Depozito sisteminin hayata geçirilmesinin ülkemiz açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “Öte yandan, sağlıklı bir atık yönetimi açısından kaynağında ayrıştırma projeleri de bir an önce hayata geçirilmeli. Sadece merkezi ve yerel kamu otoritelerinin yapacağı altyapı yatırımları değil bilinçlendirme faaliyetleri de projelendirilmeli. Unutulmamalı ki bugün çalışılmaya başlansa dahi kaynağında ayrıştırmanın kabul edilebilir bir seviyeye çekilmesi uzun yıllar alacaktır. Bu sebeple hiç zaman kaybetmeden bu yola girmek gerekiyor” dedi.
Sıfır Atık Projesi Hızlandırılmalı
Sıfır atık projesinin ülkemiz için önemine değinen Karadeniz, “Katı atık depolama yerine geri dönüşümü öne çıkararak çevresel sorunların önüne geçmek mümkün. Bu kapsamda ilk adımları atılan sıfır atık projesinin hızlandırılması büyük önem taşıyor. Bilhassa konunun muhatabı olan yerel yönetimlerin yatırımlarını hızlandırması gerekiyor. Ayrıca bu yatırımların eğitimlerle ve kamu spotlarıyla desteklenmesi de kritik önemi haiz. Hemen hemen tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de atığın kaynağında ayrıştırılması neticesinde çevresel sorunların asgari düzeye çekilmesi mümkün olacaktır. Ayrıca kaynağında ayrıştırma yöntemi sayesinde temiz şekilde toplanan atıkların geri dönüştürülmesi ekonomik açıdan da önemli bir kazanç sağlayacaktır. Plastik sektörü özelinde baktığımızda hammaddede %85’in üzerinde ithalata bağımlı bir yapımız olduğu bir gerçek. Eğer yurtiçinde etkin bir kaynağında ayrıştırma sistemi kurup piyasaya sürülen plastikleri geri dönüştürebilirsek sektörümüzün ithalat ihtiyacı çok daha azalacak ve bu katma değer ülkemizde kalacaktır. Benzer bir durum kâğıt, metal vb. ürün grupları için de geçerlidir” dedi.
Projelerin Finansmanı Desteklenmeli
Yerel yönetimlerin kaynağında ayrıştırma projelerine finansman desteği sağlanması ve toplama ayrıştırma sektörünün sübvanse edilmesi gerektiğini belirten Karadeniz, “Avrupa’da olduğu gibi ambalajı piyasaya sürenler üzerinden toplanan kaynaklar, proje finansmanına ve sistemin işlemesi için gerekli sübvansiyonlara aktarılmalı. Zira bu sektörler kâr marjı yaratamadıkları için verimsiz çalışmaya her daim meyilliler. Ayrıca unutulmaması gereken bir diğer husus ise depozito sisteminin hayata geçmesinin akabinde ülkemizdeki atıkların en değerli kısmını oluşturan PET ve alüminyum ambalaj atıklarının toplama-ayrıştırma sisteminin dışına çıkacağı ve bu tesislerin karlılığını daha da düşüreceğidir. Bu sebeple ciddi bir sübvansiyon sistemi mutlaka hayata geçirilmelidir. Zaten hali hazırda toplanmakta olan GEKAP’ın kaynak olarak bu sisteme aktarılması dünyadaki diğer iyi örnek uygulamaları ile de paralellik arz etmektedir” dedi.
Geri Dönüşümün Önemi Artacak
Önümüzdeki yıllarda geri dönüşüm malzemenin öneminin artmaya devam edeceğinin altını çizen Karadeniz, “İngiltere’nin ardından İspanya’da da birincil hammaddeden üretilen ürünlere ilave vergiler getirilerek geri dönüşüm malzeme kullanımı özendiriliyor. Önümüzdeki süreçte diğer ülkelerin de bu trendi paylaşacağını öngörebiliriz. Bu kapsamda gelecek süreçte daha fazla miktarda ve daha yüksek nitelikte geri dönüşüm malzemeye ihtiyaç duyacak olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ülkemiz eğer bu paradigma değişikliğini doğru okuyamayıp sağlıklı bir kaynağında ayrıştırma sistemi kurarak ikincil hammadde kaynağımızı güvence altına alamazsa bugün en büyük ihracat pazarımız konumunda bulunan Avrupa’da ve diğer ihracat pazarlarımızda ciddi pazar kayıpları yaşamamız işten bile değil” dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.