İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürü Barış Yıldırım, katıldığı Radyo Trafik canlı yayınında, üzerinde çalıştıkları hareketli orta refüj projesinden bahsetti. Yıldırım projenin ilk olarak Bakırköy Sahil Yolu, Uzunçayır -Bostancı ve Tuzla -Kartal kavşakları arasında hayata geçeceğini belirtti.
İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürü Barış Yıldırım, hareketli orta refüj projesi üzerinde çalıştıklarını da anlattı ve projeye dair şu detayları verdi:
“Trafiğin yoğun olduğu saatlerde belli yönlere göre bir şeridi karşı yöne vermekten bahsediyorum aslında. Yani örneğin bununla alakalı donanımlı araçlar var. Proje şu an çalışma aşamasında ama bu aracı temin edip İstanbul’da belirlediğimiz üç nokta var. Burada çalışmasını yapabileceğimizi düşünüyoruz. Bunlardan birisi Bakırköy sahil yolu… Sabah ve akşam trafiğine göre bir şeridin karşı yöne verilmesinden bahsediyorum. Uzunçayır Kavşağı-Bostancı Kavşağı arası mesafe ve Tuzla Kavşağı ile Kartal kavşağı arası gene D100 hattındaki bu mesafelerin bu çalışma kapsamına alınmasını planlıyoruz. Güzel bir çalışma olacağını düşünüyorum. İstanbul trafiğine iyi bir dokunuş olacaktır diye tahmin ediyorum.”
İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürü Barış Yıldırım, Radyo Trafik’te yayınlanan “Kent ve Ulaşım” programına konuk oldu.
TOPLU ULAŞIMA TEŞVİK
Yıldırım, göreve başladığında arkadaşlarına “Ne olursa olsun bizim amacımız İstanbul trafiğini çözmek!” dediğini anlattı. Yıldırım, “Hayal kurduğumu iddia edenler oldu ama hâlâ bu amacı taşıyorum sonuna kadar.” ifadelerini kullandı. Yıldırım, İstanbul trafiğindeki aşırı yoğunluğun “biraz” özel araç kullanımına bağlı olduğunu söylerken, sözlerine şöyle devam etti:
“Sağlıklı bir toplu ulaşım sistemi oluşturmak adına belediyemizin çalışmaları var. Biliyorsunuz 10 tane metro inşaatı aynı anda devam ediyor. Ciddi bir raylı sistem yatırımı var. Toplu ulaşımın ciddi şekilde sübvanse edilmesi durumu söz konusu. Hani bizim gördüğümüz bilet ücretleri, işte ulaşım ücretlerinin bir o kadar daha en az sübvanse edildiğini söyleyebilirim. Bunların tamamı toplu ulaşıma teşvik amacı taşıyor. Özel araç kullanımını azaltmaya yönelik adımlar. Bu konuda başarılı olmamız lazım. Tabii bazı etkenler oldu özel araç kullanımını arttıran. İşte Kovid-19 dediğimiz 2019 yılı sonu itibarıyla hayatımıza giren 2020 yılından beri de ciddi şekilde olumsuzluklara yol açan bir durum. Tüm dünyada bunun farklı etkileri oldu tabii. TÜİK verilerine bakarsanız pandemi döneminde özel araç satışları normal döneme göre %100’ün üstünde bir artış gösterdi. Dolayısıyla her gün 300-400 araç katılan İstanbul trafiğine belki 600-700 araç, belki daha fazla araç katılmaya başladı. Dolayısıyla bunun da trafiğe olumsuz bir etkisi söz konusu oldu.”
“KADEMELİ MESAİ UYGULAMASI ÇOK BAŞARILI OLAMADI”
İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürü Barış Yıldırım, zaman zaman trafik yoğunluğuna çözüm için gündeme getirilen “kademeli mesai” sistemi için de şu yorumlarda bulundu: “Bununla alakalı çok ciddi bir çalışma yaptık. Hatta Valilik makamına da sunuldu birkaç sene kadar evvel, özellikle pandemide bu ciddi gündem oldu. Biliyorsunuz toplu taşıma araçlarına belli sayıda insanlar alınıyordu. Fakat çok başarılı olamadı. Belediye bunun sadece teknik çalışmasını yapabilir, diğeri talimat olması gerekir ya da işte mevzuat düzenlemeleri gerektirir. Özel sektör işin içine girdiği için devlet okullarından ziyade bunu çok başarılı sonuçlara eviremedik diyebilirim.”
“FİNANS MERKEZİ TAMAMLANDIĞINDA NE YAPACAĞIMIZI BİLMİYORUM”
İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürü Barış Yıldırım, İstanbul’daki nüfus artışına da dikkati çekerek “Biz artık bu şehri cazibe merkezi yapmamalıyız diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı. Ataşehir’de inşası süren ve geçtiğimiz haftalarda ilk etabı açılan İstanbul Finans Merkezi’ne dikkati çeken Yıldırım, proje tamamlandığında o bölgede ne yapacaklarını bilmediklerini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Tamamen oraya geldiğinde ne yapacağımızı bilmiyorum o bölgede inanın. Yani aylardır üstüne çalışıyoruz. Zaten çok ciddi trafik yoğunluğu olan bir alan. O da oraya geldiğinde nasıl bir çözüm bulacağımızı inanın bilemiyorum. Yani şu anda muhtemelen şey yapmak lazım, yani bölgeyi yıkıp yeniden inşa etmek lazım. Çünkü işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Kaldı ki buna benzer farklı şeyler de var. Yani bunu tamamen siyasi bir söylemden uzak olarak ifade etmek istiyorum, Kanal İstanbul projesi… Eğer bu gerçekleşirse şehrin nüfusunun 30.000.000 olacağı iddia ediliyor. Bu şehir halihazırda mevcut nüfusunu kaldıramaz iken böyle bir nüfusu kaldırabilmesi çok mümkün değil. Dolayısıyla cazibe merkezlerini belki Türkiye’nin farklı yerlerine yaymalıyız. Yani dünya örneklerine baktığımızda nüfusu bir milyondan fazla olan gelişmiş ülkelerde kaç tane şehir vardır? Çok azdır herhalde. Yani Avrupa’da üç-beşin üstüne çıkmaz, Amerika’da hakeza oransal olarak çok daha azdır. Bu şehir planlamalarına, kent planlamalarına biraz daha hassas davranmalıyız.”
“ZAM YAPMAK İSTEMEYİZ AMA MECBUR KALIYORUZ”
Toplu ulaşım ücretlerine dair de yorumda bulunan İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürü Yıldırım, belediyenin önemli oranda sübvansiyona gittiğini belirterek şu bilgileri paylaştı: “Aslında buna birazcık bütüncül bakmak gerekiyor. Vatandaşlarımız çok haklı. Gelirin çok az olduğu, yani kişi başına düşen gelirin çok az olduğu bir sistemimiz var maalesef. Zor şartlarda çalışıyoruz ve insanlar aldıkları 3 kuruş maaşı da ulaşıma harcasın istemeyiz. Dolayısıyla bu ücret düzenlemeleri ya da hadi zam diyeyim, kaçak dövüşmeyelim, zam yapmayı istemeyiz bizler de fakat bazen mecbur kalıyoruz. Çünkü sübvansiyon rakamları 2023 yılı için size bir rakam söyleyeyim. Yani belediyenin konsolide bütçesi yanılmıyorsam 100 milyar lira civarı. Bunun 15-20 milyarı sadece sübvansiyona gidiyor. Bakın ulaşım yatırımlarının haricinde… Yani siz otobüse biniyorsunuz, sizden alınan rakam kadar biz de harcama yapıyoruz. Öyle düşünebilirsiniz bunu. Zaten toplu ulaşıma teşvik etmek için de bunu yapmak zorundayız. Belki şöyle bir yöntem güzel olur. Tabii bu belediyelere sübvansiyon yapma yetkisi verilmiş. Merkezi yönetimin desteklediği bir sistem olmalı, bütçesel olarak bahsediyorum. Örneğin 65 yaş üstü vatandaşlar ücretsiz kullanım yapıyor, ücretsiz olarak ulaşımdan faydalanıyorlar ya da dezavantajlı bireyler faydalanıyorlar. Bununla alakalı bakanlığın, merkezi yönetimin araç başına ödemiş olduğu rakamlar var. Çok komik… Yani işte bir araç başına, otobüs başına yanılmıyorsam bin 700 ya da bin 900 civarı bir rakamdı. Net rakamlar söylemek istemiyorum, yanıltıcı olmamak için. Fakat merkezi yönetimin aldığı kararlar sonucu bu ulaşımlarının bir otobüse maliyeti 20 binlerin üstünde. Şimdi siz vatandaşa, yani daha doğrusu taşımacıya 20-25 bin liralık ücretsiz taşıma yaptırıyorsunuz. Bunun karşılığında 1.500-2.000 TL para ödüyorsunuz. Aradaki makası bu sefer belediye olarak biz kapatmak zorunda kalıyoruz.”
“HERKES SOKAĞINDA KASİS OLSUN İSTİYOR”
İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürü Barış Yıldırım, hız kesici kasisler ile ilgili daha önce bir standardın genel mevzuatta olmadığını, UKOME kararıyla kendi dönemlerinde birkaç yıl önce bir standart belirlediklerini açıkladı. Yıldırım, kendilerine gelen taleplerin %80’nini hız kesici kasislerin oluşturduğunu da söylerken sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok fazla istek var. Herkes sokağında bir şekilde kasis olsun istiyor ya da işte sitenin çıkışında, hareket ettiği yerde, çocuklarının oynadığı yerde kasis olsun istiyor insanlar ya da hayvanlara araçların çarptığı noktalarda kasis olsun istiyorlar. Dünyaya baktığınızda kasis görebileceğiniz yer sayısı çok az. Aslında trafik kurallarına uymamız gerekiyor bizim fakat o kadar çok talep geldi ki bir standart oluşturma gereği duyduk. Talep edilen her yere değil ama okul, park, cami gibi alanlarda kasis taleplerine cevap veriyoruz. Yani özellikle okul bölgelerinde çok hassas davranıyoruz, burada herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemek adına. Fakat diğer yerlerde açıkçası zaten oluşturulmuş standartlarda da var. Kasislere müsaade etmek istemiyoruz. Daha çok trafik kurallarına uyulması gerektiğini her bölgede belirtiyoruz.”
İSTANBUL’UN KAZA KARA NOKTALARI
İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürü Barış Yıldırım, İstanbul’da en çok kaza olan yerleri ve bu bölgeler ile ilgili çalışmaları da anlattı. Yıldırım, şöyle konuştu: “İstanbul’da 2020 yılında 335 nokta, 2021 yılında da 204 nokta belirlenmiş. En çok kazanın meydana geldiği noktalar. 2022 yılı için hâlâ çalışmalar devam ediyor. Tabii bu bizim İstanbul Emniyet Müdürlüğünden aldığımız verilere dayanarak söylediğim kaza noktaları. Çünkü en net veriler onlara gidiyor diyebilirim. Bunun en başlıca 4-5 yerinden bahsetmek istiyorum; Vatan Caddesi-Oğuzhan Caddesi kesişimi ve Vatan Caddesi-Akdeniz Caddesi kesişimi, Kennedy Caddesi-10 Yıl Caddesi kesişimi, Atatürk Bulvarı-Fevzipaşa Caddesi kesişimi, Dolmabahçe Caddesi, Kadırgalar caddesi üzeri… İşte böyle liste devam ediyor. Bununla alakalı tabii ki fiziki anlamda düzenlemeler çalıştık bazı yerlere, bazı yerlerde hâlâ çalışma aşamasında. Dediğim gibi Emniyet Müdürlüğüyle birlikte hareket ediyoruz burada da. Hem onların önerilerini dikkate alıyoruz hem biz fikir alışverişi yaparak bu bölgelerde de çözüm üretmeye çalışıyoruz.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.