Başkan Altuğ “Çevreyi korumak” anlayışından, “Sürdürülebilir Çevre” bilincine geçtiğimiz bir dönemdeyiz”
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası, Yeşil Akademi Platformu, Sakarya Üniversitesi ve Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesinin iş birliğinde İklim Değişikliği, Sürdürülebilirlik ve Yeşil Dönüşüm Semineri gerçekleştirildi.
SATSO Hizmet Binasında Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ ve Yeşil Mutabakat Komisyonu Başkanı Ömer Hürriyet ile Komisyon Üyelerinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen seminerde Yeşil Akademi Platformu Kurucuları Prof. Dr. Rana Atabay Kuşçu, Prof. Dr. Esra Yüksel Acı ve Dr. Öğr. Üyesi Funda Sezgin’in sunumlarıyla Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat süreci ve Türkiye’nin rolü, karbon salınımı, sürdürülebilir üretim ve tüketim başta olmak üzere birçok konuda ayrıntılı bilgiler paylaşıldı.
Katılımcıları selamlayan SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, SATSO’nun yeşil dönüşüm konusunda sorumluluk sahibi ve bilinçli olduğunu, Avrupa Yeşil Mutabakatı konusunda da üyelerini hazırladığına dikkat çekerek
“Çevreyi korumak” anlayışından “sürdürülebilir çevre” bilincine geçtiğimiz bir dönemdeyiz. Çevreyi insanlardan korumak yerine insanlık ekosisteminin en önemli unsuru noktasına getirmek uzun bir sürecin neticesi, ancak devamlılığı olması gereken de bir konudur.
Çünkü bugün çevremize sahip çıkmamız, geleceğimizi kazanmanın ön koşullarından biridir. Bu anlayışı derinleştirerek kaynaklarımızı sadece insanlığın faydasına değil, dünyanın yaşanabilir bir yer olarak devam etmesi için kullanmaya devam etmeliyiz. Bizler Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası olarak sürdürülebilir bir çevre bilinci için üstümüze düşeni yapıyoruz. Bünyesinde “çevre ve şehircilik komisyonu” bulunduran sayılı odalardanız. Avrupa yeşil mutabakatı süreci içinde bünyesinde “yeşil mutabakat komisyonu” oluşturan ilk odadır. Yeşil mutabakat süreci, hem üreticiler hem de dünyamız için çok önemli. Bu çalışmalara altlık hazırlamak adına kampüsümüzde çatılarımıza GES projesini başlattık, Odamızın karbon ayak izi ölçümünü yaptırdık, SATSO hatıra ormanı oluşturduk, dikeceğimiz ağaçlarla yaklaşık 200 ton karbondioksit salınımını da engelleyeceğiz. Elektrikli şarj istasyonu kurduk, SUBÜ ile yeşil mutabakat elçileri staj programı protokolünü imzaladık. Değerli katılımcılar sözlerime son verirken şunu unutmayalım, doğa; insan olmadan da yaşar, ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz. Bu yüzden böyle toplantıda bir arada olmak çok kıymetli. Bugün burada olanlar yani sizler, bireysel bir geleceğin değil, toplumsal yaşamın sürekliliğinin kaygısını taşıyan bunları dert edinen bir insanlarsınız. Hepinize katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Başkan Altuğ’un açılış konuşmasından sonra sunumlara geçildi. Yeşil Akademi Platformu Kurucusu Prof. Dr. Esra Yüksel Acı; “Artık sürdürülebilir yeşil ve kapsayıcı kalkınmayı benimsemek zorundayız. Bu konuda kapsayıcı kalkınma anlayışıyla birtakım uluslararası sözleşmeler hayata geçti. Küresel ısınma basit bir cümle gibi anlatılıyor ancak gıda krizine, su krizine ve iklim göçlerine sebebiyet veriyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2023 araştırmasında insanların 10 yıl içerisinde dünyayı en çok bekleyen 10 risk sorusuna cevabında ilk 3 sıra doğrudan olarak iklim değişikliği ile ilgili. Geçtiğimiz yıl Avrupa’da 20 bin kişi sıcaklığa ve buna bağlı nedenlerle ölmüş. Şey var, sağlık bozulması var, zihinsel olarak da var. Bu iklim değişikliğiyle birlikte altyapı çöküyor ve doğanın dengesi değişiyor. Dünya turizmi 2050 yılına doğru gidildiğinde kuzey ülkeleri kayacak. Antalya’nın iklimi Samsun’da yaşanacak. Küresel ısınma kendini ilk 1850’lerde başlayan ve ikinci dünya savaşından sonra hızlanan sanayi devrimi ve fosil yakıtların kullanımıyla göstermeye başladı. Dünyanın yıllık ortalama 42 milyar tonluk karbon emisyon salınımı var. Bunu engellemek için üretimde doğrusal ekonomi mantığına geçmek gerekiyor. Tüketimi azaltıp ihtiyacımız olmayanı almamayı öğrenmeliyiz. İklim değişikliği sadece sıcaklık değil beraberinde zincirleme birçok sorunu beraberinde getirecek. Kapsayıcı ve adil bir yaşamı mümkün kılmak zorundayız. Günlük rutinlerimizi değiştirerek sürdürülebilir bir yaşantı benimsemeliyiz. Daha öngörülebilir ve daha üretken doğa dostu teknolojiyle yeşili bağdaştıran ekonomi modellerini devreye sokmalıyız.” dedi.
Yeşil Akademi Platformu Kurucusu Prof. Dr. Rana Atabay Kuşçu; “Bu zamana kadar yaşanan yok oluşların hepsi doğal yollarla oldu ancak bugün bizim kendi elimizde yok ettiğimiz bir dünya var. Küresel ısınma dünyayı tehdit eden en büyük problemlerin başında geliyor. Bu konuda da gündemde olan Avrupa Yeşil Mutabakatı süreci var. Şu ana kada4 Türkiye dahil 75 ülke sıfır hedef için yıl belirtmişler ve Türkiye’de 2053 yılında net sıfır emisyon olacağını söyledi. Karbon salınımını sıfırlamak imkansız gibi ancak karbon nötr, karbon sıfır, karbon negatif gibi kavramlar çıktı. Dünyanın en büyük ekonomik bloğu olan Avrupa Birliği bir adım attı ancak diğer ülkelerin de bu konuda çalışmaları mevcut. Türkiye olarak ekonomik anlamda en büyük işbirlikçimiz olan Avrupa kıtası bizler için daha bir önem arz ediyor. Şu anda enerji verimliliği ve yenilebilir enerji dünyanın en öncelikli konusu ve yatırıma çok açık. Ülke olarak önümüzde ciddi bir yol var. Kendimizi geliştirip karbon salınımını her geçen gün daha da azaltmamız gerekiyor. 2038 karbon salınımında pik yılımız olacak. Ondan sonra %41 oranında düşüreceğiz ve bunu taahhüt ettik. Avrupa Birliği ticari anlamda gözden çıkarabileceğimiz bir durumda değil bu nedenle bu sürece iyi hazırlanmak iş dünyası ve ülke için çok önemli. Biz de onlar için önemli bir ticaret ortağıyız ve biz zarar görürsek onlar da görebilir. Avrupa Birliği açısından Türkiye ne kadar vazgeçilmez ise Türkiye açısından da Avrupa Birliği ticareti o kadar vazgeçilmezdir.” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Funda Sezgin, “Avrupa yeşil mutabakatı sonrasında ciddi bir finansman ihtiyacı ortaya çıktı. Gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeler karbon salınımlarını kısıtlayacaklar ancak bunun için finansman desteği talep ediyorlar. Firmaların dönüşümü için birçok yeşil finansman paketi ortaya çıkıyor. Ekonomik sistemin finansal sistemin en büyük yapı taşı bankalar daha sonra da sermaye piyasalarıdır. 2018 sonrasına bakıldığında yeşil kredi miktarı 2018 öncesine göre Türkiye’de %64 artmış. Mesela yeşil ev ve ekipman kredileri şimdi bu dönüşümde akıllı binalar, yeşil binalar gerçekten hayatımız için çok önemli. 2010-2017 yılları arasında da bütün bu 11 yatırım bankasıyla birlikte tüm bu yeşil projelere kaynak ayrıldığını görüyoruz. Özellikle bu dönem arasındaki bundan sonra da yatırım bankaları destek sağlayacaktır ancak Türkiye’de henüz yeşil yatırım bankası yok fakat bir süre sonra mutlaka olacaktır. Yeşil Tahvil uygulamaları da hayata geçti. Bu yeşil tahviller piyasa geliştikçe şekillenecektir. Yeşil dönüşüm için finans dünyası kendini hazırlıyor. Fonlar devreye alınıyor.” dedi.
Etkinliğin sonunda Yeşil Akademi Platformu kurucusu 3 konuşmacı adına günün anlamına yönelik SATSO Hatıra Ormanına ekilen fidanların sertifikası takdim edildi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.