Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyeleri, Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısında Kahramanmaraş ile Hatay merkezli depremler ve Sakarya’nın depreme hazırlığı konusunda görüşlerini dile getirdiler.

SATSO Meclis Başkanı Erdem Ercan Başkanlığında Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyelerinin katılımı ile gerçekleştirilen Mart ayı olağan meclis toplantısında depremin ekonomiye etkileri ve 11 ilin ekonomik olarak toparlanma süreci, Sakarya’nın yapı stoğunun depreme hazırlığı ve deprem sonrasında planlamalar, tarım ve hayvancılık üretimi gibi konular başta olmak üzere gündeme ve sektörlere ilişkin açıklamalarda bulunarak görüşlerini bildirdiler.

Meslek Komitelerinin Sorunlarının Görüşülmesi ile Dilek ve Temenniler gündem maddelerinde kürsüye gelen;

29. Meslek Komitesi (Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri) Meclis Üyesi Kenan Taçyıldız; “Ülke nüfusumuzun %71’i topraklarımızın %66’sı deprem riski altında. Depremler insanları öldürmüyor. İnsanları öldüren yerleşim yeri yanlışları, bilimi dinlememek, insan hataları. Ülke ve halk olarak çok düştük ve kalktık ne yazık ki tecrübe edinemedik. Sadece deprem konusunda değil tarımda da, hayvancılıkta da aynı hatayı yaptık ve şimdi bunları dışarıdan alıyoruz. Eğitimde de aynı hatayı yaptık ve birçok diplomalı gencimiz ülkeyi terk etmek istiyor. Biz nerede hata yaptık diye sormak gerekiyor. Bu sitemim 1945-50’lerden beri bu ülkeyi yönetenleredir. Bu ülkenin insanları bu acıyı çekmek zorunda değil. Ne yazık ki yönetenleri halkımız seçiyor ve bu acılar da halkımızın da suç var.

Bilindiği gibi deprem yönetmeliği 2018’de yeniden düzenlendi. 2018 öncesi binalar da var. Büyükşehir belediyemiz performans çalışması yapıyor ancak 2018 öncesi yapılardan tam olarak ne isteniyor bilmiyoruz. Bizler bu yönetmelik öncesi yapılan binalarımızı 2018’e göre düzenleyeceksek yeniden yapmamız gerekiyor. Biz okullar olarak ne yapmamız gerekiyor maalesef bilmiyoruz.

2022 aralık ayında kamu alacakları yapılandırıldı. Devletimiz bizleri düşünmüş; suçumuz olmayan borçları faizi ile ödeyeceğiz. Devletimiz memur maaşlarını yaparken TÜFE’yi devreye sokuyor. Özel sektör çalışanları için asgari ücrette ise siyasi düşünceler devreye giriyor. Bugüne kadar asgari ücret diğer ücretleri geçmiyordu ancak şimdi diğer ücretlerin de üzerinde. Devletimiz işçi ile işveren arasında hakemlik yapmalıdır. Devletimiz sildim dediği faizler yerine ÜFE’yi devreye sokuyor. ÜFE’ye göre güncelliyor.

Hesap kitaplarımız tutmuyor. EYT düzenlemesi yapıldı, devletimizin işverenlere yardımcı olacağını söylendi. Şimdi EYT kapsamına girenler kapıyı çalıyor hakkını istiyor. Bu konuda kredi paketleri çıkıyor ancak başvurduğumuzda vergi borcu, SGK borcu var diye kredi verilmiyor. Devletimiz verdiği sözün arkasında durmalı.

Yabancılara arsa satışı ülkemiz için ciddi bir tehlike. Karşılaştığım bir raporda arsa satışında Konya, İstanbul, Bilecik, Manisa, Sakarya, Kırklareli diye sıralama gidiyor. Şehrimiz yabancılara en çok toprak satan 5. İl; tam 283.710 metrekare. Satın alan ülkelere baktığımızda ise Ürdün, Filistin, İsrail, Suudi Arabistan, Katar, Yemen, Mısır, Amerika, Irak diye gidiyor. Alınan yerler bazı ülkelerin yüzölçümünden büyük.” Dedi.

21. Meslek Komitesi (Otomotiv ve Yedek Parça Ticareti) Meclis Üyesi Ahmet Öztürk Hacıeyüpoğlu; “Günümüzde işverenler, işçilerin icra dosyalarına cevap vermek için ciddi emek ve mesai harcamaktadır. Alacaklı ya da vekilinin talebi doğrultusunda borçlunun aldığı maaş üzerine haciz konulabilmesi için icra dairesi tarafından borçlunun çalıştığı iş yerine haciz müzekkeresi gönderilmesi gerekmektedir. Müdürlükçe hazırlanan bu haciz yazısı borçlunun çalıştığı kuruma varsa kayıtlı elektronik posta adresi üzerinden e-tebligat ile yoksa çalıştığı işyerinin adresine bir tebligat ile bildirilir. Alacaklı, maaş haczi müzekkeresi ile alacağını çalışanın maaşından her ay belli bir miktar kesinti yaparak tahsil etmektedir. İcra Müdürlüğü’nce gönderilen Maaş Haciz Müzekkeresi’ne 7 günlük süre içinde itiraz etmeyen, beyanda bulunmayan işveren, İcra ve İflas Kanunu’nun 356. ve 357. maddeleri uyarınca dosyaya borçlu olarak eklenir. Bunun için başkaca bir şart aranmaz.” Dedi. Meclis Üyesi Hacıeyüpoğlu;

İşçinin borçları nedeniyle maaşına haciz gelmiş olması işverene iş sözleşmesini feshetme hakkı verir mi? Uygulamada Sıkça Karşılaşılan Problemler hakkında bilgiler vererek SATSO’nun konuyla ilgili yaşanan mağduriyetleri hukukçuların hazırlayacağı raporla TOBB nezdinde ilgili mercilere taşımalıdır gerektiğini belirtti.

3. Meslek Komitesi (Toptan ve Perakende Gıda) Meclis Üyesi Mahmut Kösemusul; “Ülkemizde bu depremden önce tüm dünyayı saran COVİD olayından dolayı iş dünyamızı etkileyen çok önemli parametreler oldu. Dünyadaki işverenler ve insanlar etkilendi. Ekonomik olarak biz de farklı parametreler ile mücadele etmeye çalıştık. Zor günlerden geçiyoruz. İnşallah en hızlı atlatan ülke biz oluruz, mücadeleci ruhumuz ile. Devletimizin hızlıca verdiği sözü tutarak iş yapması takdire şayandır. Finansman ihtiyaçları en önemlidir. Dünyadaki diğer rakiplerimizle mücadele etmek ve eşit büyümek için finansmana ulaşımda da benzer olmalıyız. Buradan Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum faizi düşük tuttu. Cumhurbaşkanımıza yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum.” dedi.

31. Meslek Komitesi (Bilişim ve Telekomünikasyon) Meclis Üyesi Necmettin Kırık; “GSM sektöründeki cihazlara gümrükte ek vergi koyulması yasası vardı ancak bugün itibariyle kararın geri alındığına dair haber çıktı. İnşallah tümüyle çekilmiştir ve de bir daha gündeme alınmaz. Geçtiğimiz mecliste GSM sektörüne yönelik fiyat tarifesi çalışması yaptık ve sektörden olumlu dönüşlerini gördük.

Sektörümüzde depreme karşı DASK vb. sigortalar kapsamında sadece fiziki işyerlerine sigorta yapılıyor fakat içerideki elektronik cihazlara sigorta yapmıyorlar. Sadece deprem için değil diğer durumlarda da malın korunması gerekiyor.

Bu ay içinde 31. Meslek komitesi olarak Ticaret Bakanlığı ve TOBB Yazılım Meclisi iş birliğinde ortak bir yazılım ihracatı etkinliği gerçekleştirdik. 22 tane üyemiz yazılım ihracatı gerçekleştirmiş onlara teşekkür belgesi verdik. Yazılım ve bilişim sektöründe yetişmiş personel maliyeti çok yüksek bunun için de ihracat çok önemli. Uzaktan çalışmayı destekliyoruz ve %75’e seviyelerine çıkardığımız uzaktan çalışma süresini sadece sektörümüz için %100’e çıkarmayı istiyoruz. Bedenen burada ancak beyin olarak yurtdışında çalışan arkadaşlarımız var. Bu bize ciddi kayıplar veriyor ve bununla ilgili de TOBB yazılım meclisi iş birliği ile bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Yazılım ihracatı için devletimiz çok destek veriyor ancak bu destekler sadeleşmiş değil; çok karışık ve ulaşmak için ya danışman tutmak gerekiyor. Önce harcayıp sonra destek almak sorunu da var: Önce al sonra belgelendir şeklinde olması gerektiğini savunuyoruz. Sektörümüz çok yeni ve çok açık bir sektör. Birçok sorunu da mevcut ve artık Türkiye’de bir Bilişim Bakanlığı kurulmalıdır. Bilişim birçok şeyi kolaylaştırdı ancak kötü şeyleri de kolaylaştırdı. Bir üyemiz beni aradı. Dijitalde kumar oynamak çok kolaylaştı ve sıkıntı büyük. Bunu devlet politikası olarak engellemek gerekiyor. Farkındalık yaratma konusunda çalışma yapabiliriz.” dedi. Asgari ücrete ara zam  gündemi var. Asgari ücret artınca diğer yüksek ücretlilere de zam vermek gerekiyor. Sene başında 9 bin TL olmazsa katılmam diye sendika başkanını kutluyorum. İşveren sendikaları ne iş yapıyor? Bir şart koyup kararlı duruyorlar mı? Asgari ücret maalesef sürekli her görüşten siyaset malzemesi yapılıyor. Herkes seçim vaadi olarak asgari ücret üzerinden bol keseden rakam paylaşıyor. Asgari ücret artıyor ancak kararı alan bu ücreti vermiyor. Herkes işverenin vereceği ücrete karar veriyor. Asgari ücret 8.5 bin TL oluyorsa en düşük emekli maaşı da bu düzeyde olsun. Asgari ücreti artıranlar emekliye ve memura aynı oranda yapmıyor. Seçimi kazanmak için kendi vermediği için 15-20 bin TL de verir.” Dedi.

4. Meslek Komitesi (Tarım ve Hayvancılık Meslek Grubu) Meclis Üyesi Ahmet Bayrak; “Ülkede her şeyin başı eğitimdir. Eğitim olmadan olmaz. Kasım meclisinde konuşma yaptığımda hayvancılık sektörünün krizde olduğunu, dişi hayvan kesimlerinin ciddi şekilde arttığını ve bir gün kesecek hayvan bulamayacağımızı söylemiştim. 102 TL olan kesim bugün %100’den fazla arttı. Eskiden köylerde her ailenin hayvanı vardı, kendi kendine yeten bir memleketimiz vardı şimdi köylere gidiyoruz kimse hayvan bakmıyor ya da bakanlar da hayvanlarını kestiler. Hayvancılık maalesef erozyona uğradı. İnsanlardan 10 TL’ye ürettiği sütü 7 TL’ye satmalarını istiyorlar. Üretemezsek tükeneceğiz ki tarım ve hayvancılıkta ithalat bir dinamittir. Daha kötü günlere gidiyoruz. Şu anda kesilen hayvanların çoğu kurban için yetiştirilmiş hayvanlardı. Kurban zamanı da kesim çok zor olacak. Bakış açısını düzeltmez isek 1 kg et 1 gr altın olabilir. Olmayan şeyin parası artar. İnsanlar kazanmadıkları işi yapmazlar ve maalesef şehrimizde milyonluk ahır yatırımları kapandı. Çok emek verilen işletmeler neden kapansın? Tarım ve hayvancılıkta pozitif ayrımcılık uygulayarak herkesin kazanabileceği bir uygulama getirmek gerekiyor. Beyaz Et de de aynı şekilde tehlikede çünkü onda girdiler hep ithal olarak geliyor. Süt ve et fiyatları dünyanın birçok ülkesinde ciddi arttı ve ithal hayvan da kolay bulunmuyor. Dünya içine kapandı ve elindeki hayvanı satmıyor. Pandemi herkese ders oldu ancak bize bir türlü ders olmadı. Odamız bünyesinde tarım ve hayvancılık komisyonunda göreve başladık. Ciddi çalışmalar yapacağız. Ülkemize örnek olacak projeleri hayata geçireceğiz.”

“Bugünlerde ana gündemimiz tabii ki deprem. Yakın zamanda şehrimizde de yaşanması muhtemel. 1939 yılı Erzincan depremi ülkemizdeki tarihindeki en büyük depremdir. 1945’e kadar 50’nin üzerinde Kuzey Anadolu Fay Hattında deprem yaşamışız. Geçmişten hiç ders almadığımız için acısını bugün yaşıyoruz. 6 Şubat depreminden sonra Sakarya’da 100’den çok deprem oldu ve hepsi de Değirmendere, Kemaliye, Çınardibi bölgesinde yaşandı. Şehrimizde ufak da olsa çalışan bir fay hattı var. Tarihsel gelişim depremlerin tekrarlarını gösteriyor. 50 gün geçti deprem olalı ve geçtiğimiz meclis toplantısında hocamız 6 bin binadan bahsetti ancak bununla ilgili bir hareket bile olmadı. Bizim ilk önce buradan başlamamız lazım. 630 yıldır uyuyan, Akyazı-Geyve ile başlayıp Marmara Denizine giden 2. fay hattımız var. Bir seferde kırılsa Kahramanmaraş depreminden çok daha kırıcı ve yıkıcı olacak. Güney ilçelerimizde olağanüstü bir deprem hazırlığı gerekiyor.

Kahramanmaraş depreminden sonra ihale mühendis ve müteahhitlere kaldı ancak bu işin asıl problemi devlettir. 99 depreminden sonra yönetmelik çıkıyor, yönetmeliğe uygun binalar yapıyoruz ancak 2018 yılında bir daha yönetmelik çıkıyor ve buna göre yapılacak deniyor. Sorumluluk kimde? Müteahhitlerde mi yoksa sürekli yönetmelik değiştiren devlette mi? Yeni bir deprem yönetmeliği çıktığında herkesin oturduğu evi riskli statüde sayılacak. Konuşmaya devam edeceğiz. Deprem oldu ancak 2 aydır alt belediyelerde ruhsat kesilmiyor. Depremden 1 gün önce kesilen ruhsatlar var ancak deprem sonra bekletiliyor. Koyduğumuz kural ve kaidelerin ilk önce yöneticiler tarafından uygulanması gerekiyor.” Dedi.

1. Meslek Komitesi (Tarım Ürünleri Üretimi ve Ticareti) Meclis Üyesi Turgay Çelik; “Arazi toplulaştırma çalışması maalesef halâ şehrimizde gerçekleşemiyor. Son yıllarda gıda krizi, enerji maliyetleri, küresel ısınma arazileri verimli kullanmanın önemini gösteriyor. Sakarya çok verimli topraklara sahip bir şehir ancak bu verimliliği sağlamak için toplulaştırma çok önemli. Zahirecilik dediğimiz sektörümüz yıllardır çok saçma bir uygulama karşı karşıya. Patlama özelliği olan nitrat gübrelerin kullanımına kısıt gelmişti. Ancak bu uygulama patlayıcı özelliği olmayan gübreler için de uygulanıyor. Her çuval üzerinde bandrol var ve okutmadan satılamıyor ve kısıtlı erişime sunuluyor.”

SAMİB ve DOMİ OSB Başkanı olarak bilgilendirme yapmak istiyorumDOMİ OSB’de ciddi bir yer talebiyle karşı karşıyayız. Toplam alana ilaveten 8 bin dönüm ilave büyütmek istiyoruz. Bizler DOMİ OSB için tarım yapılamayan, dibi sert kaya olan çok doğru bir yer seçtik. Sakaryalıların yatırımlarla doldurmasını talep ediyoruz. Sakarya çok değerli topraklara sahip. Sakarya’ya dışarıdan gelenler mısırları görüp kaç kez sulandığını soruyorlar ancak sulanmadan olduğunu söyleyince şaşırıyorlar. Gerçekten arazilerimiz çok değerli, değerini bilelim. Toprak yapımızı kimyasal gübrelerle kötü durum düşürmeyelim.” dedi.

 22. Meslek Komitesi (Otomotiv ve Yan Sanayi) Meclis Üyesi Bülent Yazar, “Topraklarımızı kaybediyoruz ve hiçbir önlem alınmıyor. Toprakları iyileştirmemiz gerekiyor ve bunun da organik atıklarla mümkün. Gelişmiş ülkeler tüm atıklarını toprağa kazandırıyor. %70 gübre ithal ediyoruz ve zehir ile tarım yapıyoruz. Kimyevi ürünle tarım dönüşmesi gereken bir konudur. Her yıl atıkların tekrardan enerjiye dönüşmesi için teknolojiler gelişiyor. Hem gübreye para veriyoruz ve bitki bundan sadece %15 faydalanıyor. Deprem gibi bunu da sürekli gündemde tutmak gerekiyor. Tüm ilçelerde atıkları toplayıp fermente ettiğimiz tesisleri hayata geçirmeliyiz ve topraklarımızı kurtarmalıyız. Çok fazla atık var.” Dedi.

 12. Meslek Komitesi (Kitap, Kırtasiye, Basım, Reklam, Medya ve Yayın Kuruluşları) Meclis Üyesi Zafer Bekdemir; “Depremi görmüş bir il olarak 6 Şubat’tan bu yana ihtiyaçları en hızlı şekilde sarabilmek adına hareket ettik. Ancak geçen mecliste hocamızın anlattığı gibi biz de 90+’ları oynar haldeyiz. Şehrimizin şu anki gündemi kentsel dönüşüm. Büyükşehir başta olmak üzere tüm kurum ve belediyeler en iyi şekilde çözebilmek için çalıştığına şahit oluyoruz. Depremden sonraki durumu çözebilmek için ise acil eylem planı oluşturmamız gerekiyor. Kahramanmaraş depremi sonrası çok ciddi ihtiyaçlar vardı ancak sonrasında ürünler bollaştı. Gördük yüzlerce ekmek, gıda çöpe gitti. Üyelerimizin, şehrimizdeki tüm STK’ların faaliyetlerine göre kapasitelerini belirleyip deprem sonrasında ne görevi yapacak diye şu anda planlamalıyız. Bu konuda ne gerekiyorsa iş birliği içerisinde yapabiliriz. Göreve hazırız.” dedi.

7. Meslek Komitesi (Isıtma, Soğutma ve Mekanik Tesisatçılar) Meclis Üyesi Adem Bilgen; “Sektörümüzdeki sıkıntıları kendi içimizde sık sık bir araya gelip tartışıyor ve çözüm arıyoruz. Hedefimiz AGDAŞ iş birliğinde her bölgeye, mahalleye, sokağa ve eve doğalgaz gelene kadar mücadele edeceğiz. Sakarya doğal gaz sahası ve inşallah buradan ülkemizi her yerine doğalgaz verilecek. Seri üretime geçen ve bugün çekilişi gerçekleştirilecek olan yerli ve milli otomobilimiz TOGG ülkemize hayırlı, uğurlu olsun.” dedi.

14. Meslek Komitesi (Hırdavatçılar, Metal Ticareti ve Geri Dönüşümcüler) Meclis Üyesi Hasan Çakır; “Meclisimizin sürekli gündemi tarım. Tarımın ana temeli yaşam, yaşamın ana temeli de topraktır. Bizler önce yapılanmayı doğru bir yere yapmak için plan proje lazım. Şehirlerin plan ile iyi yönetildiğinde bu risklerin daha da azalacağını düşünüyorum. Bakıyoruz; bina için arsa yok, sanayi için arsa yok ancak ihtiyaçlarımız çok fazla.

17. Meslek Komitesi (Kooperatifler, Enerji Altyapı Ve Hafriyatçılar) Meclis Üyesi Adnan Borazancıoğlu; “Bizler maalesef kısır döngü içerisindeyiz. Tüm meclis üyelerimiz doğru konulara temas ediyor. Doğru sayılabilecek faaliyetlerde bulunmak çok daha önemli. Dünya nelerle uğraşıyor biz nelerle uğraşıp neleri görmüyoruz? Biz hep senaryoyu başkalarına yazıyoruz kendimize yazmıyoruz. Bizim ortak akılla ortak kazanımları çıkaracak bakış açılarına sahip olmamız lazım. Yapabileceğimiz çok şey var. Başka illerde ticaret ve sanayi odalarında, OSB’lerde çok farklı projeler yapılıyor. Bizler bu projeleri görüp daha iyilerini yapabiliriz. Geleceği öngöremiyoruz ve hiçbir şey yapmıyoruz. Dünya yapay zekayı geçmiş insansız makineleşmeyi yaratıyor.” dedi.

SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ ise, Meclis Üyelerinin görüş ve önerilerine yönelik yapmış olduğu kapanış konuşmasında şunları dile getirdi:”

Yabancılara toprak satışı bu aşamalara geldiyse bu bir milli güvenlik sorunudur ve tartışılması gerekir. İhracatçılar olarak maliyet artışlarından çok mustaribiz. Oda olarak çekilişe gerek kalmadan TOGG alıyoruz. TOBB tarafından her Oda borsaya bir adet hak verildi. Rengini belirledik, geldiği zaman da Odamızda sergileriz. Hayvancılık konusunda da yakın zamanda Mersin limanından ülkemize 22 bin baş canlı hayvan girdi ancak bu sektörde olan arkadaşım günlük ihtiyacın 50 bin baş olduğunu söyledi. Bu ciddi bir rakam ve üretmemiz gerekiyor, başka çaresi yok.

EYT’den faydalanacak 2.5 milyon kişi var ve bunların sadece tazminatları 500 milyar TL tutuyor. Kendi iş yerimde 200’ün üzerinde çalışanımız EYT’den emekli olacak. Hem ciddi bir iş gücü kaybı, hem de hiç hesaplamadığımız yüksek bir tazminat ile karşı karşıyayız. KGF aracılığıyla sadece 20 milyar TL’lik bir fon ayrıldı. Çözüm aranıyor. Vergilerini zamanında ödeyenler var. Ancak pat diye bir yapılandırma geliyor. Zamanında düzgün ödeyenlerin bir farkı kalmıyor. Depremden sonra ek vergi de bizler için çok problem: yatırım teşvik belgesi kapsamında yatırım yapanlar için çok ciddi bir fark doğuracak. Ek vergi ile ilgili detaylı bir açıklama yok.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın