Hazır giyim ve tekstil sektörlerinin temsilcileri deprem sonrası gelişmeleri değerlendirmek üzere uluslararası markaların alım ofisleri ile ikinci kez bir araya geldi.

TGSD’nin ev sahipliğinde uluslararası markaların alım ofisi temsilcileri ile bir ay içinde düzenlenen ikinci toplantıda Türkiye’nin siparişleri karşılamasında ve yeni iş birliklerine imza atılmasının önünde engel bulunmadığı vurgulandı. Alım ofisi temsilcileri ise daha çok yüksek maliyetler ve üretim standartları üzerinde durdu.

Hazır giyim ve tekstil sektörlerinin başkanları, deprem sonrası gelişmeleri değerlendirmek üzere uluslararası alım ofislerinin temsilcileri ile İstanbul’da bir araya geldi.

Inditex, H&M, Tommy Hilfiger, Calvin Klein, Superdry, Spring Near East Manufacturing, Tesco, Ralph Lauren, Tom Tailor, Varner ve Puma’nın da aralarında bulunduğu  25 alım ofisinden temsilcilerin hazır bulunduğu toplantıda, ‘üretimde olduğu gibi orta ve uzun vadeli iş birliklerinde de sürdürülebilirliğe odaklanmalıyız’ mesajı verildi. 

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD) ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz ile İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan da katıldı.

ABD İLE ‘TERCİHLİ İTHALAT’ UYGULAMASI İÇİN GİRİŞİMLERDE BULUNMALIYIZ

TGSD Başkanı Ramazan Kaya, hazır giyim ve tekstil sektörlerinin mevcut koşullarda siparişleri karşılayacak kapasiteye sahip olduğunu söyledi. Kaya, uluslararası markalarla uzun yıllara dayanan iş birliklerinin sürekliliği önünde de engel görmediğini vurguladı. Alım ofislerinin temsilcileri ile bir ay önce yapılan ilk toplantıda daha çok deprem ve yardımlar konuşulurken, ikinci buluşmada maliyetler ve üretim standartlarının gündeme geldiğini bildiren Kaya, şöyle devam etti:

“Toplantıda bize yöneltilen soru ve önerileri normale dönüşün bir işareti olarak görebiliriz. Türkiye’den yıllık  toplam 10 milyar dolarlık hazır giyim alımı yapan markalar depremden sonra da bizimle yola devam etmek istiyorlar. Ancak yüksek maliyetler nedeniyle fiyat tutturmakta zorlandığımız için rekabetçiliğimiz zayıflıyor. Barınma ve sosyal destek gibi insan odaklı projelerle müşterilerimizi deprem bölgesine çekebilmeliyiz. Bizim Anadolu’yu üretim üssüne çevirebilmemiz için sektörel ve endüstriyel bir dönüşüme ihtiyacımız var. Sektörü yeniden kurgulamamız ve ona göre teşkilatlanmamız gerekiyor. Tersine göçü teşvik edecek sosyal bir devrim yapmalıyız. Türk hazır giyim sektörünün esneklik, hız, kapasite ve kalite gibi güçlü kaslarını daha çok çalıştırmalıyız. Öte yandan geçen yıl sel afetinin ardından ABD Pakistan ile ‘tercihli ithalat’ uygulamasını başlatmıştı. Biz de en az iki yıllığına benzer bir uygulama için ABD nezdinde girişimlerde bulunmalıyız.”

SANEM DİKMEN: HİBE DEĞİL ORTA VE UZUN VADEDE İŞ SÜREKLİLİĞİ İSTİYORUZ

TGSD Başkanı Sanem Dikmen ise deprem sonrası durum tespiti yaptıkları toplantıda iki konunun öne çıktığını bildirdi. Dikmen, şunları söyledi:

“Birinci başlıkta tekstil ve hazır giyim sektörlerinin toparlanması, depremden önceki hacmine ulaşabilmesi ve herkesin mutlu olabileceği sistemin yeniden kurgulanabilmesi için nelerin yapılabileceğini konuştuk. İkinci olarak müşterilerimizle iş birliklerinde devamlılığın üzerinde durduk. Sektörlerimiz son yıllarda üretimde sürdürülebilirlik konusunda çok önemli çalışmalar yaptı. Biz müşterilerimizden de hibe değil orta ve uzun vadede iş birliklerimizin sürdürülebilir olması için destek bekliyoruz. Sektörlerimiz geçmişte de krizler yaşadı. Hızlı adaptasyon yeteneğimizle hepsini kısa sürede geride bıraktık. İş ortaklarımızın desteği ile bu dönemi de en kısa zamanda atlatacağımıza inanıyorum.”

AHMET ÖKSÜZ: TEŞVİKLERİN İLÇE BAZLI BELİRLENMESİ VE DOĞRU YERE KANALİZE EDİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ.

İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz tekstil ve hazır giyimin deprem bölgesi için çok önemli iki sektör olduğunu vurguladı. Bölgenin yine bu iki sektörle ayağa kalkacağını anlatan Öksüz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Depremdem sonra tekstil ve hazırgiyim sektörlerimiz büyük bir dayanışma sergiledi. Aynı dayanışmayı ve desteği iş ortaklarımızdan da bekliyoruz. Üretimi hep birlikte toparlayacağız. Devletimizden de beklentilerimiz var. Teşviklerin ilçe bazlı belirlenmesi ve doğru yere kanalize edilmesi çok önemli. Haksız rekabete izin vermemek gerekiyor. Hali hazırda üretim çarkları yüzde 50 seviyesinde eskiye dönmüş durumda. Ancak tamamen eskiye dönebilmemiz için en büyük ihtiyacımız deprem bölgelerinin istihdamının korunması. Bu çerçevede tersine göç hareketinin başlaması için bölgede istihdam edilen çalışanlarımızın acil barınma ihtiyaçlarının giderilmesi ve ilave teşviklerle desteklenmesi gerekiyor” dedi. 

MUSTAFA PAŞAHAN: DEVLET ÇALIŞANLARIN MAAŞLARINA İLAVE BİR DESTEK SAĞLAYABİLİR

İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan da konuşmasında deprem bölgesinde üretimin birkaç ay içinde normale döneceğini söyledi. Bölgede üretimi desteklemek için devletin bir takım destekler açıkladığını hatırlatan Paşahan, şöyle devam etti:

“İHKİB olarak bizim de Ankara’ya yazılı veya sözlü ilettiğimiz ilave talep ve önerilerimiz oldu. Bu talep ve önerilerimiz ana başlıkları ile şöyle:

  • Deprem bölgesinin tamamının cazibe merkezleri programı kapsamına alınması;
  • Bölgede çalışanlara maaşlarına devlet tarafından ilave bir destek sağlanması;
  • Merkezi veya üretimi bölgede olan işletmelerin mevcut yatırımlarına da ilave istihdam desteklerinin verilmesi;
  • Yatırım teşvik paketine beşinci bileşen olarak dijital ve yeşil dönüşüm yatırımlarının eklenmesi;

·         Özellikle sanayi bölgelerine yakın noktalarda geçici-kalıcı barınma çözümleri geliştirilmesi.

Talep ve önerilerimize en kısa zamanda olumlu yanıt alacağımızı ümit ediyoruz.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın