Suriye’nin Afrin ve Elbab bölgelerinde saha çalışmaları yürüten Sosyolog ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Banu Dalaman bölgede elde ettiği verileri ve izlenimleri Nevşin Mengü’nün Youtube kanalında paylaştı. Türkiye’nin bölgede danışman statüsünde olduğuna işaret eden Dr. Banu Dalaman, ” Türkiye’nin en hassas olduğu konu ise sınır güvenliğimizi sağlamak ve sınırlardan bu insanların daha fazla geçmesini engellemek. Türkiye’nin desteği olmasa o bölgede vesayet savaşları devam edecek ve oradaki insanlar yok olacak. Türkiye oradaki insanların güvenliğini sağlıyor” dedi.

Nevşin Mengü’nün Youtube kanalına konuk olan Sosyolog ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Banu Dalaman Suriye’ye yaptığı son ziyareti ve bölgede yaptığı çalışmaların detaylarını paylaştı. Afrin ve Elbab’da saha çalışması yapan Dalaman bölgenin durumunu “O bölge aslında 2011’de savaş başladığında Esad’ın ilk terk ettiği noktalardı ve oralarda bir aşiret yapılanması olan Kürtlerin Türkmenlerin, sünni Arapların bir arada yaşadığı bölgeydi. Kendi içlerinde aşiretsel kavgalar olduğu bir bölgeyken o bölge bir anda terk edildi” sözleriyle anlattı.

Bir dönem Elbab bölgesi IŞİD tarafından, Afrin YPG tarafından ele geçirildiğini hatırlatan Dalaman, “Biz de Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarıyla bölgeye destek verdik. çünkü yaşamsal alan bitmişti o bölgede. Bu unsurların oraya girmesiyle birlikte oradaki insanların iki seçeneği var; ya Türkiye’ye geçmek ya da orada nasıl yaşayacaklarını hesaplıyorlardı” dedi.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgesinin coğrafik ve demografik olarak farklılıkları olsa da bir bütün olduğunu aktaran Dalaman, “Bu bölgede Türkiye şunu yapmaya çalışıyor; burada kentsel yaşanabilirliği sağlamaya çalışıyor. Oradaki insanlara kültür diplomasisiyle eğitim sağlıyor, insanı yardım sağlıyor. Çünkü burada ekonomi durmuş durumda. Bu bölgede doğalgaz yok, enerji kaynakları yok. Sadece tarımla geçinen insanlar ve dışarıyla bir ekonomik takas olmadığı için de büyük sıkıntılar yaşanıyor. Türkiye’nin buradaki varlığı bir anlamda insanların yaşamalarını sağlamak o bölgedeki nüfus hareketlerini yönetmek için önemli. Bu bölgelerde ciddi nüfus değişimleri oldu. Afrin savaş öncesi 50 bin kişilik bir ilçeydi şimdi nüfusu 600 700 binlere dayandı” diye konuştu.

Dr. Dalaman Suriye’nin geleceği ve Türkiye’nin bölgede üstlendiği rolü ise şu sözlerle aktardı: “Türkiye danışman statüsünde. Orada yerel meclisler var. Yerel meclis başkanları meclis üyeleri hepsi oranın yerel insanları. Türkiye burada danışmanlık veriyor ve sadece orada yaşam oluşturmaya çalışıyor. Türkiye’nin en hassas olduğu konu ise sınır güvenliğimizi sağlamak ve sınırlardan bu insanların daha fazla geçmesini engellemek. Türkiye’nin desteği olmasa o bölgede vesayet savaşları devam edecek ve oradaki insanlar yok olacak. Türkiye oradaki insanların güvenliğini sağlıyor.

Suriye’nin geleceği nasıl olur? Bunun üzerine bir sürü senaryo konuşuluyor. Hulusi Akar’ın Moskova’da bugün Suriye savunma bakanıyla görüşmesi olumlu bir adım. Belki Esad’la başından beri görüşsek savaş bu noktalara gelmeyecekti. öte yandan maalesef şöyle de bir şey var; bu insanları birleştiren ana unsur Esad karşıtlığı yani bölgenin dinamiğini bir arada tutan şey -sunni Arap var, Kürt var Türkmen var- farklı grupları bir arada tutan şey Esad karşıtlığı. Bu nasıl çözüme ulaşır? O da düşünmemiz gereken ayrı bir denklem.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın