünüme kavuşuyor. Yenilenen otel girişi, lobisi, odalar, süitler ve iki yeni restoran ile Osmanlı sanatına dair en zarif ve ihtişamlı detaylar, tarihi dokunun çağdaş bakış açısıyla kusursuz bir birlikteliği vurguluyor. Yenilikçi bir tarzın hakimiyetindeki klasik tasarım ögeleri, otele adım atıldığı andan itibaren her köşede farklı bir hikâyeyi anımsatarak geçmişin özgün kesitlerini ölümsüzleştiriyor. Yenilenen otel bölümünün zarifçe tasarlanmış giriş kısmı; Saray bahçelerinden izler taşıyor. Kafes örgülü sütunlar, kubbe şeklindeki tavan, özel tasarım avizeler, Topkapı Sarayı’nın bahçesinden ilham alınarak podima çakıl taşlarıyla döşenmiş zemin ve mermer süs havuzu eşsiz bir bütünlük yaratıyor. Bordo tonlarının ihtişamıyla buluşan görkemli lobi; 16. ve 17. İznik çinilerinden ilhamla hazırlanan İznik seramikleri, Murano avizelerden esinlenmiş gösterişli avizeler, çok geniş saray salonlarının merkezinde sıkça görülen, üzerinde Çırağan Sarayı’nın tarihine gönderme yapan ve aynı zamanda bilgeliği ve uzun ömrü temsil eden kaplumbağa figürlerinin bulunduğu sekizgen oturma grubu ve çok daha fazla görkemli parça bir araya geliyor.

Yenilenen otel odaları ve süitlerinde Osmanlı’nın geleneksel ihtişamı dikkat çekiyor.

Osmanlı Sanatı Uzmanı Serdar Gülgün’ün yaratıcı ve estetik dokunuşlarıyla Osmanlı mirasının modernize edilmiş halini yansıtan oda ve süitlerde, nadide dekoratif objeler zarif ihtişamı ve özgün inceliğiyle öne çıkıyor. Gösterişli Osmanlı çadırlarından ilhamla tasarlanmış çizgili koridorlar, çintemani, lale ve Osmanlı sanatında kullanılan desenli kumaşlarla bezeli özel yatak başlıkları, sedef işlemeli mobilyalar, ebru sanatından esinlenmiş koltuklar, köklü Türk hamamı geleneğine atıfta bulunan mermer banyolar ve daha birçok katmanlı hikâye barındıran tasarım detayları, yenilenmiş oda ve süitlerde Çırağan Sarayı’nın benzersiz asaletini mükemmel bir şekilde tamamlıyor. Otel binasında yer alan en üst düzey süit de kendine has kumaşları, benzersiz mobilya ve aksesuarları, içerisinde hamamı olan banyosu, eski bir Boğaziçi gravüründen yapılmış özel duvar kâğıdının hareket kazandırdığı yemek odası kısmı ve Boğaz’a hâkim geniş balkonları ile benzersiz bir konaklama deneyimi sunuyor.

Yepyeni iki restoran misafirleri eşsiz bir gastronomi deneyimine davet ediyor.

Otel binasında konumlanan iki yeni restoran, tasarımlarının yanı sıra menü ve servis stilleriyle de beğeni topluyor.

Şef restoranı konseptinde hizmet veren Akdeniz by Esra Muslu, Akdeniz mutfağına ait özgün teması ile Çırağan Palace Kempinski İstanbul’da lezzet tutkunlarını ağırlıyor. Londra’da benzersiz Türk lezzetlerini tanıttığı restoranıyla Michelin denetçilerinin favori mekanlar listesine adını yazdıran Esra Muslu’nun başarılı kariyeri, kıtaları aşmış yeteneği ve gustosu, Akdeniz by Esra Muslu’ya has lezzetlerin ve restoran kimliğinin belirleyici faktörlerini oluşturuyor. Türkiye’nin en başarılı kadın şeflerinden Muslu; ülkesinin geleneklerini yaşatırken, bir yandan da onları Akdeniz dokunuşlarıyla Çırağan Sarayı için yorumluyor. Bir mekândan diğer bir mekâna geçme hissini yaşatan modüler sistemde kurgulanmış geniş bir oturum alanına sahip restoranda; paylaşımlı olarak hazırlanan, odun ateşinde pişirilen enfes lezzetlere Akdeniz temalı benzersiz bir dekorasyon, Çırağan Sarayı’nın yemyeşil bahçeleri ve İstanbul Boğazı’nın büyüleyici manzarası eşlik ediyor. Restoranın giriş bölümünde, yeşil tonlarının hâkim olduğu kütüphane ve bekleme bölümü sıcak ve rahat ortamıyla konukları karşılıyor. Hemen ardındaki alanda ise Akdeniz’e özgü pek çok ağacın resmedildiği özel duvar kağıtlarıyla kaplı paravanlar, cıvıl cıvıl bir Akdeniz bahçesini andırıyor. Oturma bölümündeki mavi, beyaz ve kırmızı ağırlıklı mobilya döşemeleri ve detaylar, Osmanlı çinilerden referans almış dev küpler ve zarif vazolarla beraber Akdeniz’in canlılığını eksiksiz yansıtıyor. Göz alıcı tasarımı ve samimi konsepti ile restoran, konuklarını benzersiz bir ziyafet şölenine davet ediyor.

Gösterişli ambiyansı, servis stili ve menüsüyle şehrin en gözde lezzet duraklarından Gazebo ise yeni tasarımında Osmanlı bahçe sanatını günümüze uyarlıyor. Boğaz’a nazır harika bir bahçeye açılan mekânın içi de doğal güzellikleri barındırıyor ve Osmanlı’da bahçelerin dört simetrik parçaya ayrılmasıyla meydana gelen peyzaj planına uygun biçimde, şahane bir saray bahçesi konseptine bürünüyor. Merkezindeki süs havuzu ve üzerine asılı, Osmanlı kemerlerinden ilhamla stilize edilmiş devasa bir kafesle tarihi dokusu pekiştirilen Gazebo’nun dört köşesini, dört ayrı kare oturma grubu dolduruyor. Oturma grupları, Osmanlı sanatının üzerine kurulu olduğu söylenen gül, lale, karanfil ve sümbül çiçeklerinin zarafetini yansıtıyor. Doğayı çağrıştıran tonlar; sandalye, koltuk ve yastık gibi dekoratif unsurlarda kendini gösterirken, iç açıcı bir harmoniye imza atıyor. Yüksek tavanlı şık ve ferah atmosferinde leziz sandviçler, alakart kahvaltı servisi, salatalar, hafif atıştırmalıklar, enfes beş çayı lezzetleri, birbirinden özel içecekler ve çok daha fazlasını sunan Gazebo; yepyeni ambiyansında lüks, lezzet, zarafet ve konfor üçgeninin en nitelikli halini konuklarıyla buluşturmaya devam ediyor.

Ralph Radtke: “Sofistike bir stili, Çırağan Sarayı’nın tarihinden esinlenerek benzersiz bir ahenk içinde harmanladığımız yepyeni bir döneme adım attık.”

Çırağan Palace Kempinski İstanbul Genel Müdürü ve Kempinski Residences Türkiye Bölge Direktörü Ralph Radtke, “Benzersiz bir lüks deneyimine ev sahipliği yapan Çırağan Palace Kempinski’de konuklarımıza yenilenen otel odalarımız, süitlerimiz, lobimiz, otel girişimiz ve restoranlarımızla gerçek bir sarayda vakit geçirmenin hissini yaşatacağız. Türk misafirperverliğinin en sofistike halini, Çırağan Sarayı’nın tarihinden esinlenen eşsiz bir lüks ile buluşturduğumuz Çırağan Palace Kempinski’de, dünyanın dört bir yanından gelen seçkin konuklarımızı ağırlamaktan memnuniyet duyacağız,” diyor ve ekliyor: “Çırağan Palace Kempinski İstanbul, destinasyon tanıtımını her zaman önceliğinde tutmuş, Türk misafirperverliği ve İstanbul’u en iyi şekilde tanıtmış, dünya çapında bilinen, ödüllü bir otel. Burada bir tarih yazıldı. Biz de yeni dönemde geçmişin izlerini yarına taşıyor ve alışılagelmiş lüksün ötesinde bir hizmet sunuyoruz.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın