Dış ticaret işlemleri sırasında birçok belge üretimi ve bu belgelerin taraflar arası paylaşımı gerçekleşiyor. Dış ticaret süreçlerinde 313 belge ve bu belgelerin kamu tarafında 24 muhatabı bulunuyor. Tüm bu belgeleri ve taraflar arasındaki süreçleri güvenli bir şekilde dijitalleştiren blok zinciri teknolojisi dış ticarette de hızla yaygınlaşıyor. KPMG Türkiye’nin Bilişim Vakfı (TBV) ile ortak çalışması sonucu, Blockchain Türkiye Platformu (BCTR) tarafından hazırlanan raporda, dış ticarette blok zinciri üzerinden dünyada hayata geçirilen dikkat çekici projeler paylaşıldı.

Günümüzde son derece hızlı ilerleyen dijitalleşme sürecinde en çok ilgi çeken konularından biri de blok zinciri teknolojisi. Kayıtların değiştirilememesi, merkezi olmayan sistemleri, güvenli ve şeffaf olma özellikleri nedeniyle blok zinciri teknolojisinin birçok alanda kullanımına yönelik çalışmalar yapılıyor. Blok zincirin dış ticarette kullanımı ile ilgili de başta tedarik zinciri yönetimi, gümrük işlemleri ve dokümanların dijitalleştirilmesi gibi alanlar olmak üzere farklı uygulamalara yönelik araştırmalar ve projeler de devam ediyor.
 
KPMG Türkiye ve Türkiye Bilişim Vakfı’nın (TBV) yaptıkları ortak çalışması sonucu Blockchain Türkiye Platformu (BCTR) Üretim, Lojistik ve Ulaşım Çalışma Grubu tarafından hazırlanan “Sürdürülebilir Tedarik Zinciri İçin Blokzincir Uygulamaları” raporunda dış ticarette blok zinciri teknolojisinin kullanımının gelecekte yaygınlaşacağı alanlara ve katacağı faydalara dair önemli bilgilerin yanı sıra dünya genelinde bu teknoloji ile hayata geçirilmiş proje örneklerine de yer veriliyor. 
 
Konuyla ilgili açıklamada bulunan KPMG Türkiye Ülke Başkanı Murat Alsan, “Dış ticaret süreçlerinde birçok tarafın bir araya geldiği bir ekosistem söz konusu. Dış ticaret süreçlerindeki aktörler; ithalatçı/üretici firma, müşteri, banka, gümrük müşavirliği, ticaret bakanlığı, nakliyeci, iç nakliyeci, antrepolar, özel antrepolar, sınır gümrük idareleri ve tek pencere sistemine dâhil olan eşyanın ticareti ile ilgili izinlerin alınmasına dâhil olabilecek tüm paydaşlardır. Dış ticaret işlemleri sırasında birçok belge üretimi ve bu belgelerin taraflar arası paylaşımı gerçekleşir. Dış ticaret süreçlerinde 313 belge ve bu belgelerin kamu tarafında 24 muhatabı bulunuyor. Bu belgelerin blok zinciri teknolojisi ile entegre edilmesi ve devlet tarafındaki süreçlerin dijitalleşmesi ile birlikte zaman ve maliyet etkin bir ekosistemin kurulması ticareti kolaylaştıracak ve dış ticaretteki taraflar arası güven sağlanacaktır.” dedi.
 
Blok zincirinin dış ticarette kullanımının artacağı alanlar ve faydaları
Rapora göre blok zinciri kullanımının, dış ticaret ekosisteminin şu alanlarında ilerleyen yıllarda artacağı öngörüyor: Mevzuata uyumun artırılması, ticaretin kolaylaştırılması, hata ve ihlallerin tespiti, beyannamenin hazırlanması, kurumlar arasında veri değişimi, yasal zorunlulukların/sertifikaların otomasyonu, kimlik tespiti, vergi tahsilatı, sonradan kontrollerin etkinliğinin artırılması. Raporda blok zinciri kullanımının faydaları ise aşağıdaki gibi sıralanıyor:

  • Bilgi alışverişi yoluyla şeffaflığı arttırma,
  • Kâğıt yoğunluklu görevleri ilgili blok zinciri uygulamalarıyla değiştirme,
  • Gümrük operasyonlarının maliyetini ve süresini kolaylaştırma ve azaltma,
  • İthalatçıların gümrük vergilerini kolayca ödeme olanağı ve gümrük makamları için vergi ödemeleri üzerindeki kontrolü kolaylaştırma,
  • İzinli bir blok zinciri aracılığıyla beyan amacıyla birincil kaynaklardan bilgi çıkarma sürecini iyileştirme,
  • Özellikle, gümrük idareleri idari iş yükünün azalması,
  • Blok zincirinde depolanan dağıtık defter ve onaysız değişiklik yapılmasına dayanıklı verilerin, bilgilerin özgünlüğünü garanti edebilmesi ve ithalatçı ülkenin yetkililerine aktarımını güvenilir hale getirebilmesi,
  • Blok zinciri tabanlı platformların, gümrük mallarının varış öncesi sürecini ve ilgili bilgilerin gerçek zamanlı olarak paylaşılmasıyla hızlı bir şekilde serbest bırakılmasını da optimize edilmesi.

Dış ticarette blok zinciri üzerinden hayata geçirilen projeler
“Sürdürülebilir Tedarik Zinciri İçin Blokzincir Uygulamaları” raporunda dünyadaki blok zinciri girişimleri ise şu şekilde sıralanıyor:

  • Blocklab Projesi: Proje kapsamına, Güney Kore’den yola çıkan bir konteyner, blok zinciri aracılığıyla takip edilerek Rotterdam Limanı’na sorunsuz şekilde ulaştırıldı. Bu süreçte, blok zinciri ile ticaretin finansmanı, konteynerin kesintisiz takibi ve işlemlerin kâğıtsız olarak yürütülmesi sağlandı. Bu proje ile blok zinciri teknolojisi kullanılarak ilk sevkiyat da gerçekleştirilmiş oldu.
  • Robob Projesi: Geleneksel uygulamada ithal edilen ürünün limandan alıcıya sevk edilmesi için ürünün mülkiyetine sahip olduğunun ispat edilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu durum birçok kanıt gerektiren bilgi akışına yol açıyor ve birden fazla taraf sürece dâhil oluyor. Blok zinciri teknolojisi bu noktada dijital ve zaman damgalı imzalar sayesinde izlenebilir ve doğrulanabilir bir kanıt sağlıyor. Böylece yük konteynerlerinin serbest bırakma işleminin daha kısa sürede gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında, 2018 yılının ortalarında ithal edilen 17 ton badem Avustralya’dan Hamburg Limanı’na blok zinciri teknolojisi kullanılarak ulaştırıldı.
  • Kore Gümrük İdaresi Projesi: Proje blok zinciri tabanlı bir gümrük platformu geliştirmek için yapıldı. Proje sonucunda, malların gümrükten geçirilmesine ilişkin sürecin, veri paylaşımı ve gümrük beyannamelerinin otomatik olarak üretilmesi yoluyla basitleştirilmesi ve böylece genel olarak daha şeffaf ve verimli bir gümrük hizmetinin sağlanması öngörüldü.
  • ABD Gümrük ve Sınır Koruma İdaresi (CBP) Projesi: İhraç edilen ürünlerin fikri mülkiyet haklarının korunması, lisansların doğrulanması ve izlenebilmesi amacıyla dokümantasyon süreçlerinde resmi kayıtların kâğıtsız olarak üretilmesi çalışması yapılıyor.
  • Singapur Uluslararası Ticaret Odası Projesi: Menşei sertifikalarının ve bu kapsamda faturaların, üretim beyannamelerinin ve fabrika lisansları gibi gerekli belgelerin dijital ortama taşınması ilk kez gerçekleştirilen bir uygulama olmasa da blok zinciri tabanlı bu yeni uygulamada menşei sertifikası dijital olarak kaydediliyor, blok zinciri üzerine gömülüyor ve basılı sertifikaya bağlı bir QR (Quick Response) kod üretiliyor.
  • Tradelens Projesi (IBM & Maersk İş Birliği): Küresel deniz taşımacılığının maliyetini azaltmak, tedarik zincirleri arasındaki şeffaflığı artırmak ve doküman oluşturma sürecinde kâğıt kullanımı nedeniyle oluşan verimsizliği ortadan kaldırmak amacıyla yapılan bir projedir.
  • Cadena Projesi: Karşılıklı tanıma düzenlemelerinin/anlaşmalarının (MRA’lar) etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak için Kosta Rika, Meksika ve Peru’daki gümrük idareleri arasında yetkili ekonomi operatörleri (AEO’lar) hakkında bilgi paylaşımı sağlayan projedir.
  • Küresel Ticaret Bağlantı Ağı (GTCN): Küresel bir bilgi otoyoludur. Şu an için Singapur Para Otoritesi ile Hong Kong’daki muadili arasındaki ticaret finansmanı hakkında bilgi alışverişiyle sınırlı.
  • Mercury II Projesi: Mercury II Projesinin bir parçası olarak inşa edilen arayüz projesinde, ATA karnesinin kaydileştirilmesi bağlamında kullanılan ve karnenin kâğıt prosedürlerini yeniden üreten bir proje.
  • Tradetrust Projesi: IBM ile Singapur Hükümetinin iş birliği ile doğan bu girişimde, uluslararası ticaret işlemlerinde kullanılan dokümanların elektronik ortamda güvenli bir şekilde kaydedilmesi, eş zamanlı olarak paydaşlar tarafından görüntülenmesi hedefleniyor. Basılı dokümanların yazım ve taşıma maliyetlerini ortadan kaldırmayı amaçlayan bu platform ile uluslararası ticaret işlemlerinin daha kısa sürede tamamlanacağı öngörülüyor.
  • Silsal Platformu: Birleşik Arap Emirlikleri sınırları içerisinde bulunan Abu Dabi Limanı ile Belçika Antwerp Limanı arasında gerçekleşen iş birliği, lojistik operasyonlarının otomatize edilerek, kargo aktarım ve doğrulama süreçlerinin kolaylaştırılmasını amaçlıyor.

sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın