ENVER ERKAN, TERA YATIRIM BAŞEKONOMİSTİ

Merkez Bankası yaptığı açıklamada, menkul kıymet bakım yönetmeliğinin kapsamını bankaların yanı sıra diğer finansal kurumları da içerecek şekilde genişletiyor. Bu hamleler genel olarak Türk Lirası’nın bankacılık sisteminin hem aktif hem de pasifindeki ağırlığının kalıcı olarak artırılmasına yöneliktir. Buna göre;

·        Merkez bankası, bankaların kredi faiz oranı ve kredi büyüme oranına göre menkul kıymet bulundurma zorunluluğunun 29 Aralık 2023’e kadar uzatıldığını söyledi.

·        Merkez bankası, Türk lirası zorunlu karşılıklar için altın tutma imkanlarının 23 Haziran itibarıyla sonlandırıldığını açıkladı.

Bankacılık sektörü ticari kredi faizleri ve toplam menkul kıymetlerdeki tahvil/bono ağırlığı… Kaynak: TCMB, BDDK, Tera Yatırım

Merkez Bankası yılın son gününde almış olduğu kararla yeni bir adım daha atmış oldu. Yeni kararla bankacılık sektörü bilanço dışı yükümlülükler bilanço içindeymiş gibi varsayılarak menkul kıymet tesisi zorunluluğu getiriliyor. Esas büyük değişikliklerden biri de faktoring alacaklarına da menkul kıymet zorunluluğu getirilmesi oldu. Söz konusu durum faktoring firmaları için zorlayıcı olacak, çünkü menkul kıymet zorunluluğu olmadığı için bankacılık sektörüne kıyasla daha yüksek bir faiz uygulayabiliyorlardı. Bunun iki türlü yansıması olabilir;

·        Bugün itibariyle faktoring firmaları muhtemelen eskisi kadar çek kırdırmak istemeyeceklerdir, çünkü buna karşılık %9 dolaylarında sabit getiriden tahvil almak zorunda olacaklar.

·        Faizleri %40 dolaylarından %25 bandına indirmeleri gerekecek. Yüksek enflasyon devam ettiği için ve mevduat faizleri %25 seviyelerine yakınken bunun da altında bir çek/alacak iskontosu pek mümkün değil.

Politika faizi %9 ve mevduat faizleri %25 dolaylarında olması itibariyle, aradaki makas piyasada çok geniş bir faiz koridoru oluşmasına neden olmakta. Bu ortamda Merkez Bankası başka politika araçlarıyla piyasadaki faizleri aşağı çekme uğraşında. Bunu da liralaşma stratejisi altında adımlarla gerçekleştirme niyetinde. Bu düzenlemelerden en önemlisi elbette bankacılık sektörüne selektif olmayan kredilere karşılık getirilen, şu anda getirisi %9 dolaylarında olan devlet tahvili/Hazine bonosu almak yükümlülüğüdür. Bankacılık sektörünün, şimdi kapsamı genişletilmiş olan bu tahvil alma zorunluluğundan kaçınmak için daha çok swap ile TL açığını kapatması veya menkul kıymet zorunluluğu olan selektif olmayan kredileri kullandırmamaya yönelmesi söz konusuydu. Seçime kadar uygulanması muhtemel olan ileri adımlarla beraber piyasa faizlerinin farklılaştığı bir ortamda risk modundan dolayı kredilerde daha fazla frene basılabilir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın