Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 43 gün geçti. Yaşanan felaket sonrası depremden etkilenen illerde ticaretin canlanması ve şehirlerin tekrar ayağa kaldırılmasına yönelik çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Dünyaya örnek bir birliktelikle deprem bölgelerindeki yaralara topyekûn merhem olmaya çalıştıklarını dile getiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, “Henüz normale dönmüş bir şey yok hep beraber desteklere devam edeceğiz ve bu zor dönemi de atlatacağız.” dedi. Deprem bölgelerinde göçlerden dolayı insan kaynakları yönünden çok ciddi problemlerin olduğunu ifade eden Tecdelioğlu, depremin iç piyasayı yaklaşık yüzde 25-30, ihracatı da yüzde 8 civarında etkilediğini kaydetti. Şubat ayında yaşanan ihracat düşüşüne dikkat çeken Tecdelioğlu; döviz kurunun yeni siparişleri almakta, sürdürülebilir vaziyette ihracatı devam ettirmekte bazı sorunlar yarattığını ifade etti.
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda deprem sonrası devam etmekte olan çalışmalar, sektörün 2023 stratejileri, yaşanan gelişmelere paralel ihracattaki kayıpların telafisi için çözüm önerileri paylaşıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre şubat ayında genel ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,4 düşüşle 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde, Demir ve Demir Dışı Metaller sektörü ihracatı 2023 Ocak- Şubat döneminde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 13 düşüş ile 2 milyar dolar oldu. Şubat ayında genel ihracatın düşüşünde deprem bölgesinin yüzde 8 etkisinin olduğunu belirten İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, “İhracat rakamlarındaki düşüşün tamamını depreme bağlamak doğru değil. Başlıklara baktığımız zaman kur politikası, faiz, rekabetçi tarifelerde olmayan enerji bizi çok etkiliyor. Düşük kur nedeniyle ithalatta da artış yaşanıyor. Bizim kur beklentimiz, her zaman enflasyonla paralel gitmesidir. İhracatın hedeflenen noktaya ulaşması için faiz-kur politikasında değişiklik yapılması yerinde olacaktır.” dedi.
Depremin ardından 43 gün geçtiğini, bir Malatyalı olarak bölgede yaşan depremzedeler için seferber olduklarını ifade eden Tecdelioğlu, “Büyük bir felaketle karşı karşıya geldik. Deprem, bir ucundan diğer ucuna 500 kilometreyi aşkın uzunlukta; sanayi bölgeleri, sosyal alanlar, konut alanlarında ciddi tahribatlar oluşturdu. Yaraları sarmak için Türkiye, öz birliktelik ve kaynaşmayı tüm dünyaya gösterdi. O gece, ondan sonraki günler, bir kere daha Türk olduğum için gurur duyuyorum dedim. Gerçekten dünyaya örnek bir birliktelikle deprem bölgelerindeki yaralara topyekûn merhem olmaya çalıştık. Henüz normale dönmüş bir şey yok, hep beraber desteklere devam edeceğiz ve bu zor dönemi de atlatacağız.” dedi.
YAŞAN GÖÇ İSTİHDAMI ETKİLEYECEK
Deprem bölgelerinde göçlerden dolayı insan kaynakları yönünden çok ciddi problemlerin olduğunu belirten Tecdelioğlu, “Depremin bir direkt etkileri, bir de dolaylı etkileri var. Direkt etkileri zaten o bölgedeki ihracatçı firmalarımızın yapmış olduğu iç ve dış piyasaya olan hizmetleri. Dolaylı etkileri ise, tedarikçi olduğu İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şirketlere yan sanayi olarak çalışan firmaların tedarik zincirindeki etkileri. Böyle baktığımız zaman iç piyasayı yaklaşık yüzde 25-30, ihracatı da yüzde 8 civarında etkiliyor. Bu rakamlar çok büyük. İç piyasadaki yüzde 30’lara varan küçülme ihracatta yüzde 10’lara varan daralma, maalesef zor ekonomik koşullardan geçtiğimiz bugünlerde ciddi bir şekilde bizi sarsıyor. Bir an önce üretmeye ve ihracata devam etmemiz lazım. Oradaki göçü ve oradaki istihdamı sağlayacak insan kaynağını üretir hale getirmemiz lazım. Devletimiz gerçekten her tarafa sahip çıkmaya çalışıyor. Bizler de onlara yardımlarla destek oluyoruz. İhracatçılar Birliği olarak hedef koymuş olduğumuz ve topladığımız yardımlarla da 1.000 konteyner yapmayla ilgili bir çalışmamız var.” dedi.
‘İSTİHDAM SORUNUNU KALICI KONUT ÇÖZER’
Deprem bölgesindeki istihdamın eski günlere dönmesinin ancak kalıcı konutlarla, insanların yaşamasıyla mümkün olabileceğine dikkat çeken Tecdelioğlu, “Asrın felaketi niteliğindeki depremin ekonomiye ve ihracata olan etkileri maalesef bu yıl biraz devam edecek gibi. Muhakkak bizim kalıcı konutlara, evlere kapısını kilitleyip oturabileceğimiz ilk başta konteyner, sonrasında da kalıcı konutlara ulaşmamız lazım. İnşallah bir yıla o konutlar olur da o bölgelerdeki istihdam ve üretim eski günlere gelir.” değerlendirmesinde bulundu.
Deprem bölgesinin inşasında iç piyasada bir hareketlenme başlayacağını duyuran Tecdelioğlu, talepleri karşılayacak kapasitenin olduğunu, ithalata gerek kalmayacağını söyledi.
DEPREMİN İHRACATA ETKİSİ YÜZDE 8
Şubat ayında genel ihracatın düşüşünde deprem bölgesinin yüzde 8 etkisinin olduğunu belirten Tecdelioğlu, “İhracat rakamlarındaki düşüşün tamamını depreme bağlamak doğru değil. Başlıklara baktığımız zaman kur politikası, faiz, rekabetçi tarifelerde olmayan enerji bizi çok etkiliyor. 13-17 Mart tarihleri arasında Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle Almanya Frankfurt’ta gerçekleşen ISH Isıtma, Soğutma, Havalandırma Fuarı’na İDDMİB olarak milli katılım gerçekleştirdik. 173 firmayla Türkiye’yi temsil ettik. Fuar gerçekten çok başarılıydı. Başkonsolosumuz, ticari ateşimizle beraber 40’a yakın firmayı ziyaret ettik. Yapılan geri dönüşlerde firmaların şu an fokuslandığı nokta kur. Maalesef kur şu an yeni siparişleri almakta, sürdürülebilir vaziyette ihracatı devam ettirmekte ayağımıza çok ciddi anlamda takılıyor.” ifadelerini kullandı.
İHRACATÇININ KUR BEKLENTİSİ
İthalatın arttığının bilgisini veren Tecdelioğlu, “Türkiye’ye kur düşüklüğünden kaynaklı çok ciddi anlamda ithal ürün geliyor. Bizim hırdavat sektöründe de ithalat gerçekleşmeye başladı. Çünkü bizim üretici firmalarımız TL bazda sattıkları malda rekabet edebilecekleri ürünlerde sıkıntı yaşıyorlar. Düşük kur nedeniyle ithalatta da artış yaşanıyor. Bizim kur beklentimiz her zaman enflasyonla paralel gitmesidir. Yani ülkede enflasyon neyse, enflasyonla aynı paralellikte kurun yükselmesi, aynı eğilimle hareket etmesi gerekir. Bakanlıklarımız reel sektörü canlı olarak takip ediyorlar. Ticaret Bakanımız Mehmet Muş ile yaptığımız görüşmede bunları dile getirdik, taleplerimizi aldılar.” ifadelerini kullandı.
ENERJİ FİYATLARINDA DÜŞÜŞ TALEBİ
Realitede yüzde 30’un üzerinde bir faiz olduğunu kaydeden Tecdelioğlu, “Kredi kullanmak için koşullar çok ağırlaştırılmış durumda. İşletmelerin öz kaynakları yetmiyor. Sanayiciler olarak 2019, 2020, 2021 yıllarında pandeminin yaratmış olduğu fırsatlarla çok ciddi yatırım yaptık, kapasitelerimizi arttırdık ama öz kaynağımız yani işletme sermayemiz yetmiyor. Şu an öz kaynak eksikliğinden mecburen bankalardan dış kaynak kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu sefer hammadde alamadığımız zaman istediğimiz üretimi, istediğimiz kapasiteyi yakalayamaz durumdayız. Bu yüksek faizlerle öyle bir karlılığımız yok. Enerji fiyatları yüzde 15-20-25 düştü. Fakat bu rakamlarla dünyadaki enerji fiyatlarıyla kıyasladığımız zaman Türkiye hala çok pahalı ve hala rekabetçi değiliz. Bu sefer biz alınmış olan işlerimizi, pandemi zamanındaki lojistikten Türkiye’ye doğan fırsatları kaybediyoruz. Bir an önce rekabet edebileceğimiz enerji fiyat tarifesi oluşturulmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
EYT İÇİN KGF TALEBİ
Tecdelioğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Eximbank iyi ki var, Eximbank olmasa bizim ihracatta para bulacağımız banka yok. İGE çok doğru düşünülmüş, gerçekten ihracatçı için kefalet karşılığı krediyi sürdürülebilir vaziyette yaratabilecek güzel bir formül. Ama çapının ve etkinliğinin büyümesi gerekiyor. KGF’nin yerini alabilecek bir program. Son yapılan açıklamada reeskont kredisi alanlar KGF kullanamıyor. Böyle bir sıkıntı var ve bu da çok yanlış. KGF gerçekten firmalarımız için bankalarla pazarlık ederken kullanılan en önemli köprülerden biri.” Deprem sonrası bölgedeki iç piyasanın yazılmış vadeli çeklerinden dolayı bir yük olduğunu ifade eden Tecdelioğlu, “Çek konusu çok ciddi bir rakam. İkinci yük ise erken emeklilik sistemi EYT. EYT’den dolayı dilekçeler gelmeye başladı. Gelen dilekçelerdeki süre 30 gün. Şimdi 30 gün içinde biz bunu emekli etmek zorundayız. Emekli ettiğimiz arkadaşa tazminat ödemek zorundayız. Yani acilen KGF kredisinin çıkması lazım.” dedi.
2023 YLILI İÇİN 102 TANE EYLEM PLANI
2022 yılının ilk 6 ayında 7 eylem yaptıklarını duyuran Tecdelioğlu, “2023’ün ilk 6 ayında yaklaşık 30’a yakın eylem programımız ve toplam 102 tane eylem planımız olacak. Bu eylemler içinde özellikle uzak ülkeler stratejisini çok önemsiyoruz. Eylemden kastım B2B’ler, milli katılım fuarlarımız, düzenlemiş olduğumuz URGE heyetleri, çalıştaylar gibi başlıklarla yani neredeyse her 2 günde bir İhracatçılar Birliğinin, dünyanın herhangi bir lokasyonunda bir faaliyeti var. Çalıştaylarımızı deprem nedeniyle 6 ay öteledik. Fırsatları iyi değerlendirirsek Türkiye’deki ihracatın büyümemesi elde bile değil.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE’DE SANİYEDE BİR TAVA ÜRETİLİYOR”
3-7 Şubat 2023 tarihleri arasında Almanya Frankfurt’ta düzenlenen Ambiente Fuarı’na 350 firmayla katıldıklarını söyleyen Tecdelioğlu şunları aktardı, “Mutfak sektöründe Frankfurt’ta 350 tane firmayla şov yaptık. Avrupalılar ve fuara gelenler Türk mutfak tasarımlarına hayran kaldılar. Her saniyede bir tava üretiyoruz. Dünyadaki en fazla tava üreten, teflon tava ve tencere üreten ülkesi Türkiye.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.